Merkez Bankası: İklim değişikliği gıda fiyatları için baskı unsuru
Amerikalı bankacılık devi Morgan Stanley'e göre peş peşe 250 baz puanlık indirimlerle politika faizi martta yüzde 42,5'e, haziranda ise yüzde 35'e inecek. Gevşeme enflasyon yüzde 30'un, KKM 20 milyar doların altına ininceye kadar yavaş devam edecek.
Amerikalı bankacılık devi Morgan Stanley’in Türkiye’de hükümet, iş dünyası ve ekonomistlerle görüştükten sonra hazırladığı rapora göre Merkez Bankası (TCMB) Ocak 2025’te sıkılaşmaya son vererek 250 baz puanlık bir faiz indirimi yapacak, politika faizi martta yüzde 42,5’e, haziranda ise yüzde 35’e inecek. Raporda bankanın ekonomistlerinin Türkiye ziyareti sırasındaki görüşmelerinde ekonomik faaliyette devam eden yavaşlama karşısında faiz indirimlerinin uygun zamanlaması ve büyüklüğü üzerinde yoğunlaşıldığı belirtilerek konuya ilişkin şu görüşlere yer verildi:
“Faiz indirimi ocak ayında ücret ve fiyat artışlarına ilişkin belirsizliğin ortadan kalkmasını takiben yılın ilk çeyreğinde başlayacaktır. Eylül ayı enflasyonunun açıklanmasıyla birlikte, kasım ayından ocak ayına kayan, ekim ve kasım enflasyonlarının aşağı yönlü sürpriz yapması halinde aralık ayına da bir miktar olasılık atfedilen konsensüs tahminimize daha da yaklaşmıştır. Kamu tarafından belirlenen ücret ve fiyatlarda yukarı yönlü bir şok yaşanmaması halinde, TCMB’nin yüzde 1,5 ana enflasyon trendine yakın olmasını beklediğimiz kasım ve aralık enflasyon rakamlarının açıklanmasını takiben ocak ayında 250 baz puanlık bir faiz indirimi ile gevşeme adımlarının başlamasını bekliyoruz. Peş peşe 250 baz puanlık faiz indirimlerinin politika faizini mart ayında yüzde 42,5’e, Haziran 2025’te ise yüzde 35’e indireceğini öngörüyor, ardından gevşeme döngüsünün daha küçük adımlarla devam ederek yılın dördüncü çeyreğinde reel faizlerin ortalama yüzde 3 civarında normalleşmesini bekliyoruz. Enflasyon yüzde 30’un, kur korumalı mevduat (KKM) ise 20 milyar doların altına düşünceye kadar makro ihtiyati tedbirlerde ve döviz piyasası araçlarında sadece kademeli gevşeme adımları bekliyoruz. Enflasyondaki yapışkanlık ve güçlü talebin yanı sıra jeopolitik koşullar göz önüne alındığında gelecek yılki faiz profilimiz üzerindeki riskler yukarı yönlüdür.”
Bankanın 2024 için enflasyon beklentisinin yüzde 43,5 seviyesinde olduğu da belirtilen raporda TCMB’nin enflasyonu düşürmeye odaklanmasının Türk bankaları üzerindeki baskıyı artırdığına dikkat çekiliyor. “Türk bankaları için marjlarda dönüm noktası hikayesi devam ediyor ancak bu durum daha da ileriye itildi, bu yüzden daha cazip bir giriş noktası bekliyoruz” denen raporda bankalarla ilgili şu görüşlere yer veriliyor:
“Üçüncü çeyrekte daha sıkı makro ihtiyati tedbirler uygulanırken, Türk bankalarının fonlama maliyetleri yüksek kalmaya devam ediyor. Bu durumun, bankaların kâr marjlarındaki iyileşmeyi 2025’e öteledi. Özellikle kredi büyümesi üzerindeki sınırlamalar ve yüksek fonlama maliyetleri, bankaların 2024 yılındaki marj performansını olumsuz etkiliyor. Varlık kalitesindeki bozulmanın beklentiler dahilinde ve bu nedenle de bankaların ayıracağı karşılıklar 2025’te artacak.”
Dövizi tahvillerden daha cazip bulmaya devam ettiğini belirttiği raporda Türk Lirası’nın ABD Doları karşısında 2025 sonunda 45 TL seviyesine ulaşmasının beklendiği ifade ediliyor. TCMB’nin enflasyonu düşürmeye odaklanmaya devam etmesi, Türk Lirası’nı destekleyen önemli bir faktör olarak görülüyor. Raporda ayrıca 2025’in ilk yarısında daha yavaş bir faiz indirimi beklenmesi nedeniyle dövizin tahvillerden daha cazip olduğu vurgulanıyor.
Morgan Stanley Türkiye’nin 2025 yılına yönelik mali konsolidasyon çabalarının kredi açısından olumlu olduğuna da dikkat çekiyor. Ancak raporda tahvillerin şimdiden bu beklentiyi fiyatladığı ve kasım ayında ikinci bir BB notunun verilmesinin olası olduğu ifade ediliyor. ABD Hazine tahvillerinden gelen yön eksikliği ise Morgan Stanley’i temkinli olmaya itiyor. Raporda 2024 yılı için ek bir tahvil arzı beklenmezken, geri alımlar nedeniyle ek birincil anlaşma olasılığı üzerinde duruluyor.