Suriye iç savaşında muhaliflerin baş döndürücü ilerlemesi her şeyi değiştirdi. İran bütün askeri gücünü çekiyor. Rusya sivillere ayrılmayı tavsiye etti. Güneyde cephe açan muhalifler Şam’a ilerliyor. Muhalifler Humus şehrine de girdi, çatışmalar var.
Suriye iç savaşında geçen hafta başlayan alevlenme baş döndürücü bir hızla ilerliyor. İdlib’den yola çıkan HTŞ öncülüğündeki muhalifler Halep ve Hama’yı kolayca aldı, şimdi Şam yolu üzerindeki stratejik Humus’u ele geçirmek üzere. Düne kadar çatışma olmayan güneyde Ürdün sınırındaki bölgelerde muhalifler silaha sarıldı, çok sayıda kent ve kasabayı ele geçirdi, büyük bir hızla başkent Şam’a ilerliyor. Günün büyük sürprizi İran’ın aralarında Devrim Muhafızları’nın Kudüs Gücü komutanlarının da olduğu askeri güçlerine Suriye’yi terk etme emri vermesi oldu. İran Esad rejimini kendi başına bıraktı. Esad’ın tek destekçisi olarak Rus hava kuvvetleri kaldı, ama Rus Büyükelçiliği de Suriye’deki sivillere bir an önce ülkeyi terk etmelerini tavsiye etti. Esad rejiminin çökmesini fırsat gören PKK/YPG en Doğuda Türkiye sınırındaki Kamışlı ve Haseke’de kontrolü ele aldı. Yine Suriye’nin Irak sınırı yakında, daha önce DAEŞ’in etkin olduğu Deyrizor’da şiddetli çatışma haberleri geliyor. Buradaki Rus askerlerinin konvoylar halinde uzaklaştığı, rejim askerlerinin de geri çekilmekte olduğu bildiriliyor, ama buradaki ‘muhalif güçler’in kimler olduğuna dair sağlıklı bilgi yok.
Suriye’deki iç savaş birden çok cepheli, çok yönlü ve son derece hızlı gelişmelere sahne olan bir savaşa dönüştü.
Dünün en önemli haberi İran’ın kalan askeri güçlerinin tamamını Suriye’den çekmeye karar vermesiydi. Akşam saatlerinde İran Devrim Muhafızları’nın İran dışında faaliyet gösteren askeri kolu olan Kudüs Güçleri’nin Suriye’deki komutanları başta olmak üzere bütün güçlerini Suriye dışına çıkartmaya başladı. Coğrafi yakınlığa göre İran güçleri ya Irak’a ya Lübnan’a geçmeye başladı.
The New York Times’ın haberine göre boşaltma emrini Şam’daki İran Büyükelçiliği verdi. Büyükelçilik görevlilerinin çoğu da, kimi Devrim Muhafızları askerleriyle birlikte Şam’dan hava yoluyla Tahran’a gitti.
Suriye’ye ilişkin diplomatik çabalar da devam ediyor. Bugün Katar’ın başkenti Doha’da Türk, Rus ve İran Dışişleri Bakanları bir ‘Astana Zirvesi’ çerçevesinde toplanacak ve Suriye’nin geleceğini konuşacak. Türkiye bu toplantıya eli güçlü giriyor, Rusya ve İran’dan Esad’ı siyasi çözüm masasına oturmaya ikna etmesini isteyecek. Ancak Esad rejiminin hızlı çöküşü belki de bu talebi de gereksiz hale getirecek, çünkü muhaliflerin hızlı ilerlemesi sahada İran’a havlu attırmış durumda, Rusya’nın ise Suriye’ye bugüne kadar yaptığı bütün yatırımlar boşa çıkabilir.
Doha’ya ulaşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan burada Amerikan Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile Suriye konulu bir telefon konuşması yaptı. Bu Blinken ile Fidan arasında Suriye konusunda son beş günde yapılan ikinci görüşme oldu. Görüşmenin içeriğine dair bilgi verilmedi.
Hakan Fidan Doha’da ayrıca Hamas’ın siyasi bürosuyla da bir araya geldi. Geçen haftalarda Katar’ın Hamas’ın siyasi bürosunu ülkeden kovduğuna, Hamas yöneticilerinin Türkiye’ye göç edeceğine dair haberler çıkmıştı. Bu haberler böylece yalanlanmış oldu.
Suriye iç savaşındaki cephelerdeki gelişmeler şöyle:
Geçen hafta iç savaşı ansızın yeniden alevlendiren hareket sekiz yıldır Türkiye sınırındaki İdlib şehrine sığınmış olan muhalif güçlerin en büyüğü olan Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) öncülüğünde Halep’e doğru saldırıydı.
Üç günden kısa sürede Halep düştü, buna herkes şaşırdı. Muhalif güçler Halep’in ardından 120 kilometre Güneydeki Hama’ya yöneldi, burası da iki gün içinde düştü.
Şimdi daha da güneyde ve Suriye içindeki yolların kesişme noktası olduğu için stratejik bir noktada olan Humus’a ilerliyorlar, hatta bu şehrin bazı mahallelerine girdiler bile.
Önceki akşam Hama’da Esad’a bağlı Suriye ordusu ‘Sivilleri korumak için biz Hama’dan çekildik’ diye açıklama yapmıştı, dün Humus’a varan muhalifler burada şiddetli çatışmalara girdi. Suriye Hava Kuvvetleri ve Rus uçakları da bombardımana devam ediyor.
2011’de başlayan Suriye iç savaşında muhalif güçler Humus’u hiçbir zaman tam olarak kontrolleri altına alamamıştı. Bu şehir son derece stratejik bir noktada; onu kontrol eden güç bir yerde Suriye’yi ortasından ikiye bölmüş de oluyor. Muhaliflerin burayı ele geçirmesi Esad rejimin ülkenin önemli bölümüyle bağını tamamen kesebilir.
Günün bir başka önemli sürprizi, Suriye’nin en güneyinde, Ürdün sınırındaki kesimlerde ansızın silahlı ayaklanmanın yeniden hareketlenmesi ve buradaki muhalif güçlerin Suriye ordusu ile çatışmaya başlamasıydı.
Buradaki Deraa şehri tamamen muhaliflerin kontrolüne geçti. Esad’a bağlı ordu bu bölgede de hızla dağılmaya, geriye doğru kaçar gibi çekilmeye başladı.
Güneyden başlayan ve kuzeye doğru ilerleyen bu hareketin bir tek hedefi var: Şam.
İç savaşın daha önceki yıllarında da güneyden gelen muhalifler Şam’ın dış mahallelerine kadar girmiş, o yüzden Esad Şam’ı terk edip Akdeniz kıyısındaki Latakya ve Tarsus bölgelerine geçmiş, uzun süre savaşı oradan yönetmişti.
Şimdi de bir yandan kuzeyden bir yandan güneyden ilerleyen muhalifler onu bir kez daha Nusayri azınlığın yoğun biçimde yaşadığı Tartus-Latakya bölgesine kaçmaya zorlayabilir.
Esad güçlerinin hızla çözülmesi ülkenin en doğusunda, Türkiye ve Irak sınırı yakınlarında da sonuçlar üretiyor.
Türkiye sınırındaki Kamışlı şehri Esad güçleri ve Rus ordusunun kontrolündeydi. Benzer şekilde Haseke de öyleydi. Bu bölgeler genel olarak PKK/YPG alanı olarak gösterilse de, gerçekte buralarda Esad rejimi kağıt üzerinde hakim gözüküyordu.
Ama dün önce Rus birlikleri buralardan ayrılmaya başladı. Az sayıdaki Rus askeri daha batıya doğru konvoylar halinde hareket etti. Ardından PKK/YPG bu şehirleri artık kendisinin yönettiğini ilan etti, hatta iki şehirde kutlamalar yapıldı.
Rusya ve Esad rejiminin kağıt üzerinde de olsa bu bölgelerde kontrolü PKK/YPG’ye bırakması Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında varılan Soçi mutabakatının ortadan kalkması anlamına geliyor.
Yine Suriye’nin en doğusunda ve Irak ile Ürdün sınırlarına yakın bölgedeki Deyrizor kentinden de çatışma haberleri geliyor. Bu bölge petrol de çıkarılan ve geçmişte DAEŞ’in çok etkin olduğu bir bölge. O yüzden Amerikan askerleri buradaki gelişmeleri dikkatle izliyor, DAEŞ’in yeniden canlanmamasına çalışıyor. Yanlarında da genellikle PKK/YPG birlikleri oluyordu.
Dün bu bölgeden de çatışma haberleri geldi ve bazı ‘muhalif’lerin kimi köy ve kasabaları ele geçirdiği duyuruldu. Ancak bu ‘muhalifler’in kim olduğu şimdilik belirsiz. DAEŞ’in bu bölgede yeniden canlanıp silaha sarılıp sarılmadığı bilinmiyor.