ABD’nin Silikon Vadisi Bankası’na (SVB) el koymasının ardından yatırımcılarda oluşan kaygılar küresel bankacılık hisselerinde keskin düşüşlere neden olurken, ABD Başkanı Joe Biden ve diğer yetkililer piyasaları rahatlatmakta başarılı olamadı. ABD’nin başlıca bankalarının hisse değeri son üç işlem gününde ise 190 milyar dolar eridi. Bloomberg’in haberine göre, küresel hisse senetlerinin toplam piyasa değerinde 2 günlük kayıp 465 milyar dolara ulaştı.
Altın psikolojik sınırı aştı
Finansal göstergeler ABD ve euro bölgesi bankacılık sistemlerindeki kredi riskinin bir miktar arttığına işaret etti. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırımlarının hızını yavaşlatacağı yönünde beklentilerin etkisiyle ons altın psikolojik 1,900 dolar seviyesini aşarken, gram altın da önceki günkü 1,148 lira seviyesinden 1,161 liraya yükseldi. Altın, ABD’nin büyük bankalarından Silicon Valley Bank’ın (SVB) iflasının güvenli varlıklara kaçışı tetiklemesiyle önceki üç seansta yüzde 5’ten fazla yükselmesi sonrası, yatay seyrini sürdürüyor.
Mevduat sahipleri büyük bankalara yöneldi
Bu arada Financial Times’ın haberine göre, çoğu mevduat sahibi Silicon Valley Bank’ın iflas etmesinden sonra hesaplarını daha küçük bankalardan JPMorgan Chase & Co ve Citigroup Inc gibi büyük ABD bankalarına kaydırıyor. Habere göre, ABD hükümetinin daha fazla bankanın çöküşünü durdurmak için aldığı acil durum önlemleri bile mevduat sahiplerinin hesaplarını daha büyük bankalara taşımaya veya para piyasası fonlarına geçmeye çalışmasını engellemedi.
Burry: Krizin çok hızlı şekilde çözüleceğine inanıyorum
2008 krizini tahmin etmesiyle bilinen ve hakkında sinema filmleri çekilen ünlü yatırımcı Michael Burry, Silicon Valley Bank’ın çöküşünün ardından yayılan krizin çok hızlı bir şekilde çözülebileceğine inandığını belirtti. Burry, sonradan sildiği twitinde “Bu kriz çok hızlı bir şekilde çözülebilir. Burada gerçek bir tehlike görmüyorum” dedi. 2016 yapımı ‘The Big Short (Açığa Satış)’ filminde aktör Christian Bale tarafından canlandırılan Burry, SVB’nin çöküşünü 2008 krizi ve 2000 dot-com balonu ile karşılaştırmıştı.
SVB’nin çöküşünü, 2001 yılında iflas eden ve birkaç üst düzey yöneticinin hapse atılmasıyla sonuçlanan enerji ticareti devi Enron’unkiyle de kıyaslayan Burry, kibir ve açgözlülükle dolu insanların aptalca riskler alarak başarısız olduklarını, hükümetin para basarak onları kurtardığını söyledi.
Fed’in faiz indireceği beklentisi arttı
Öte yandan bankacılık sistemindeki endişeler nedeniyle Fed’in bu ayki toplantıda faiz artışında frene basacağı beklentisiyle ABD’de hazine tahvili faizlerinde sert düşüşler görüldü. Japon Nomura bankası, Fed’in gelecek hafta yapacağı toplantıda faizi 25 baz puan indireceğini ve parasal sıkılaştırmada frene basacağını öngörüyor. Nomura analistler SVB batmadan önce Fed’den 50 baz puan artırım bekliyorlardı. Goldman Sachs da Fed’in faizi değiştirmeyeceğini öngörmüştü.
New York Times: Krizin nedeni 2018’deki yasa değişikliği
New York Times gazetesinde David Enrich imzasıyla yayınlanan analizde, bankaların batmasının nedeninin 2010’da yürürlüğe giren Dodd-Frank yasasında 2018’de yapılan değişiklik olduğu savunuldu:
“2008’de yaşanan ekonomik krizin ardından bankalara çekidüzen vermek amacıyla alınan kararlardan biri de 2010’da dönemin Başkanı Barack Obama’nın imzasıyla yürürlüğe sokulan, dönemin Demokrat Milletvekilleri Christopher Dodd ve Barney Frank’in ortaya attığı Dodd-Frank yasasıydı. Bu yasaya göre bankaların risk alma süreci ile tüketicinin korunması sağlanacaktı. Bu yasa daha yeni sona ermiş krize de doğrudan bir yanıt niteliği taşıyordu. Önceki yıllarda ABD ve diğer ülkelerde yükselişe geçen ‘Bırakınız geçsinler’ yaklaşımının da bir bakıma reddiydi. Hatta o dönemde Obama bu iki milletvekiline söz konusu yasayı yürürlüğe sokmak amacıyla ‘gece gündüz’ çalıştıkları için teşekkür etmişti. Ancak 2013 yılında emekli olan Frank, bu yasada yer alan ’50 milyar dolardan fazla varlığı olan bankaların yoğun federal denetime tabi tutulması’ maddesinin hafifletilmesinin en koyu destekçilerinden biri haline geldi. 2018’de dönemin Başkanı Donald Trump’ın bu maddedeki eşiği 50 milyardan 250 milyar dolara çıkarılmasını öngören yasayı imzalaması ciddi sonuçlar yarattı. Çok sayıdaki büyük banka, Fed’in yıllık ‘stres testlerinden’ kaçtı. Tabii bu değişiklikten faydalananlar arasında bu hafta SVB’den sonra iflas eden ikinci banka olan, Frank’in de yönetim kurulunda bulunduğu Signature Bank yer alıyor. Şimdiyse yatırımcılar bu iflaslardan dolayı tedirgin halde, 2008 krizinin tekrarlanacağından korkuyor. Fed, enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını hızla yükseltiyor ancak SVB’nin iflasından sonra büyük hamleler yapmak daha zor bir hale gelebilir.”