Senato Dış İlişkiler Komitesi’nden senatörler ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack geçici Cumhurbaşkanı Ahmet el-Şara ve SDG Komutanı Mazlum Abdi’yle ayrı ayrı görüştü.
Suriye politikasında değişikliğe gideceği sinyali veren ABD yönetimi, Şam ile Kuzeydoğu Suriye yönetimleri ile çözüm odaklı görüşmelere başlarken Suriye ile İsrail arasında devam eden görüşmelerde iki tarafın “güvenlik anlaşmasına” yakın oldukları bildirildi. Senato Dış İlişkiler Komitesi’nden senatörler ile ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’tan oluşan ABD heyeti, Suriye geçici Cumhurbaşkanı Ahmet el-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi’yle ayrı ayrı görüştü. Ürdün’ün başkenti Amman’da yapılan görüşmede SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu ele alındı.
Kuzey ve Doğu Suriye Bileşenlerince düzenlenen Ortak Tutum Konferansı’nda Sünni ve Alevi Arap, Kürt, Türkmen, Süryani-Asuri-Keldani, Ermeni, Ezidi ve Çerkez temsilcilerin imzası ile yayınlanan sonuç bildirisinde, ülkede sorunların çözümünün ademi merkeziyetçilik veya federalizm ile mümkün olabileceğinin ifade edilmesi sonrası merkezi Şam yönetimi ile kopma noktasına gelen ilişkiler ABD yönetiminin devreye girmesi ile yeniden normale dönmeye başladı. ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın kısa süre önce Suriye’de federalizmin “işe yaramadığını” açıklayıp, etnik kimlikleri merkezi sisteme entegre etme girişimi başta Kürtler, Dürziler ve Aleviler olmak üzere ülkedeki gruplar arasında tepki çekmişti.
Kısa süre önce ağız değiştiren Barrack, yeni modele ilişkin görüşünü, “Federasyon değil, ama herkesin kendi bütünlüğünü, kültürünü, dilini koruyabileceği ve İslamcılık tehdidinin olmadığı, buna yakın bir şey” sözleri ile ifade etmişti. Barrack’ın son açıklaması “ABD’nin Suriye’de politika değişikliğine gittiği” şeklinde yorumlanmıştı.
“ABD yeni bir Suriye’nin ortağı olmaya hazırdır”
Politika değişikliği iddiaları kapsamında Senato Dış İlişkiler Komitesi’nden senatörler ve Barrack’tan oluşan üst düzey ABD heyeti, dün Suriye’de bir dizi görüşmeler gerçekleştirdi. Heyette, Senatör Jeanne Shaheen ve Temsilciler Meclisi Üyesi Joe Wilson da yer aldı. Heyet dün Şam’da Cumhurbaşkanı Ahmed el Şara ile görüştü. Görüşmeye ilişkin açıklamada, “Senatör Shaheen, Suriye’nin yönetim yapılarında tüm etnik ve dini kökenlerden Suriyelilerin haklarının korunmasının ve kapsayıcılığın önemini vurguladı” ifadeleri yer aldı. Farklı etnik ve dini yapılarla da görüşmeler yapan heyet adına yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bugün birçok dinin liderleriyle yaptığımız toplantı, Suriye halkının ortak davasının bir kanıtıydı: şiddetten arınmış, farklı geçmişlere sahip insanların daha parlak bir gelecek için birlikte çalışabileceği bir ülke. Esad rejiminden kurtulduktan sonra kendi ayakları üzerinde durabilen bir Suriye, Orta Doğu’da bölgesel istikrarın temel taşı olacaktır. Amerika, doğru yönde ilerleyen yeni bir Suriye’nin ortağı olmaya hazırdır.”
SDG ile Amman’da görüşme
ABD heyeti, SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ve Kuzeydoğu Suriye Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eş Başkanı İlham Ahmed’le Ürdün’de bir araya geldi. Görüşmede ABD heyetinde Demokrat Parti’den Senato Dış İlişkiler Komitesi Kıdemli Üyesi Senatör Jeanne Shaheen, Cumhuriyetçi Parti’den Temsilciler Meclisi Üyesi Joe Wilson ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın yer aldığı bildirildi. Kuzeydoğu Suriye Yönetimi temsilcilerinin resmi dijital medya hesaplarında aktarılan bilgilere göre görüşme Ürdün’ün başkenti Amman’da yapıldı. Görüşmede 10 Mart Anlaşması’nın uygulanmasının ilerletilmesinin ele alındığı ifade edildi. ABD Senatörü Jeanne Shaheen, görüşme sırasında Washington’un SDG’ye desteğini bir kez daha vurgularken, SDG’nin IŞİD’le mücadeledeki stratejik rolüne dikkat çekti.
Heyet ayrıca, Suriye Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Hind Kabawat ile sivil toplumun güçlendirilmesi, savaş suçları için hesap verebilirlik, barış ve yeniden yapılanma konularını görüştü. Senatör Shaheen, Sayadnya kentindeki Aziz Efraim Süryani Ortodoks Manastırı’nda düzenlenen barış ve diyalog konferansında farklı etnik ve inanç gruplarından dini liderler ve sivil toplum temsilcileriyle de buluştu.
Ziyaretin ardından bir açıklama yapan Shaheen, “Bugün birçok dinin liderleriyle yaptığımız toplantı, Suriye halkının ortak davasının bir kanıtıydı: şiddetten arınmış, farklı geçmişlere sahip insanların daha parlak bir gelecek için birlikte çalışabileceği bir ülke. Esad rejiminden kurtulduktan sonra kendi ayakları üzerinde durabilen bir Suriye, Orta Doğu’da bölgesel istikrarın temel taşı olacaktır. Amerika, doğru yönde ilerleyen yeni bir Suriye’nin ortağı olmaya hazırdır” dedi.
“Güvenlik anlaşması için ileri temaslar var”
İsrail ile Şam yönetimi arasında bir süredir sürdürülen görüşmelerde ise ilerleme sağlandığı bildirildi. İsrail medyası, Suriye ile İsrail arasında sınır bölgesinde “yeni düzenlemeler” öngören bir güvenlik anlaşmasının yakın zamanda imzalanacağını, konuya ilişkin Şam ve Tel Aviv arasında ileri düzey temasların sürdüğü ileri sürüldü. İsrail televizyonu i24NEWS, bilgili bir kaynağa dayanarak, ABD yönetiminin “İsrail ve Suriye’nin, Eylül ayında BM Genel Kurulu toplanana kadar iki taraf arasında güvenlik düzenlemeleri konusunda bir anlaşmaya vardıklarını duyurmasıyla ilgilendiğini” aktardı. Kaynak, “O tarihe kadar iki taraf arasında güvenlik konularına ilişkin belirli anlaşmalara varılması ihtimali var” diye ekledi.
Haberde, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara’nın 25 Eylül’de New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılacağı ve yıllar sonra ilk kez bir Suriye devlet başkanının toplantıya katılıp konuşma yapacağı bildirildi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun da aynı gün New York’a inmesi ve ertesi gün BM Genel Kurulu’na hitap etmesi bekleniyor.
“Yeni düzenlemeler”
Bu bağlamda, eski Suriye yönetiminden sonra İsrail ordusunun Şam’ın güneyindeki tampon bölgelere ve Suriye’nin Hermon Dağı bölgesine girmesinin ardından, “İsrail ve Suriye’nin, güvenlik düzenlemeleri ve karşılıklı silahsızlanma sağlamak amacıyla sınır bölgesi konusunda mutabakat sağlamaya çalıştığı” kaydedildi. Tel Aviv yönetimi, düzenlemelerin yeni anlayışlara dayanması ve 1974’te Yom Kippur Savaşı sonrası onaylanan güvenlik düzenlemeleri paralelinde olmasını talep ediyor.
İ24 News’in aktardığına göre İsrail yönetimi, Suriye’deki Dürzilere yönelik endişelerinin giderilmesi için ABD yönetiminden pratik çözümler içeren güvenlik düzenlemesi talep etti. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack bu kapsamda geçtiğimiz hafta pazar günü İsrail’de Özel Temsilci Morgan Ortagus ile biraraya geldi. Görüşmede Barrack’ın, iki taraf arasında mutabakat sağlanabileceği ve güvenlik konusunda anlaşmaya varılması yönünde ilerleme kaydedilebileceği konusunda iyimser olduğunu belirttiği ileri sürüldü.
Barracak, geçen hafta Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ve İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ile bir araya gelmesi sonrası görüşmelerde ilerleme kaydedildiği bildirilmişti. Barracak daha sonra Şam’a geçip Cumhurbaşkanı Şara ile görüşmesi sonrası konu ile ilgili muhatabından net bir açıklama gelmesi dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Şara, görüşme sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, Suriye ile İsrail arasında bir güvenlik anlaşması konusunda “ileri” görüşmeler yapıldığını açıkladı. Şara’nın açıklamaları kısa sürede İsrail makamları tarafından doğrulandı.
Güvenlik anlaşması neyi öngörüyor?
İsrail’li güvenlik kaynaklarına göre, temasların içeriği “her iki tarafın da karşılıklı askeri eylemden kaçınma taahhüdünde bulunduğu bir çatışmasızlık anlaşmasına” dayanıyor. İsrail kaynaklarına göre, anlaşma “Suriye’nin kendi topraklarına İsrail saldırıları düzenlemeyeceğini garanti altına alacak, karşılığında Şam da sınırları içindeki Dürzi azınlığın güvenliğini ve korunmasını garanti altına alma sözü verecek.” ABD’nin bu yöndeki temasların ilerletilmesinde önemli bir rol oynadığı vurgulanan haberde, bu kapsamda İsrail’den müzakerelerin hızını artırmasını, hedefin gelecek ayın sonuna kadar nihai bir anlaşmayla sonuçlanmasını istediği bildirildi. İsrail medyası ise, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin bu anlaşmanın imzalanmasına büyük önem verdiği ve en kısa sürede açıklama beklediğini aktardı.
“Suriye, Dürzilerin özerklik arayışından endişe ediyor”
İsrail medyasının iddiasına göre, Suriyeli yetkililer Dürzilerin İsrail desteğiyle Suriye’de bir tür özerklik kurma olasılığı konusunda Amerikalılara endişelerini ilettiler. Ancak Washington bunun “İsrail’in niyetleri arasında olmadığını” aktardı. Aynı bağlamda Şam rejimi, siyasi ve güvenlik gerekçesiyle, Cumhurbaşkanı Şara’nın, İsrail ile bir güvenlik mutabakatına imza atma çabalarını hızlandırdığı ileri sürülüyor.
“Süveyda ve Kürtlerle anlaşmazlıklar diyalogla çözülebilir”
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Süveyda’da Dürziler Kürtlerle yaşanan tüm anlaşmazlıkların, ülkenin birliğini bozacak noktalar hariç, diyalog yoluyla çözülebileceğini söyledi.
Kuveyt gazetesi El-Nahar’a açıklama yapan Cumhurbaşkanı Şara, Müslüman Kardeşler örgütüne üye olmadığını belirterek IŞİD’in en büyük mağdurlarından biri olduğunu belirtti. Şara bölgede milliyetçi ve İslamcı ideolojilerin başarısızlığa uğradığını savunarak, “Kürtlerle ve Süveyda halkıyla sorunların çözümü ancak ülkenin bütünlüğü çerçevesinde mümkündür” dedi. Ülke birliğini bozacak girişimlerin hayal olarak kalacağını vurgulayan Şara, devlet politikasının misilleme değil hoşgörü üzerine kurulu olduğunu ifade etti. Şara, İsrail ile ilişkilerin ise yalnızca Golan Tepeleri’nin iadesi ve 1974 anlaşmasının uygulanmasıyla mümkün olabileceğini belirtti. “Bu şart hayata geçirilmeden barış anlaşmasından bahsetmeyeceğiz.” ifadesini kullandı.
Lübnan’ın iç işlerine karıştıkları iddialarını reddeden Şara, Irak’ın “siyasi ve ekonomik” konumuna övgüde bulundu ve Suriye’nin toparlanma sürecine girdiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Avn: Lübnan’da silahlar yalnızca devletin elinde olacak
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Lübnan’da silahların yalnızca devletin kontrolünde olacağını yineledi.
Lübnan Cumhurbaşkanlığının, ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformundaki hesabından yapılan açıklamaya göre Avn, başkent Beyrut’taki Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda; ABD’li Senatörler Jeanne Shaheen ve Lindsey Graham ile ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Orta Doğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ve bu ülkenin Beyrut Büyükelçisi Lisa Johnson’un bulunduğu heyetle bir görüşme gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Avn , ABD heyetine, Lübnan’ın uluslararası garantörlük güvencesiyle imzalanan anlaşmalara bağlılığını sürdürdüğünü söyledi.
“Lübnan’da silahlar yalnızca devletin elinde olacak” diyen Avn, Lübnan ordusuna destek verilmesi ve güvenlik, kalkınma ile uzlaşıya dayalı demokrasi temelinde ekonomik toparlanmanın sağlanması çağrısında bulundu.
Görüşmede Lübnan’daki ve bölgedeki durumun değerlendirildiği belirtilirken, ABD heyetinin İsrail ve Suriye’de yaptığı görüşmelerin sonuçlarının ele alındığı kaydedilen açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Avn, Lübnan’a yönelik ilgi ve yardım taahhütlerini sürdürmelerinden dolayı ABD heyetine teşekkürlerini yineledi.
Suriye’nin toprak bütünlüğüne tam destek
Suriye’nin Lübnan’la en iyi ilişkileri kurmaya hazır olduğuna dair açıklamasından büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Avn, Lübnan’ın, kardeşlik, işbirliği, iyi komşuluk ve iki halk arasındaki tarihi ilişkiler ruhuyla, ikili düzeydeki ortak meseleleri derhal ele almaya hazır olduğunu tekrarlayarak, Lübnan’ın, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne tam desteğini vurguladı.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Barrack, görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında, “İsrail’in Lübnan’ın güneyinden çekilmesini sağlamak için çalışacağız ancak en önemli şey Hizbullah’ın silahsızlandırılması. İsrail, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına yönelik adımlarla eş zamanlı adımlar atacak.” demişti.
Senatör Lindsey Graham ise “Lübnan, İsrail’in çekilmesini istemeden önce Hizbullah’ı silahsızlandırmalı. Hizbullah silahsızlandırılmadığı sürece İsrail, Lübnan’a farklı bakmayacaktır.” diye konuşmuştu.
İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyinden kısmi çekilme gerçekleştirse de son çatışmalarda ele geçirdiği 5 stratejik tepedeki işgalini sürdürüyor.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 19 Haziran’da Beyrut yönetimine “ülkedeki tüm silahların yalnızca devletin denetiminde toplanmasını öncelikli hedef olarak belirleyen” ABD önerisini sunmuştu.
Lübnan’da silahların devletin tekelinde toplanması gündemiyle 5 Ağustos’ta toplanan Bakanlar Kurulu, “orduya silahların yıl sonuna kadar toplanmasına dair bir plan hazırlama” görevi vermişti.