Tarihte bir ilk: Tuvalu vatandaşlarına ‘iklim mültecisi’ statüsü verilecek
Kuraklık nedeniyle en düşük seviyesine gerilediği için gemilerin kapasitesi azaldığından Ren Nehri üzerinden Almanya'nın güneybatısındaki Karlsruhe'ye bir metrik ton dizel taşımanın maliyeti iki katına çıkarak yaklaşık 50 euroya ulaştı.
Avrupa’daki kuraklık sadece orman yangınları ve gıda güvenliği risklerine yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda düşen su seviyeleri nedeniyle kıtanın nehirlerinde taşınan nakliyeleri de tehdit ediyor. Almanya’dan geçerek Avrupa şehirleri üzerinden Rotterdam Limanı’na ulaşan önemli bir ticaret yolu olan Ren Nehri kritik noktalarda sığlaştı. Geçen hafta Frankfurt’un yaklaşık 50 mil batısında yer alan Kaub kasabasında su seviyesi bu yılın en düşük seviyesine geriledi. Su seviyesi düştükçe gemilerin kapasitesi azaldığı için nakliye maliyetleri de yükselişe geçti.
Geçen ay Maersk gibi denizcilik şirketleri ve Hapag-Lloyd, Ren Nehri’nin sığlaşması yüzünden gemiler dörtte bir dolu seyrettiği için artan maliyetlerin müşterilere yansıtılacağını açıkladı. McKinsey’de satın alma ve tedarikçi yönetimi uzmanı olan Tim Beckhoff, CNBC’ye yaptığı açıklamada “Ren Nehri üzerindeki nakliye hacimleri son 20 yıldır aşağı yukarı istikrarlıydı. 2021’den bu yana artık yıldan yıla düştüklerini görüyoruz. Bu bir trend ve muhtemelen devam edecek” dedi.
Diğer taşımacılık türlerine geçmek bir seçenek ancak daha pahalı. Deutsche Bank ekonomistlerinden Marc Schattenberg’e göre, yaklaşık 135 metre uzunluğunda ve 3 metre su çekimi olan (geminin maksimum derinliği) büyük bir Ren mavnası yaklaşık 2.700 ton yük taşıyabiliyor. Schattenberg’in hesaplamalarına göre aynı yükü karayoluyla taşımak için yaklaşık 110 büyük kamyon gerekiyor.
Schattenberg, Ren Nehri üzerinden Almanya’nın güneybatısındaki Karlsruhe’ye bir metrik ton dizel taşımanın maliyetinin mayıs ile temmuz arasında iki katına çıkarak yaklaşık 50 euroya (55 dolar) yükseldiğini belirterek, “Önemli miktarda kalorifer yakıtı ve mazot Ren Nehri üzerinden taşınıyor. Bu şekilde tedarik edilen bölgelerde, bu durum bu ürünler üzerinde önemli bir fiyat baskısı oluşturuyor” dedi.
Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü’ne göre, düşen su seviyeleri imalat üretimini önemli ölçüde olumsuz etkileyebilir. Kuruluşun 2020 raporuna göre Kaub’daki su seviyesi 2018’de 30 gün boyunca o kadar düştü ki Ren Nehri’ndeki su taşımacılığı yaklaşık yüzde 25 azaldı ve bu Almanya’daki sanayi üretimine yüzde 1 düşüş olarak yansıdı.
Mayıs ayında kimya şirketi BASF, Stolt Tankers ile birlikte büyük bir gemiyi denize indirdi ve bu kararı 2018’deki uzun süreli sığ su döneminden sonra aldı. Ren Nehri kıyısındaki Ludwigshafen’de dünyanın en büyük kimya tesisini işleten BASF, Kaub’da su orta derecede azaldığında geminin geleneksel bir geminin iki katı yükleme kapasitesine sahip olacağını öngörerek bu kararı aldığını açıkladı.
Deutsche Bank ekonomisti Marc Schattenberg, “Şirketler, sığ suyla ilgili lojistik sorunların beklendiği dönemlerde tedarik zincirlerini ve depolamalarını ayarlayabilirler. Tahmine dayalı yazılımların yaygınlaştırılmasına yönelik yatırımlar da düşünülebilir” dedi. Gemilere yapılan uyarlamalar ve teknolojiye yapılan yatırımların yanı sıra başka çözümler de öneriliyor. “Nakliye kanallarının genişletilmesi konusunda da tartışmalar var. Ancak bu hem pahalı hem de çevre üzerinde zararlı olumsuz etkileri olabilir” diye konuştu.
McKinsey’den Beckhoff da, bazı müşterilerin maliyet ve kaliteye öncelik veren bir tedarik zincirinden esnek ve çevik olmaya odaklanan bir tedarik zincirine geçmelerine yardımcı olmak için yeni yazılım kullandığını söyledi. Ancak bu yatırımların karşılığını vermesi biraz zaman alıyor. Beckhoff, “Gerçekten başarılı olanlar, bu konuya 5-6 yıl önce eğilmeye başlayanlar” dedi.