Dünyadaki yapay zeka fırtınasının Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi M. Koç’u da etkilediği görülüyor. Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi M. Koç bugün sıfırdan bir iş kursa yapay zeka alanında olacağını söyledi. Rahmi Koç Selamlique İstanbul Youtube kanalında yayınlanan röportajında “İş yerinde bir günlüğüne başkasının işini yapacak olsanız kimin işini yapmak isterdiniz” sorusuna “Ya odacı olurdum ya çaycı” yanıtını verdi. Koç iş hayatındaki idolünün de Henry Ford olduğunu söyledi.
Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi M. Koç’un katıldığı ‘1 Fincan Kahve, 40 Soru’ programında kendisine yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:
-Küçükken annenizle birlikte antikacılara gidermişsiniz. Sever miydiniz antikacı gezmeyi?
Herkes denize girerdi, annem cuma günleri beni sürüklerdi antikacılara. Pek sevmezdim, ama dönüşte Japon pazarından bana bir oyuncak alırdı, kızgınlığımı giderirdi.
-Çocukken en çok kurduğunuz hayal neydi?
En çok kurduğum hayal hiç programsız akşama kadar plajda mayoyla gezmek.
-Peki oldu mu?
Maalesef hiç olamadı. Plajda bile program program, misafir ağırlama şu bu… Hep meşgul olduk.
-Rahmi Bey biri ‘Sizi iyi gördüm’ dediğinde ilk aklınıza gelen şey ne olur?
Ne biliyor musun? İhtiyarlanmış olduğu.
-Deniz sizin için ne ifade ediyor?
Özgürlük.
-Yaptığınız dünya turunda sizi en çok şaşırtan ne oldu?
Yeni Kaledonya. Fransız müstemlekesi. Orada karaya çıkmıştık. Döndüğüm zaman öğleden sonra saat 4’te polisler gemiyi basmış, bizim tekneyi. Köpekle beraber uyuşturucu arıyorlardı. Hepimizi güverteye aldılar, hiçbirimiz sabaha karşı uyuyamadık. Köpek geldi, işte kaptanla ana yemek odasının arasındaki paneli kokladı. ‘Açın’ dediler. ‘Ne var’ dediler, ‘Bilmiyoruz’ dedik. Açtığımızda oradan bir kasa çıktı. ‘Kasayı açın’ dediler. Kasa kombine anahtarsız, sahibini bulduk, kaptanda dediler. Elden düşmeydi gemi, geldi kasayı açtı, küçük bir bloknot, bir de küçük bir kurşun kalem, başka bir şey yoktu. Adamlar özür dileyip gitti ama bizi çok korkuttular. Allah muhafaza bir şey çıksa haberimiz olmadan hem gemiyi alırlardı hem bizi hapse atarlardı. Bunu seyahat anılarında yazdım.
-Rahmi Bey hangi süper güce sahip olsanız iş hayatınız daha kolay olurdu?
Herhalde bugünkünün iki misli bir çalışma yani gün 24 saat yerine 48 saat olsaydı çok daha işim rahat olurdu diye düşünüyorum.
‘Kızı hiç değiştirme’ derdim
-Peki iş yerinde bir günlüğüne başkasının işini yapacak olsanız kimin işini yapmak isterdiniz?
Ya odacı olurdum ya çaycı.
-Diyelim ki torunlarınızdan biri sevgilisinin adını dövme yaptırdı. Ona ne derdiniz?
Derdim kızı hiç değiştirme. Çünkü bir dövme daha yaptırmak icap eder.
-Tuhafıma Giden Şeyler kitabını yazmanızı ne tetikledi?
Gördüğüm aksaklıkları şifaen değil bir de yazılı olarak hem bildirmek istedim, hem eş dost da bilsin, görsün, okusun ve kendilerine çekidüzen versinler diye yazdım onu.
-Vehbi Koç’a en benzeyen yanınız?
Disiplin.
-Peki bugün sıfırdan bir şirket kuracak olsanız hangi sektöre girersiniz?
Herhalde yapay zekâ, moda o şimdi. Zaman zaman moda değişir. Bazen moda ihracatçılardır, bazen domates salçası yapanlar, bazen otomotiv grubu, şimdi de yapay zekâ moda oldu. Herhalde ben de o yapay zekâ işine girerdim ve bir startup başlatırdım diye düşünüyorum.
-Kahve içmiyorsunuz, ama kim kahve teklif etse asla reddetmezdiniz?
Söylemem.
-Peki. Başarılı olmaktaki en önemli unsur nedir?
Fırsatları değerlendirmek.
-En çok sevdiğiniz yer neresi?
Kaleköy-Kekova. Tavsiye ederim, görmediyseniz muhakkak gidin görün.
-Giyime merakınız nasıl doğdu ve ilham kaynağınız var mı?
Küçükken Avusturyalı bir dadımız vardı, her akşam bizi yıkar, hazır eder, tertemiz giydirirdi, babamızın elini öper ondan sonra yatardık. Oradan başladı giyinme merakı. Tabii İngiltere’ye gittik, Amerika’ya gittik, oralarda da gördük insanlar nasıl giyiniyor, nasıl ediyor, ona göre. Biliyorsunuz benim bir ayakkabı dükkânım var, ısmarlama ayakkabı, bir tane terzim var ısmarlama şey yapan. Ayakkabıcının adı da R&R. Tavsiye ederim, bir çift ayakkabı sizin için orada özel yapsınlar.
-Hayatta en çok neye önem verirsiniz?
Hayatta nezaket, dostluk, terbiyeli olmak, nefret etmemek, dedikodu yapmamak… Bunlar benim üstünde en titizlikle durduğum konulardır.
-Karikatür çizmeyi çok sevdiğinizi duydum. Özellikle çizmeyi sevdiğiniz bir şey var mıdır?
Toplantılarda karşımda oturan adamı çizerim umumiyetle.
-Peki Rahmi Bey, ablalarınızla hiç kavga etmemişsiniz. Bunu nasıl başardınız?
Birbirimize olan sevgi ve saygıyla.
-Şimdi sizden evet-hayır cevapları istiyoruz. Batıl inançlarınız var mıdır?
Yoktur.
-Kız istemede tuzlu kahve içtiniz mi?
Hiç gitmedim.
-Nevbahar Hanım’a sorduk, bilmiyormuş. Size de soralım. Vehbi Koç’un tadına bakmadan çorbaya tuz atan yöneticiyi önyargılı davrandığı gerekçesiyle işe almadığı rivayeti doğru mu?
Buna inanıyor musunuz, öyle şey olur mu? Doğru değil.
-Siz Beşiktaşlısınız, Ali Fenerbahçeli. Birlikte derbiyi izliyor musunuz?
Hem de nasıl?..
-Geçmişe dönebilseniz, yine böyle disiplinli ve yoğun bir iş hayatı mı yaşardınız?
Evet, doğrudur, yaşardım.
-Peki yapay zekânın insanların işini elinden alacağına inanıyor musunuz?
İnsan faktörü katiyen elimine edilemez, ona çok kuvvetle inanıyorum.
-Torununuz gelip ‘Dede ben okumayacağım’ dese anlayışla karşılar mısınız?
Kaç yaşında sorduğuna bağlı.
‘Ankara mı İstanbul mu?’
-Şimdi ‘O mu, bu mu?’ sorularına geçiyorum. Ankara mı İstanbul mu?
İstanbul.
-Hangisi size daha tuhaf gelir, restoranda bir türlü ne yiyeceğine karar veremeyen ve garsonu bekleten kişi mi? Yoksa sizi yemeğe davet edip ama diyet yaptığı için hiçbir şey yemeyen kişi mi?
Restoranda karar veremeyen kişi.
-Hangisini daha sık yaparsınız? Geçmişi düşünmek mi geleceği hayal etmek mi?
Bence ileriyi, daima ileriyi düşünün.
-Türk mutfağı mı İtalyan mutfağı mı?
Türk mutfağı.
-Şimdi sizden boşlukları doldurmanızı istiyorum. Türk kahvesinin kültürümüze kattığı en büyük değer?
Bence kahvenin Türk hayatında, Türk insanının hayatında çok önemli bir rolü var. Kahve içerken dedikodu yapılır, kahve içerken nezaket gösterilir, kahve içerken fala bakılır, kahve içerken bir kahve daha içilir. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamazsınız.
-20 yaşındaki halimi görsem söyleyeceğim ilk şey…
Hiç değişmemişim.
-Devam ettirdiğim bir gelenek…
Disiplin.
-En sık dinlediğim şarkı…
Julio Iglesias. ‘Onu fazla dinlerseniz baklava yemiş gibi olursunuz’ derdi Ege Cansen.
-Tekrar tekrar izlediğim film…
Tekrar tekrar izlediğimiz film James Bond.
-Arada bir dönüp okuduğum kitap…
Referans kitapları.
İş hayatındaki idol Henry Ford
-İş hayatımda idolüm diyebileceğiniz kişi…
Henry Ford I.
-En son kahkaha attığınız şey…
Cem Yılmaz galiba.
-Kaybolduğuna en çok üzüldüğünüz eşya…
Bir çift kol düğmem vardı, İngiltere’den almıştım. Onun kaybına çok üzüldüm. Altın kol düğmesi, zincirli güzel bir düğmeydi.
-Son olarak, iş hayatına yeni başlayan gençlere bir tavsiye verecek olsanız izce bu ne olurdu?
Gençlerin okuldan veyahut üniversiteden çıkar çıkmaz, kendinin patronu olarak iş mi kuracaklar yoksa başkasının yanında profesyonel olarak mı çalışacak, ona karar vermelerini tavsiye ederdim.