Gazze işgali dördüncü ayına girmek üzere: ABD ve İran’ın savaştaki yeri ne?
Eski ABD Başkanı Donald Trump 2024 başkanlık seçimi kampanyası için 2 Kasım'da Houston Teksas'taydı. Trump burada yaptığı konuşmada İran ile ilgili açıklamasıyla gündeme geldi. Trump İran'ın 2020'deki üs saldırılarından Tahran vasıtasıyla haberdar edildiklerini iddia etti.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) İran’ın en üst düzey askeri komutanlarından Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’yi 2020’de Irak’ta düzenlediği saldırıyla öldürmüştü. İslam Devrimi sonrasında zaten gergin olan iki ülke arasındaki ilişkiler Süleymani’nin öldürülmesiyle zirve yapmıştı. Tahran suikaste cevaben 8 Ocak 2020’de ABD’nin Irak’ın Anbar eyaletindeki Ayn el Esad hava üssüne ve Erbil’de Amerikan askerlerinin bulunduğu noktalara en az 22 füze attığını duyurmuştu.
Amerikalı yetkililer o dönem üslerin saldırı öncesinde boşaltıldığını ve kimsenin zarar görmediğini dile getirmişti.
Saldırı öncesinde üslerin boşaltılmasına dair gizem eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Teksas’taki seçim konuşmasıyla açıklığa kavuştu. Trump 2024 başkanlık seçimleri yarışında Teksas’taki mitingde konuştu ve İran’a dair açıklamada bulundu. Dönemin ABD Başkanı İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani’nin Ocak 2020’de ABD tarafından öldürülmesinin ardından İranlı yetkililerin kendisiyle iletişime geçtiğini öne süren Trump, Tahran’ın ABD üssüne düzenlediği bir saldırıyı önceden haber verdiğini iddia etti. Eski Başkan “Bizi aradılar ve dediler ki, ‘Dinleyin, başka seçeneğimiz yok. Sizi vurmak zorundayız çünkü kendimize saygımız var.’ Bunu anlıyordum. Onları vurmuştuk ve bir şeyler yapmaları gerekiyordu” dedi.
Trump Süleymani için de “Kötü biriydi. Şu anda savaş yarası taşıyan çoğu kişinin sebebi Süleymani’ydi” dedi. Trump eski Pakistan Başbakanı İmran Han’ın da Süleymani’nin ölümünü duyduğunda çok sevindiğini söyledi, İmran Han’ın “Öldüğünü duyduğumda ofisimden çıktım yürüyerek eve gittim ve bir hafta boyunca evde kaldım” dediğini aktardı.
Trump bu iddialarla da yetinmedi, İranlı yetkililerin Amerikan üssünün füze saldırısında isabet almayacağını söylediklerini öne sürdü. İran’dan fırlatılan 18 füzeden 5’inin havada infilak ettiğini, diğerlerinin üs çevresine düştüğünü belirten Trump, normalde bu füzelerin oldukça hassas ve isabetli silahlar olduğunu söyledi.
Süleymani suikastı İran ve ABD arasındaki en büyük sorunlardan biri olmaya devam ediyor. 2020 yılında işlenen suikast sonrasında her ne kadar Trump “İran’ın saldırılardan önce kendilerine haber verdiğini” öne sürse de, Tahran’ın bu konudaki intikam isteği bilinen bir gerçek. İran 2022 yılında Süleymani’ye karşılık Trump için hazırlanan bir suikast videosuyla gündeme gelmişti.
Iranian Animation Posted on Khamenei's Website Depicts Targeted Assassination of Donald Trump at Mar-A-Lago: "Revenge Is Definite" #Iran #Trump #khamenei pic.twitter.com/pBYoZrYBgx
— MEMRI (@MEMRIReports) January 13, 2022
İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in resmi internet sitesinde yayınlanan bir video tüm dünyayı özellikle de ABD’yi teyakkuza geçirmişti. İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in resmi sitesinde yayınlanan videoda İran ordusunun dron saldırısında eski ABD başkanı Donald Trump’ı hedef aldığı görülüyordu. Videonun gündeme geldiği sırada ABD Başkanlığı koltuğunda demokrat Joe Biden otursa da suikastin gerçekleştiği dönemdeki Başkan Trump İran tarafından hedef gösteriliyordu.
14 ocak 2022’de gündeme gelen video İran’ın nükleer programı nedeniyle uluslararası görüşmelerin devamı sırasında gelmişti. İran ordusundan yetkililerin eski Başkan Trump’ı golf oynadığı sırada hedef almasını betimliyordu. Videoda insansız savaş araçları tarafından evinde golf oynarken gözlenen Trump’a önce mesaj gönderildiği, ardından da hedef alındığı görüntüler yer alıyor. Trump’ın suikastını tasvir eden animasyon videoda eski Başkana “Süleymani’nin öldürülmesi emrini veren bedelini öder” yazılı bir mesaj gönderildiği, ardından da hedef alındığı gösterilmişti.
ABD 3 Ocak 2020’de Bağdat Havalimanı’nda Kudüs Gücü Komutanı Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in araç konvoyuna hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda her iki komutanla Irak ve İranlı askeri yetkililerden toplam 10 kişi hayatını kaybetmişti. Dönemin ABD Başkanı Donald Trump ABD’ye tehdit oluşturduğu gerekçesiyle Süleymani’yi öldürme talimatını kendisinin verdiğini duyurmuştu. İran da 8 Ocak’ta ABD’nin Irak’taki iki üssünü balistik füzelerle vurmuştu. Saldırıda ABD askerlerinden ölen olmamış ancak daha sonra 109 askerin saldırı sırasında travmatik beyin hasarına uğradığı açıklanmıştı.
İran lideri Ayetullah Ali Hamaney başta olmak üzere İranlı sivil ve askeri yetkililer Süleymani’nin intikamını “uygun zamanda” alacaklarını söylemeye devam ediyor.
Olay İran’da büyük infial yaratmıştı.
İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani 2007’de BM’nin hakkındaki uluslararası seyahat yasağına rağmen birçok noktada İran askeri operasyonlarını yönetiyordu. ABD’nin Bağdat Havalimanında helikopterle düzenlediği saldırıda öldürülen İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani Afganistan’dan Irak’a, Suriye’den Lübnan’a İran’ın bölgedeki politikalarını belirleyen kritik isimlerden biriydi. ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatıyla Bağdat Havalimanına düzenlenen saldırıda Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis ile birlikte öldürülen Süleymani, İran lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından “yaşayan şehit” olarak adlandırılıyordu. Doğrudan İran lideri Hamaney’e bağlı hareket eden Süleymani 1998’den bu yana İran’ın ülke dışındaki askeri-istihbari operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü’nün komutanlığını yürütüyordu.
Süleymani, Trump’ın Temmuz 2018’de İran’a yönelik savaş tehditlerine ilişkin yaptığı bir konuşmada “Bizi dünyada ‘benzeri görülmemiş’ bir eylemle tehdit ediyorsunuz. Savaşı başlatabilirsiniz ancak onu bitirecek olan biziz” demişti. İran’da 1957’de güneydoğu eyaleti Kirman’ın Afganistan sınırına yakın dağlık bir bölgesinde, aşiret yapılarının hakim olduğu Rabord köyünde doğan general ilkokulu bitirdiği yıl köyünü terk ederek Devrim Muhafızları Ordusuna katılan katılmıştı.
Askeri kariyerine 1979 İran Devrimi sonrasında başlayan Süleymani sadece 45 günlük bir eğitimle orduya kabul edildi. Süleymani, ilk askeri cephe deneyimini, İran’ın batısındaki Mahabad’da, İran devriminden sonra silahlı Kürt gruplara karşı yaşadı. Devrimden sonra İran-Irak savaşında dikkatleri çeken Süleymani cephe gerisinde birçok operasyonu yönetti. 20 yaşındayken Teğmen rütbesiyle 41’inci Sarullah Birliği’nin komutanlığını üstlendi. Süleymani’nin bu savaşta gösterdiği başarılarla askeri kariyerinin basamaklarını hızla tırmanmaya başladı. Süleymani, Taliban’ın 1998’de Mezar-ı Şerif kentinde İranlı 7 diplomatı ve 1 gazeteciyi öldürmesi üzerine doğrudan savaş yerine Taliban’a karşı mücadele eden Burhaneddin Rabbani’nin liderliğini yaptığı Kuzey İttifakı adlı gruba destek verilmesini sağladı.
Süleymani, savaş sırasında Saddam Hüseyin’e karşı mücadele eden Iraklı Kürt liderlerle iyi ilişkiler kurdu. 1991’deki Körfez Savaşı’nda silahlı Şii gruplar ile ilişkiler geliştiren Süleymani, bu grupların ayaklanmalarını organize etti. Saddam’ın 2003’te ABD’nin Irak’ı işgali sonucu devrilmesinden sonra ABD ordusuna karşı savaşan Şiileri perde arkasından yöneten Süleymani, bazı Sünni grupların da eğitim ve silahlandırılmasında rol üstlendi. Süleymani, bir yandan ABD ile savaşan grupları komuta ederken bir yandan da Irak’ta ABD ve İran arasındaki pazarlıklarda en önemli söz sahiplerindendi. Bu nedenle Süleymani, askeri kimliğinin yanında diplomat kimliğine de sahip bir komutan olarak öne çıktı.
Irak savaşında Kürt liderlerle yakın çalışması, Saddam sonrasında Irak’taki politikacılarla özel ilişkiler kurması için Süleymani’ye iyi bir zemin hazırladı. Kasım Süleymani Irak’ta sadece Şiilerle değil Sünni liderlerle de iyi ilişkiler geliştirdi. Eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani başta olmak üzere bir dizi siyasetçiyle yakın ilişkileri bulunan Süleymani, Şii lider Mukteda el Sadr’ın diğer siyasi gruplarla uzlaşmasına da yardımcı oldu. Süleymani, Irak’ın Sünni Devlet Başkan Yardımcısı Usame Nuceyfi’yle de yakın ilişkiler kurdu hatta Nuceyfi 2013’te İranlı generalin annesinin Tahran’daki cenazesine de katıldı.
Lübnan’da Hizbullah ile çalışan Süleymani, 2006’da İsrail’in Hizbullah’ın bir İsrail askerini kaçırdığı gerekçesiyle Lübnan’a saldırmasıyla başlayan “33 Günlük Temmuz Savaşı’nda da Hizbullah’ın eğitim ve silahlandırılması sorumluluğunu yürüttü.
Süleymani’nin ülke içerisinde bulunan Hizbullah ve diğer Şii milis güçlerine sağladığı askeri strateji sayesinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad güçlerinin takviye edilmesi sağlandı ve muhalifler tarafından ele geçirilen bazı şehirler ve kasabalar da yeniden Şam’ın kontrolüne geçti. Süleymani, Irak’ta terör örgütü IŞİD’e karşı mücadele için kurulan Haşdi Şabi örgütünün oluşturulmasında ve yönetilmesinde de ön plandaydı. Irak’ta IŞİD’e karşı cephede çektirdiği fotoğraflarla dünya kamuoyunun dikkatini çekti. ABD’nin Haşdi Şabi üslerine saldırının ardından ABD’nin Bağdat Büyükelçiliğini basan gruplar duvarlara “Kasım Süleymani liderimizdir” şeklinde yazılar yazmıştı. ABD’nin Bağdat Büyükelçiliğinin belgelerine göre ise Süleymani, İran’ın Irak’taki her türlü politikasını formüle eden ve hayata geçiren kişiydi. Kasım Süleymani arada hiçbir kişi ya da birim olmadan, doğrudan doğruya İran devletinin en üst otoritesi lider Hamaney’e bağlıydı.