Gençler tam gaz! Son kurban Belarus
Dünyada iki büyük savaş devam ederken en büyük sorunlardan biri esir takası haline geldi. Batı'nın Rusya ve Hamas'a katı tutumu yüzünden arabuluculuk faaliyeti mekik diplomasisi yürüten Doğu'ya düştü. WSJ "Bunun merkezinde Türkiye var" diyor.
Türkiye Ukrayna savaşının başından bu yana Batı’nın baskılarına rağmen Rusya’ya yaptırım uygulamayı reddetti. Ama Ukrayna’ya Bayraktar TB2 vererek Kiev’in Moskova’ya direnişinde de etkin rol oynadı. Bu sayede her iki tarafla da ilişkilerini sağlam tutan Türkiye iki ülke arasındaki esir takasında arabulucu ülke olarak öne çıktı. 27 Nisan 2022 Türkiye’nin ev sahipliğinde Rusya ve Ukrayna arasında yapılan rehine takaslarının ilkinin tarihiydi. İki ülke arasındaki en can alıcı esir takası ise geçen yıl eylül ayında gerçekleşti. Gerçi Türkiye’nin esir takaslarında oynadığı tek rol Ukrayna-Rusya savaşıyla sınırlı değil; İsrail-Gazze savaşında yedi günlük ateşkeste Taylandlı rehinelerin serbest bırakılmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rolü olduğunu bizzat Hamas’tan duyduk zira.
Wall Street Journal gazetesi “Gözlerden ırak bir pist, bir istihbarat şefi ve sıfır silah: Rehine takasının yeni dünyası” başlıklı yazısında dünyanın geldiği yeri değerlendirdi ve ABD’nin arasının kötü olduğu ülkelerde rehin tutulan vatandaş sayısı bakımından Soğuk Savaş’tan bu yana zirveyi gördüğünü söyledi, Türkiye’nin o rehinelerin serbest bırakılmasında arabuluculuk yapma ihtimaline değindi.
Ukrayna savaşı patlak verdiğinden beri Rusya ile ABD ilişkileri dibi gördü. Wall Street Journal muhabiri Evan Gerşkoviç Soğuk Savaş’tan bu yana tutuklanan ilk gazeteci olurken ABD Deniz Piyadesi Paul Whelan da “casusluk” suçlamasıyla hapse atıldı. Ancak ABD hükümeti hapse atılan her iki ABD vatandaşının da casus olmadığını söylüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geçen haftaki konuşmasında “Bu konuda ABD’li ortaklarımızla temasımız var. Çözüm yolu bulacağımıza inanıyorum” dedi.
WSJ yazısında “ABD’ye rakip ülkeler rehin alma eylemlerini öylesine sıklaştırdı ki Biden yönetimi bunu ulusal acil durum ilan etti. Bununla birlikte ABD’nin adam kaçırma ve fidye dünyasında yolunu bulmasına yardımcı olması için danıştığı hükümetler bu oyuna fazlasıyla aşina” diyerek 2018 yılında Türkiye’de Rahip Brunson’un tutuklanmasını, bunun akabinde ABD’nin Türkiye’nin İçişleri ve Adalet Bakanlarına yaptırım uygulamasını hatırlattı. Bu yaptırımların ardından Brunson serbest bırakılmış, yaptırım listesine alınan iki bakan da listeden çıkarılmıştı. Bu olay iki ülke arasındaki ipleri gerse de Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye jeopolitik konumu ve yürüttüğü diplomasiyle kilit ülke haline geldi.
Rus yetkililer Ukrayna Savaşı başlayalı beri pek çok ülkeye seyahat kısıtlamasıyla karşı karşıya kaldı. Dolayısıyla esir takasının nerede yapılacağı tartışma konusu oldu. Rus ve ABD’li istihbarat yetkilileri ülke konusunda görüşmelere devam ederken Türkiye’nin güvenilir olduğu kanaatine vardılar. Üst düzey bir yetkili WSJ’ye verdiği demeçte “Her şey güvenle alakalı. Buna istihbarat diplomasisi diyoruz” dedi.
“Bir zamanlar Zürih, Viyana ve Doğu ile Batı Berlin’i birbirine bağlayan Casuslar Köprüsü, casus takasları ve rehine anlaşmaları için bir zemin teşkil ederken, şimdi bu görev doğuya kaydı” diyen WSJ buna örnek olarak da tarih boyunca tarafsız olmalarıyla öne çıkan İsviçre ve Avusturya’nın Rusya’ya yaptırımlara katıldıkları için Moskova tarafından “Dost Olmayan Ülkeler” listesine eklenmesini gösterdi. WSJ bu duruma “Bir zamanlar 20’nci yüzyılın süper güç çatışmalarında ön saflarda arabuluculuk faaliyetlerinde bulunan İsviçreli diplomatlar, şimdilerde tribüne gönderildikleri için WhatsApp gruplarında şikayet etmekle meşgul” yorumu yaptı.
WSJ İsviçre’nin yerini “Rusya’yla ticari ilişkilerini sürdüren, Ukrayna’ya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadının geliştirdiği savaş uçaklarını satan NATO üyesi Türkiye’nin” aldığını söyleyerek “Türkiye esir takası, barış görüşmeleri ve gizli müzakerelere arka kapı müzakerelerine ev sahipliği yaparak diplomatik nüfuzunu artırıyor, Ortadoğu güç simsarlığının merkezinde yer alıyor” dedi.
“Ortadoğu güç simsarları” listesinde Türkiye’den başka Katar ve Suudi Arabistan’ın da ismi geçiyor. Zira Katar hem ABD ve İran arasında esir takası ve İran’ın dondurulmuş altı milyar dolarının serbest dolaşıma girmesinde hem de yedi günlük İsrail-Gazze ateşkesinde 100’den fazla rehinenin serbest bırakılmasında büyük rol oynadı. Katar’ın başkenti Doha geçen yıl ayrıca ABD’li basketbolcu Brittney Griner ile Rus silah tüccarı Viktor Bout’un takasına da sahne oldu. Suudi Arabistan ise Ukrayna’nın doğusunda Rus güçleriyle savaşırken esir alınan ABD ve Birleşik Krallık vatandaşlarının serbest bırakılmasında rol oynadı.
Diplomasideki bu keskin değişimin ABD’nin dış politikadaki tutumunda değişikliğe neden olduğunu şu sözlerle anlatıyor: “Biden hükümeti ABD’yi otoriter hükümetlere karşı demokrasiyi savunduğu bir yarışta görürken, gerçekte Amerika rehine krizi ve diğer anlaşmazlıkların çözümünde Türkiye, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne olan gereksinimi nedeniyle bu ülkelerdeki insan hakları sicillerini ve Rusya ile devam eden ticaretlerini ikinci plana attı. Savaştan önce Biden Türkiye’yi 2021 Demokrasi Zirvesi’nin dışında bırakarak ABD ile ilişkinin ancak Türkiye’de özgürlüklerin genişletilmesiyle mümkün olacağını söylemişti. Ancak ertesi yıl Türkiye Ukrayna ve Moskova arasında arabuluculuk yapmaya başladıktan sonra Biden tüm NATO üyesi liderlerin katıldığı zirvede Erdoğan’ı övdü, ‘Harika bir iş çıkarıyorsunuz’ dedi.”
WSJ “rehine diplomasisinin gizli ellerinden biri”nin Erdoğan’ın “sır küpüm” dediği eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) şefi, yeni Dışişleri Bakanı “kırçıl sakallı” Hakan Fidan olduğunu yazdı. Gazete Fidan hakkında şunları yazdı:
Ortadoğu dışında pek tanınmayan Fidan, MİT şefi olarak öne çıktı ve Türkiye’nin Beşar Esad yönetimine karşı savaşan Suriyeli isyancıları destekleme stratejisini şekillendirdi. Daha sonra Erdoğan’ın 2016’daki darbe girişimini bastırmasında yardımcı oldu. Haziran ayında Erdoğan, Fidan’ı dışişleri bakanlığına terfi ettirdi ve yerine Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İbrahim Kalın’ı getirdi. Maryland Üniversitesi’nde siyaset ve kamu bilimleri okuyan eski ordu subayı Fidan 2010 yılında 42 yaşında Türkiye’nin en genç istihbarat şefi oldu. Mütevazı ve yumuşak tonda konuşan Fidan nadir röportaj veriyor. Fidan ile birlikte çalışmış eski CIA yetkilileri Fidan’ın jeopolitik fay hatlarını aşan bir ağ kurduğunu, Washington ve Moskova’da yakın temasları olduğunu söylüyor. Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgalinden iki ay sonra ABD ve Rusya Fidan’ın ofisine taleple geldi: İstanbul’da yapılacak esir takasında arabuluculuk yapılmasına yardımcı olur muydu?
Fidan Türkiye’nin yardımcı olabileceğini ancak başkent Ankara’daki havaalanının tenha kısmının daha iyi olacağını söyledi. Türkiye daha önce büyük güçler arasında böyle bir esir takasında rol oynamamıştı, dolayısıyla ülkenin oturmuş bir protokolü yoktu. Fidan talebi Erdoğan’a iletti. Yaklaşık 20 yıldır iktidarda olan cumhurbaşkanı “Olur” dedi. ABD ve Rusya’nın Ankara’daki istihbarat şefleri takas pazarlığı yapmak üzere MİT’in “kalesi” olarak bilinen, beş bin dönümlük arazinin tepesindeki karargâha gitti. Birkaç gün içinde MİT her iki tarafa da ayrıntıları özetlediği bir mesaj gönderdi. Bu mesajda uçakların ineceği saatler ve yerler, uçakta kaç kişinin bulunacağı gibi detaylar vardı. Şartlardan birisi çok önemliydi: Gizliliği korumak için her iki taraf da takası ne filme alacak ne de fotoğraflayacaktı.
Soğuk Savaş takaslarında Amerikan ve Sovyet heyetleri birbirlerinden biraz uzakta durur, esirleri özgürlüğe giden adımlarını atmaları için serbest bırakırlardı. Ama Türkiye’deki takasta ABD’li ve Rus yetkili birbirlerini selamladı ve pistte el sıkıştı. Kısa süre sonra Rus medyası teslim görüntülerini yayınladı, Rus yetkililerin yüzleri bulanıklaştırılmıştı ve görüntü, Putin’in Batı ile hesaplaşmasında bir zafer olarak servis edilmişti. Erdoğan hükümeti buna şaşırdı, Amerika şikayet etti. Bir süre sonra Türk yetkililer Rus muhataplarına neden kural ihlali yapıldığını sordu. Ruslar, ‘Biz çekmedik’ dedi.
Türkiye beş ay sonra Rusya ve Ukrayna arasında çok daha kritik bir esir takasına sahne oldu. Zira Rusya’nın taşıdığı uçakta Ukrayna’nın aşırı milliyetçi beş Azov komutanı vardı. Rusya bu esirleri savaş sonuna kadar Türkiye’de kalmaları şartıyla serbest bırakmıştı ancak bu sene Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin İstanbul’a düzenlediği ziyarette Erdoğan hediye olarak beş Azov komutanını serbest bıraktı. Bu sefer de Rusya Türkiye’yi kural ihlali yapmakla suçlayacaktı. Rusya her ne kadar bu hamleyi eleştirse de Erdoğan’ın Rusya ziyaretinde Ankara ve Moskova’nın işbirliğine devam edeceği vurgulandı.