Suriye’de 10 Mart mutabakatının süresi dolmak üzere; SDG ile Şam arasında görüşmeler yine kesildi. Görüşmelerin kilidi yeni Suriye’nin üniter bir devlet mi, yoksa bir federasyon mu olacağı tartışması. SDG federal Suriye’de ısrarlı.
Suriye’de Esad rejimi çökeli ve iç savaş sona ereli bir yıldan fazla zaman oldu. Ancak yeni Suriye yönetimini temsil eden Heyet Tahrir Şam adlı örgüt ile bu ülke topraklarının neredeyse üçte birini fiilen kontrol etmekte olan ve bir çeşit devlet örgütlenmesi de yürüten Suriye Demokratik Güçleri veya SDG adlı örgüt arasında bir yıldır devam eden görüşmelerde henüz bir sonuca ulaşılmış değil.
SDG’nin omurgasını Türkiye açısından “ayrılıkçı terör örgütü” olan PKK’nın bu ülkedeki uzantısı YPG ve onun siyasi kanadı olan PYD oluşturuyor ama SDG içinde kimi Arap aşiretler de yer alıyor.
Buna karşılık şu anda merkezi Suriye yönetimini oluşturan güçlerin çekirdeğini ise bir zamanlar El Kaide ile bağları olan ama daha iç savaş devam ederken bu bağları koparan HTŞ adlı örgüt oluşturuyor. İç savaş sırasında rejimle çarpışan başka pek çok Arap ve Sünni örgüt, 8 Aralık 2024’te Esad rejimi çöktüğünde HTŞ etrafında bir koalisyon oluşturdu, bu koalisyon Şam’da HTŞ’nin eski lideri Ahmet Şara’nın liderliğini kabul etti.
Yeni Suriye yönetimi, Şam’da yönetime geldiği ilk günden beri SDG ile de birleşmek istiyor ama bu birleşmenin “üniter bir Suriye” çerçevesinde olmasını istiyor.
Buna karşılık, ciddi bir silahlı gücü bulunan SDG, iç savaş boyunca elde ettiği konumundan vazgeçmek istemiyor ve Suriye’nin yeni anayasasının ademi merkeziyetçi olmasını, Kürt bölgelerin federatif bir devlet olmasını ve kendi güvenliklerini kendilerinin sağlamasını istiyor, bunda da ısrarlı.
Suriye’de 13 yıl süren iç savaş bütün tarafları ve bütün Suriye halkını perişan etmiş durumda. O yüzden 8 Aralık sonrası Şam’da yönetime gelen güçler de, Kuzey Doğu Suriye’de hakimiyet kuran SDG de yeni bir iç savaştan kaçınmak için ellerinden geleni yapıyor.
İki taraf aralarında Suriye’nin geleceğine dair derin anlaşmazlıklara rağmen sorunu barışçıl yöntemlerle çözmeyi önceliklendiriyor.
İşte bu anlayış içinde Şam’daki Ahmet Şara ile SDG’nin “komutanı” Mazlum Abdi, bu yılın 10 Mart’ında bir takım prensipleri ortaya koyan bir mutabakat anlaşması imzaladı. Maksat savaştan kaçınmaktı.
Ancak 10 Mart mutabakatı nihai bir anlaşma değildi ve oldukça muğlak bir dille yazılmıştı.
10 Mart mutabakatının imzalanmasından beri iki taraf zaman zaman bir araya geliyor ve nihai anlaşma için görüşmeler yürütüyor. Görüşmelerde SDG’nin silahlı güçlerinin geleceği ve en önemlisi Kürt bölgelerinin Anayasal statüsü konusu en önemli tartışma unsurları.
SDG özerk olmak ve silahlı güçlerini Suriye ordusuna entegre etse bile bu güçleri kendi topraklarında kendi güvenliği için tutmaya devam etmek istiyor. Şam hükümeti ise federal bir Suriye’yi kabul etmiyor, onun yerine bazı yerel yönetim özerklikleri vaat ediyor, SDG’nin silahlı birliklerinin ise tümenler veya taburlar halinde değil bireysel düzeyde Suriye ordusuna katılmasını kabul ediyor.
10 Mart mutabakatının son maddesi bu yılın sonuna kadar nihai anlaşmaya varılmasını öngörüyor. O yüzden şimdi yılın son günlerinde bir kez daha görüşme trafiği hızlanmış durumda ama bu görüşmelerle ilgili ciddi bir bilgi kirliliği de var.
Son birkaç gündür sürekli “Anlaşmaya çok yakın olunduğu” hatta “Anlaşmaya varıldığı” şeklinde haberler çıkıyor ama bunların hiçbiri doğrulanmadı. Bu haberlerin hemen hemen tamamı isimsiz kaynaklara dayanıyordu ama dün önemli bir gelişme oldu, SDG’nin önde gelen ismi Mazlum Abdi kendi ağzından konuştu.
Reuters ajansının haberine göre Abdi, SDG’nin Suriye hükümetiyle 10 Mart’ta imzaladıkları mutabakata bağlı olmayı sürdürdüğünü belirttti.
Abdi iki tarafın askeri entegrasyona ulaşmak için “ortak bir anlayış” içinde çalıştığını, mutabakatın geçerliliğinin sona ermesine ilişkin “zaman sınırı olmadığını” savundu.
Abdi’ye göre Şam ile yapılan görüşmelerde askeri güçlerin entegrasyonu, sınır kapılarının ve yeraltı kaynaklarının yönetimi gibi konularda mutabakata varıldı ancak Suriye’nin yönetim şekli ve Suriye Kürtlerinin anayasal hakları konularında henüz yeterli ilerleme sağlanamadı.
SDG Genel Komutanı, Suriye’de adem-i merkeziyetçi bir yönetim oluşturulması gerektiğini vurguladı.
Abdi’nin açıklamasının ardından bir kez daha çeşitli kaynaklar Şam Yönetimi ile SDG’nin 13 maddelik bir plan üzerinde anlaştığı yönünde paylaşımlarda bulunmaya başladı.
Mazlum Abdi’nin bu açıklamasına akşam saatlerinde Şam’dan tepki geldi.
Suriye Enformasyon Bakan Yardımcısı Ubade Kojan, SDG ile ‘10 Mart Mutabakatı’ kapsamında yürütülen entegrasyon sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
SDG veya asayiş güçlerinin sayılarına ilişkin basına yansıyan rakamların doğru ve objektif olmadığını savunan Kojan, “Ayrıca anlaşmanın yakın olduğu izlenimini oluşturmak amacıyla ABD’nin Şam hükümetine baskı yaptığı yönündeki bilgiler de gerçeği yansıtmıyor” dedi.
SDG ile mevcut duruma da değinen Kojan, şu an için herhangi bir temasın bulunmadığını belirterek, “SDG ile iletişim ya da komünikasyon şu anda askıda veya kesildi. Bu konuda herhangi bir yeni gelişme yok” ifadelerini kullandı.
Şam hükümetinin tutumunun net olduğunu ve değişmediğini söyleyen Kojan, hükümetin, yapıcı ve somut teklifler sunduğunu ifade etti.
Buna karşın SDG’nin süreci oyaladığını öne süren Kojan, “Herhangi bir gerçek açılım olmadan süre doluyor. 10 Mart mutabakatının uygulanabilmesi için gerçek bir açılım ile gerçek bir işbirliğini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Son bir yıl içinde Şam’a bağlı güçler ile SDG arasında zaman zaman yerel düzeyde çatışmalar da yaşandı. Bunlardan sonuncusu bu hafta başında Halep’te oldu. Ama iki taraf daha kapsamlı bir savaştan kaçınıyor.
Fakat pek çok gözlemciye göre iki taraf arasındaki görüşmeler de “sonsuza kadar süremez.”
Kaldı ki, iki taraf arasındaki görüşmeleri çok yakından izleyen ve hatta fiilen müdahale eden üç Suriye dışı güç de var. Bunlardan birincisi Türkiye. Daha yeni Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın Şam’daydı.
Bakan Fidan burada yaptığı açıklamada SDG’nin İsrail tarafından desteklendiğini ve Şam ile anlaşmaya hiç niyetinin olmadığını söyledi.
İsrail de SDG-Şam görüşmeleriyle yakından ilgili ve üniter bir Suriye devleti istemediğini açık açık söylüyor.
Son olarak ABD de bu görüşmeleri yakından izliyor. Başkanın Suriye özel temsilcisi olarak da görev yapan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack birkaç kez federatif bir Suriye değil merkeziyetçi bir Suriye arzuladıklarını açıkladı.