‘Yüksek CDS’ler ödemeler krizi habercisi’
Sigara fiyatlarındaki zam neden 5 TL’de kaldı, gerisi gelecek mi? Sigara şirketleri tüm hafta sonunda kara kara 10 TL’ye yaklaşan maliyet artışlarını fiyatlara yansıtıp yansıtmayacaklarını düşündüler.
Yüzde 18’lik KDV oranlarının yüzde 20’ye çıkarılması, her ürüne yüzde 2’lik fiyat artışı olarak yansımıyor. KDV öncesinde yüksek ÖTV’ye tabi olan ürünlere yapılacak zamlar, diğer mal ve hizmet kalemlerine kıyasla, çok daha yüksek zam gerektiriyor. Bunun en çarpıcı örneği sigara fiyatlarında yaşanıyor.
Yapılan KDV zammının sigara fiyatlarına etkisi yüzde 10’u geçecek. Yüksek nispi ÖTV oranları uygulanan cep telefonları, motorlu taşıtlar, kolalı gazozlar ve bazı alkollü içeceklere de, yine yüzde 2’lik vergi artışının çok üzerinde fiyat artışları yapılmak zorunda kalacak.
Bu konudaki en önemli örneği tütün ürünleri oluşturuyor. Vergi üzerinden vergi alınan, hem de ÖTV oranı çok yüksek olan bir paket sigaradaki vergi yükü, bu son KDV zammıyla yüzde 81’den yüzde 82.5’e çıkmış durumda. Sadece KDV artışının sigara fiyatlarında ortalama 5 TL’nin üzerinde zammı gerektirdiği hesaplanıyor.
Peki, sigara fiyatlarındaki zam neden 5 TL’de kaldı, gerisi gelecek mi? Son vergi oranlarındaki artış gelmeden hemen önce kurlardaki yüzde 30’luk artış da zaten maliyetleri artırmıştı. Sigara şirketleri tüm hafta sonunda kara kara 10 TL’ye yaklaşan maliyet artışlarını fiyatlara yansıtıp yansıtmayacaklarını düşündüler. Özetle sigaraya paket başına zam en az 5 TL olacaktı ve böyle oldu. Ancak maliyetin tümünü yansıtsalar zammı 10 TL’ye kadar çıkarmak zorunda kalacaklardı. Sigara üreticileri daha Haziran’da 5 TL zam yaptıklarını, geçen yıl da birkaç kez zam geldiğini hatırlatarak, belirlenecek zammı ve dengeyi bulmakta çok zorlanıyorlar. Sonuçta çok yüksek olacak diye şimdi 5 TL’lik zamla yetindiler ama bu zam, birkaç ay sonra tekrar 5 TL daha zam yapacaklarını da gösteriyor.
Vergi sistemindeki bu çarpıklık nedeniyle, enflasyon oranlarının olması gerekenden daha fazla arttığına da şahit oluyoruz. Hele ki enflasyon sepetinde yüzde 4’e yakın payı olan sigaradaki artışlar çok yüksek oranlarda enflasyon artışını beraberinde getiriyor.
Halbuki bu sistem düzeltilse, enflasyondaki artışın daha düşük düzeylerde tutulması da mümkün olabiliyor. Bu noktada “vergi artışına daha fazla ağırlık veriliyor, enflasyonla mücadele o kadar umurlarında değil” denebilir. Uzun süredir bu sistemin enflasyonu da olması gerekenden daha fazla büyüttüğü söyleniyor, Merkez Bankası’nın bu konuda yazdığı raporlar bulunuyor ama yönetim gereken değişikliği yapmıyor.
Bunun da ötesinde 2008 krizinden sonra bu sakıncayı gören 28 AB ülkesinden 22’si bu sistemi değiştirmiş. Bazı ülkeler nispi ÖTV oranlarını düşürerek maliyet artışlarının sigara fiyatlarına daha düşük yansımasını sağlamışlar. Hazırlanan raporlarda nispi ÖTV oranları yani çarpanın düşürülmesiyle vergi tahsilatında düşüş görülmediği de belirlenmiş. Hatta bazı ülkelerde vergi tahsilatında artış bile kaydetmişler.
Özetle; samimi olarak konuya yaklaşsalar hem vergi tahsilatını azaltmayıp hem de fiyat artışlarını sınırlı tutabilecekler ama yapmıyorlar. O zaman da insanın aklında, “sigara konusunda olaya ekonomik bakılmadığı, sübjektif kişisel saiklerle sigara içenlerin cezalandırıldığı” fikrinin hakim olduğu kanaati oluşuyor. Kaldı ki sigara zamları çok yüksek olduğunda herkes biliyor ki; hem vergi kaybına yol açan, hem de kontrolsüz olarak piyasaya giren kaçak sigara ve tütün anında büyüyor. Kahramanmaraş depremi nedeniyle, kaçağa kaynak olan tütün üretiminde sıkıntı olduğu ama yüksek sigara zamları sonrası bir yolunu bulup kaçak tütün ve sigaranın yeniden artacağı konusunda tedirginlik yaşanıyor.
Nispi ÖTV sistemindeki yanlışlığın Avrupa Birliği (AB) ile uyum konusunda da sorun çıkardığını görmeye başladık. Geçtiğimiz Ekim ayında açıklanan AB Komisyonu’nun 2022 Genişleme Paketi kapsamında hazırlanan Türkiye Raporu’nda da bu konuya yer verildi. Raporda Türkiye’deki sigaralara uygulanan vergi seviyesinin AB ortalamalarına yakın olduğuna, ancak vergi yapısının AB’deki düzenlemelerle uyumlu olmadığına, nispi ÖTV ve maktu ÖTV kompozisyonu bakımından AB ülkelerinden farklı olduğuna dikkat çekiliyor.
“Gündemde AB hedefi ve uyumu kalmadı” diyebilirsiniz. Bu konuda sadece AB de uyarmıyor, Merkez Bankası hem enflasyon raporlarında hem da ayrı raporlar düzenleyerek vergilendirmedeki çarpıklıkları, enflasyonla mücadele açısından da anlattı. Yüksek nispi vergi ve yüksek mali çarpan ilişkisine özel vurgu yapan Merkez Bankası raporlarında “enflasyonla mücadelede daha dengeli bir nispi ve maktu ÖTV yapısının önemine” dikkat çekti.
Özetle; ekonomide rasyonel bakışı beklemek iyimserlik gibi gözüküyor.
28 Kasım 2024 - Merkez Bankası artık riskler yerine başarıları öne çıkarıyor
27 Kasım 2024 - Özel sektör hesabı yüzde 48’le yaparken enflasyon yüzde 21’e düşmez
26 Kasım 2024 - Enflasyonla mücadelede ‘kararlılık’ vurgusu yavaş yavaş unutuluyor
25 Kasım 2024 - Yüksek nakit açığı ve Merkez’in zararı enflasyon hesabını bozuyor