Afganistan’da turistlere saldırı: Üçü İspanyol dört kişi öldü
Afganistan'da Taliban yönetimi ele geçirdiğinden beri kadınların yanı sıra Hazara ve Tacik azınlık üstündeki baskısını da artırdı. İşte bunun örneği azınlıkların yaşadığı mahallelerin bir bir yıkılması. Üstelik kimi zaman içinde insanlar da varken...
Afganistan’ı üç yıl önce ele geçiren Taliban kısa süre sonra başkent Kabil’de kapsamlı bir yeniden imar hamlesi başlattı. Gerekçe olarak da Afganistan’ın tarihi başkentini modernleştirme ihtiyacını göstermişti. Ancak yeni araştırma Taliban’ın imar programının azınlıklara mensup binlerce insanı evsiz bırakmaktan öteye gitmediğini gösteriyor.
İngiliz gazetesi The Guardian’ın uydu görüntüleriyle sosyal medya görüntülerine ve Afgan sakinlerinin ifadelerine yer verdiği haberi Taliban’ın Kabil’deki imar faaliyetlerinin gerçek maliyetine daha kapsamlı bir bakış sunuyor. Uydu görüntülerine göre Ağustos 2021’den Ağustos 2024’e kadar 1,56 kilometrekarelik alan, yani 385 dönüm arazi dümdüz edilmiş. Bu alan 220’den fazla futbol sahasına tekabül ediyor. Tüm bu çalışmalar yıkımın aslında yenilikten ziyade etnik kökenle bağlantılı olduğuna işaret ediyor.
Çoğunlukla Sünni Peştunlardan oluşan Taliban çoğu Şii olan Hazaralarla mezhepsel çatışma içinde. Taliban’ın Taciklere tepkisi de etnik farklılıktan kaynaklanıyor. Taliban 1998’de Mezar-ı Şerif’te iki bin Hazara’yı öldürmüştü.
Guardian bu araştırmayı yaparken Centre for Information Resilience’ın Afgan Tanıklar projesi Afgan haber kaynakları Zan Times ve Etilaat Roz ile işbirliği yapmış. Yapılan araştırmada “geçici yerleşim yerleri” olarak da bilinen gecekondu bölgelerinin durumu da incelenmiş. Bu tür yerleşimler, çatışmalar ve iklim değişikliğinin yarattığı verimsiz koşullar gibi nedenlerle evlerini terk etmek zorunda kalmış yoksul topluluklar tarafından kullanılıyor. Taliban bu yıkımları bazen öyle şekillerde yapmış ki gecekondu sakinleri yıkımlar sırasında yaralananlar ve ölenler olduğunu söylüyor.
İki yerleşim yerinin sakinleri evlerin içinde insanlar varken yıkıldığını iddia ediyor. Kabil’in 22. Bölgesi’ndeki yıkım sırasında dört ve 15 yaşında iki çocuğun öldüğü söyleniyor mesela. Pakistan’dan sürüldükten sonra 10 yılını bu bölgede geçiren bir mahalle sakini “Kadınlar, çocuklar, yaşlılar kalacak yer bulana kadar yıkımı durdurmaları için yalvardı ama bizi dinlemediler” dedi. Bölge sakinleri yıkımlar sırasında görüntü almaya çalışan kişilerin dövüldüğünü söylüyor.
Bazı bölge sakinleri yıkımları geçen yıl binlerce kişinin ölümüne neden olan Herat depremine benziyor: “Evler yıkıldı, tüm eşyalar enkaz altında kaldı.” 50 kişilik ailesiyle 20 yıldır aynı bölgede yaşayan Celaleddin yeni bir ev kiralamaya gücünün yetmediğini, şu anda da zaten terk edilmiş bir fabrikada çalıştığını söylüyor. “Çadırımız bile yok” diyen Celaleddin “Bazı günler yiyecek bile olmuyor. Aç karna uyuyoruz” diye anlatıyor durumu.
Gecekondu bölgelerindeki “arazi temizleme” projelerinin çoğunda amaç yol yapmak ya da var olan yolları genişletmek. Eski Afgan hükümetinde çalışmış şehir plancısı Fahrullah Sarvari “Bu planların çoğu önceki hükümete ait. Ancak önceki hükümet insanları evlerinden ayrılmaya zorlayamadığı için uygulanamadı. Değişim gerekiyor ama oradaki nüfusun çoğu yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Daha geniş yollar inşa etmek için evleri yıkmak sorunları çözmüyor” diyor.
Birleşmiş Milletler kısa süre önce Afganistan’ın ekonomisinin “çöktüğü,” gıda güvensizliğinin yaygınlaştığı ve 6,3 milyon insanın ülke içinde evlerinden olduğu uyarısını yapmıştı. Yıkımlar da zaten bu uyarıdan aylar sonra başladı. Geçen yılın ağustos ayında 40 yıllık aile evi yıkılan bir Afgan kadın “Başta bize tazminat vereceklerini ve evsiz kalmayacağımızı söylediler, ama evler yıkıldıktan sonra kimsenin umurunda olmadık” dedi. Artık otobüs ücretlerini de karşılayamayacak duruma geldikleri için tazminat isteme amacıyla belediyeye gidemez olmuşlar.
Hak savunucuları bu tahliyelerin en çok da kadınlara zarar verdiğini söylüyor. Zira Taliban’ın en katı yaptırım uyguladığı kişiler de bu kadınlar. Zan Times’ın görüştüğü bir Afgan kadın, kapı kapı dolaşarak temizlik yaptığını söylüyor. Bu şekilde günde bir ila üç dolar kazandığını söyleyen kadın Kabil’in kuzeyinde yıkılan evi için tazminat almakta da zorlandığını anlatıyor. Bunun nedeni Taliban’ın cinsiyetçi kuralları nedeniyle kadınların yanında erkek vasi olmadan belediye binalarına girmesinin yasak olması.
Aynı bölgede evini kaybeden başka bir kadın da Taliban’ın kısıtlamaları nedeniyle çalışamaz halde. Tazminat alamayan aile kocanın ayakkabı tamirinden aldığı üç kuruş parayla geçinmek zorunda.
Taliban yetkilileri bu konu hakkında açıklama yapmadı ama daha önce geçici gecekonduların “fırsatçılar ve gaspçılar”ın çöktüğü araziler olduğunu söylemiş, projeyi de “çalınan arazilerin geri alınması” olarak nitelemişti.