İsrail ordusu bu sabaha karşı 02.30'da açıklama yaptı ve İran'ı vurduklarını duyurdu. Saldırı saat 05.00'te sona erdi. Bu saldırının farkı İsrail'in hedeflerini füzeler veya SİHA'larla değil hava kuvvetlerine bağlı jet uçaklarıyla vurmasıydı.
Ve beklenen oldu, İsrail İran’ı bir kez daha vurdu. Son olarak İran füzeleri 1 Ekim günü İsrail’i vurmuş ve bu kez bazı İran füzeleri İsrail’in hava savunmasını aşarak yerde hasara neden olmuştu. Haftalardır İsrail’in bu İran saldırısına nasıl bir cevap vereceği merak ediliyordu. İsrail’in cevabı çok cüretkar oldu. Çünkü bu ülke İran’ı füzeler veya insansız hava araçlarıyla değil, doğrudan İsrailli pilotların kullandığı savaş uçaklarıyla vurdu. İsrail uçakları bu saldırıyı yapmak için en azından 2 bin 400 kilometre yol kat etti, ayrıca yol boyunca da İran’a saldırıyı haber verme olasılığı bulunan Suriye’deki ve Irak’taki kimi hava savunma tesislerini ve radarlarını da vurdu. İsrail uçaklarının Tahran’a kadar ulaştığı, gece bu şehirden gelen patlamalarla anlaşılıyor.
Saldırı hakkında henüz çok az bilgi var. Saldırıya ilişkin ilk haberler, bu sabaha karşı 02.07 sularında İran’ın başkenti Tahran’da bazı patlamaların duyulmasıyla geldi. Ondan önce de Suriye’nin başkenti Şam’dan patlama sesleri duyulmuştu.
Sabah 02.30 sularında İsrail ordusu bir açıklama yaparak İran’a saldırdıklarını ilan etti. İsrail ordusu saldırının nasıl yapıldığını ve nereleri hedeflediğini söylemedi ancak gerek İsrail basını, gerekse Amerikan basını saldırının yapılma biçimine ilişkin ilginç ayrıntılara ulaştı. İsrail ordusu, sabah saat 06.00 sıralarında bir açıklama daha yapıp ‘Sınırlı hedeflere yönelik saldırı’nın sona erdiğini duyurdu. İsrail ordusunun açıklamalarında bu saldırının, İran saldırılarına ‘cevap verme’ olarak yapıldığının özel olarak vurgulanması dikkat çekti.
Ancak nasıl söylenmiş olursa olsun, gerçek Ortadoğu’da birbirine can düşmanı bu iki ülkenin son birkaç ay içinde birbirlerini ikişer kez doğrudan vurmuş olması. Bu da, aslında birbirine bir hayli uzak iki ülkeyi doğrudan bir savaşa çok yaklaştırıyor.
İsrail’in başkenti Tel Aviv ile İran’ın başkenti Tahran’ın mesafesi en azından 1 bin 500 kilometre. İran ile İsrail komşu değiller, arada Suriye ve Irak var. Ancak bu mesafe, yakın zamanda iki ülkenin birbirine askeri saldırı düzenlemesine engel olmadı.
Önce İran, İsrail’in Suriye’deki bir İran Konsolosluğunu vurması üzerine bu ülkeye füzeler ve kamikaze insansız hava araçlarıyla saldırdı. Bu saldırının sembolik etkisi büyüktü ama askeri olarak çok anlam taşımadı, çünkü İran’ın füzeleri ve SİHA’larının neredeyse tamamı ABD, İngiltere, Ürdün ve Suudi Arabistan dahil ülkelerin bölgedeki hava savunma sistemleriyle İsrail’in kendi hava savunması tarafından durduruldu.
Ardından İsrail, İran’ı vurdu ve bunu da İran topraklarından havalandırdığı çeşitli insansız hava araçlarıyla yaptı. Bu saldırı dünyayı şaşırttı ama yine askeri olarak büyük bir anlam içermedi.
Derken 1 Ekimde İran bir kez daha İsrail’e saldırdı. Bu kez bu ülke sesten hızlı uçan kimi füzeleri de kullandı ve bu füzelerin bir bölümü İsrail hava savunmasını delmeyi başardı. Ancak yine de askeri olarak çok anlamlı bir saldırı olmadı bu.
Şimdi bu sabaha karşı yapılan İsrail saldırısı ise çok ilginç. Çünkü, 1980’lerdeki İran-Irak savaşından beri ilk kez bir yabancı ülke hava kuvvetlerine bağlı uçaklar İran semalarında uçtu ve bu ülkedeki çeşitli hedefleri vurdu.
Bu sabaha karşı yapılan saldırıyla İsrail uçaklarının nereleri vurduğu, vurup vuramadığı henüz belli değil. Ama İsrail’in İran’ın petrol tesislerini hedef almadığı kesin. Saldırının askeri olarak ne kadar anlamlı bir hasar yarattığı bilinmese de sembolik önemi büyük. Çünkü İsrail ilk kez İran’ı savaş uçaklarıyla da vurabileceğini gösterdi.
Bu konu yıllardır tartışmalıydı; İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini vurmak istediği hep biliniyordu ama aradaki mesafe yüzünden bunu bu ülkenin yapamayacağı, ancak ABD’nin uçak gemilerinden kalkacak uçaklar veya çok uzun menzilli hayalet bombardıman uçaklarıyla İran’ı vurabileceği konuşuluyordu. Oysa bu sabaha karşı yapılan saldırıda İsrail’in 100 kadar F-35 uçağı ile sayısı bilinmeyen miktarda jet motorlu SİHA’yı kullanarak İran hava sahasından içeri girebilmiş olması ve tek bir uçak bile kaybetmeden geri dönmesi, o eski teoriyi çöpe attı. Bugün İran başta olmak üzere bütün dünya, İsrail’in İran’ı doğrudan kendi uçaklarıyla vurabileceğini biliyor.
İsrail medyasından The Jerusalem Post’un haberine göre İsrail, İran’ı vurmak için 100’den fazla F-35 savaş uçağı ile çok sayıda insansız hava aracı kullandı. The New York Times ise bu uçakların önce Suriye, ardından Irak’taki hava savunma radarlarını vurarak İran’ı körleştirdiğini, ardından da ilk hedef olarak İran’ın hava savunma sistemlerini vurduğunu öne sürdü.
İsrail ordusu saldırının hedefleri hakkında açıklama yapmadı ama bu iki gazeteye göre İsrail uçakları başta İran’ın füze üreten tesisleri olmak üzere askeri tesislerini hedef aldı. Haftalardır korkulduğu gibi İran’ın petrol rafinerileri veya petrol iletim tesisleri vurulmadı.
Açıklamada “İsrail’e yönelik son aylarda devam eden saldırılara yanıt olarak, şu anda İran’daki askeri hedeflere hassas saldırılar düzenlenmektedir” dendi. Ayrıca İsrail ordusunun, İran ve müttefiklerinden gelen gelişmeleri takip ettiği hem saldırı hem savunma açısından tam bir hazırlık halinde olduğu belirtildi.
İsrail Kanal 12 televizyonu bu ilk saldırının İran’ın hava savunma sistemine zarar vermeye odaklandığını geçti. Ayrıca bu saldırıda füze üretim merkezlerinin de vurulduğu iddia edildi.
NBC’te konuşan bir İsrailli yetkili nükleer tesislerin ya da petrol sahalarının hedef alınmadığını bildirdi. Yetkiliye göre geçmişte İsrail’e yönelik saldırıya karışmış ya da gelecekte tehdit yaratabilecek askeri yerler hedef alındı.
İran medyası da patlamaları doğruladı. Haberde bazı patlama seslerinin hava savunma sistemlerinden kaynaklandığı belirtildi ancak net bilgi verilmedi.
Video of Iran air defenses fending off Israeli attack short while ago over Tehran as second wave of strikes is underway pic.twitter.com/VlQAiwbRw1
— Joyce Karam (@Joyce_Karam) October 26, 2024
Mehr Haber Ajansı, Tahran’daki petrol rafinerisinden görüntüler paylaşarak, rafineride herhangi bir patlama yaşanmadığını aktardı. Tesnim Haber Ajansı ise Tahran’daki Uluslararası İmam Humeyni Havalimanı ile Mehrabad Havalimanı’nda olağanüstü bir durum olmadığını bildirdi.
Fars Haber Ajansının haberinde, “Siyonist rejimin saldırısında Tahran’ın batısı ve güneybatısındaki bazı askeri üslerin hedef alındığı görülüyor” dendi. Haberde bazı patlama seslerinin hava savunma füzelerinden kaynaklandığı ve sosyal medyada yayınlanan görsellerin çoğunun eski olduğu ve patlamalarla ilgili olmadığı belirtildi.
Tasnim ise İran’ın saldırıya karşılık vermeye hazır olduğunu yazdı. Ajansa konuşan bir güvenlik kaynağı “Önceden belirttiğimiz gibi İran, İsrail’in saldırılarına cevap vermeye hazırlıklıdır. İran, herhangi bir saldırıya karşılık verme hakkını saklı tutar. İsrail’in herhangi bir eylemine uygun karşılık alacağına şüphe yoktur” dedi.
İkinci saldırının ardından İran tüm uçuşları bir süreliğine durdurdu. Komşu Irak da benzer bir karar aldı.
İsrail’in ilk saldırısında Suriye’nin başkenti Şam yakınlarında da patlama meydana gelmişti. Suriye Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada hava savunma sistemlerinin ülkenin güney ve orta kesimlerine atılan çok sayıda İsrail füzesini düşürdüğü belirtildi. İkinci dalga saldırıda Suriye hedef alınmadı.
Diğer yandan Irak’ta da patlama seslerinin duyulduğu iddia edildi ancak bu henüz doğrulanmadı.
Suriye’ye yapılan saldırının İran’ın hava savunmasını ‘kör etmek’ için gerçekleştirilmiş olabileceği belirtiliyor.
ABD’li yetkililer Reuters’a saldırıdan haberdar olduklarını ancak katılmadıklarını bildirdi. ABD’ye göre İsrail’in saldırısı ‘meşru müdafaa’ hakkı çerçevesinde.
Beyaz Saray saldırıyla ilgili olarak ABD Başkanı Joe Biden’ın ulusal güvenlik ekibi tarafından bilgilendirildiğini açıkladı.