Hakan Kara yabancı sermaye akışı için formülü verdi
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e göre bunun nedeni çıktı açığının temmuzda eksiye dönecek olması. Bakan Şimşek kaynakların tüketime değil üretime yönlendirilmesi için ilave önlemler alacaklarını söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Kanal 7’deki Başkent Kulisi programında ekonominin geleceği hakkında açıklamalar yaptı. Bakan Şimşek KDV’de üst sınır olan yüzde 20’nin geçilmeyeceğini belirtirken ek vergi getirilmeyeceğini, ancak vergi istisnalarının inceleneceğini ifade etti.
Enflasyonun düşmeye başlayacağı tarih olarak 2024 Haziran enflasyon rakamının açıklanacağı 3 Temmuz Çarşamba gününe atıf yapan Şimşek Merkez Bankası’nın enflasyonu ‘çıpalamak için’ serbest olduğunu dile getirdi. Bakan Mehmet Şimşek seçimden sonra doların artışından para kazanmayı bekleyen bir kesim olduğunu söyledi, “Biz kuru tutmuyoruz ki kazanasın” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sözlerinden öne çıkanlar şöyle:
– Orta Vadeli Program nedir? Öncelikle onu açıklayalım. Bu üç yıllık bir program. Özü dezenflasyon, yani enflasyonu tek haneye indirmek. Yani üç yıllık bir program yaptık. Para politikalarını işlevsel hale getirmek için yaptık. Orta Vadeli Programın üç temeli vardır. Sıkı para politikası, sıkı maliye politikası dolayısıyla enflasyon düşecek.
– Orta Vadeli Program’da şunu bir şekilde ortaya koymuşuz, demişiz ki istisnaları gözden geçireceğiz. İndirimli KDV oranlarını, muafiyetleri gözden geçireceğiz. Çok net çizmişiz. Hiçbir program siyasi sahiplenme olmadan başarıya ulaşamaz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu program hazırlandı.
– Program Eylül’de açıklandı. Üç temel bileşeni var. Birinci bileşen dezenflasyon, yani fiyat istikrarı. Şu an yüksek enflasyon sorunuyla karşı karşıyayız. Dünyada da yüksek, ama bizde dalga boyu yüksek. İlk olarak tek haneye düşürmeye yönelik bir program. Bunun için sıkı para politikası var. Merkez Bankası’ndaki arkadaşlar işlerini yapıyor. Merkez Bankası enflasyonu çıpalayacak çerçevede parasal sıkılaşmaya gitti. Merkez Bankası enflasyonu düşürmek için ne gerekiyorsa yapacak.
-Bütçede deprem hariç muazzam disiplin sağlandı. Gelirler politikası da bundan sonra beklenen enflasyona göre şekillendirilecek.
– Biz bunu programı açıklarlarken söyledik. Enflasyondaki düşüş 2024 yılının ikinci yarısında başlayacak. Enflasyona mayıs ayı dahil yükselmeye devam edecek. Çünkü şubat ayı enflasyonunu alalım. Yüzde 67. Bu şubat 2023- 2024 arası enflasyon. Yani son 12 ayın enflasyonu. Birincisi geçen sene bu ülkede asrın felaketi yaşandı. İnşaat girdilerinde çok büyük artış oldu. Aynı sektörde işçilik maliyetlerinde ciddi bir artış oldu. İnsanlar büyük şehirlere göç etti ve kira fiyatları yükseldi. Bunlar bir kerelik, ama geçen sene temmuz, ağustos, eylül aylarında yaşandı. Bu önümüzdeki temmuz ve ağustosta yaşanmayacak.
‘Enflasyonu kalıcı olarak aşağı çekmek istiyoruz’
-Geçen sene bir seçim vardı. Giderler politikası oldukça cömert belirlendi. Bunun da etkisi var. Önümüzde dört yıl seçim olmayan bir dönem var. Enflasyonu kalıcı olarak aşağı çekmek istiyoruz.
-Geçen sene deprem nedeniyle çok büyük bir açıkla karşı karşıyaydık. Dışardan borçlanmak yerine açığı azaltmaya gittik. Bundan dolayı vergi artışlarına gittik. Bunlar doğrudan doğruya enflasyona etki yaptı. 2024’te bunlar olmayacak. Bunlar da tek seferlik etkiler. Enflasyonist yeni vergi olmayacak.
– OVP’de vergiler için çok net bir şekilde çerçeve çizdik. Biz KDV genel oranını artırmayacağız, yüzde 20 üst limit. Kurumlar Vergisi’ni artırmayacağız. Gelir Vergisi’ni artırmayacağız. Çok netiz bu konuda. Ancak istisnaları, muafiyetleri gözden geçireceğiz.
-Verimlilik ne durumda bakacağız. Enflasyonu düşürmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Sıkılaştırma ise sıkılaştırma, kamu harcamalarını kısma ise kısma… Hepsi yapılacak. Milletimizin bu geçiş döneminde bir fedakarlık yapıyor. Kamu da bunu yapacak. Hiçbir bakanlığa emekli olanların dışında personel alım izni vermiyoruz.
-Kredi politikasında çok net bir şekilde kaynaklar tüketime değil üretken alanlara yönlendirilecek. Müdahaleci olacağız. Altını çiziyorum. Biz kredi politikasında kaynağın tüketime değil önce arz yönüne, üretime gitmesini sağlayacağız. Bunun için ilave tedbirler alacağız.
-Enflasyon 3 Temmuz’dan itibaren düşmeye başlayacak. Çünkü çıktı açığı Temmuz’da eksiye dönüyor. Baz etkisi var. Para politikası gecikmeli çalışıyor. Başından beri enflasyon yılın ikinci yarısından itibaren düşmeye başlayacak diyoruz. Enflasyonda düşüş trendi başlamış durumda. Bir program var sabırla, kararlılıkla uygulayacağız.
Dolar iddiası
– (Dolar 40 liraya çıkaak iddiasıyla ilgili olarak) Seçimlerden sonra dövizin yükseleceğine ilişkin çok açık bir şekilde karamsarlık pompalanıyor. Muhalefet oturup projeleriyle, vizyonlarıyla bu yarışı sürdüreceğine toplumun geleceğe ilişkin ümitlerini olumsuz etkileyecek bu türden yaklaşımlarla seçimi götürmeye çalışıyor.
-Bu program çalışıyor. Kötümserliğe hiçbir şekilde zemin yoktur. Programın başarısını açıklayayım: Birincisi; ‘bu program uygulamaya geçtikten sonra büyümede dengelenme olacak’ dedik. Geçen sene ikinci çeyreğe gidelim yani program öncesine gittiğimizde iç talip çok hızlı büyüyor. Büyümeye iç talep yüzde 10 katkı verirken net ihracat -6.3 puan etkiliyordu. Yüzde 4’lük büyüme enflasyonist bir büyüme. Üçüncü çeyreğe geldiğimizde iç talebin etkisi 8.6’ya düşüyor. Net ihracat ise -2.3’e geriliyor. Son çeyreğe geldiğimizde iç talebin etkisi 4.6’ya düşüyor. Net ihracat ise -0.6’ya düşüyor. Yılın ilk çeyreğindeyiz şu anda, elimizde rakam yok. Çok net bir şekilde net ihracatın etkisi artıya döndü. Artık Türkiye dışarıya satarak kısmen büyüyor. İç talep hala yüksek düzeyde ama giderek daha ılımlı hale gelecek.
-Bankalar program sonrasında Ocak ayına kadar olan süreçte 100 dolar borç ödediklerinde 113 dolar bulabiliyor. Dolayısıyla Türkiye’ye para girişi çok ciddi şekilde artmış durumda. Özel sektör bankalarının dış kaynağa erişiminde hiçbir sorun yok. Dış kaynağın maliyeti azaldı. Hazinenin dış kaynak bulmada hiçbir sorunu yok. Daha yeni Euro cinsinden bu sene piyasalara çıktı. Hazine 2017’den beri en düşük faizle borçlandı. Bakan ‘borçlanma ile övünüyor’ diyorlar. Ben borçlanma ile niye övüneyim?
-Şu andaki ilave döviz talebinin bir ekonomik gerekçesi yok ama “Seçim sonrasında kur yükselir para kazanırım” yönlendirmesiyle hareket eden bir kesim var. İhracatçı yurtdışından yüzde 40’lık ihracat gelirini bozdurma kuralı var, onu da geciktiriyor. Biz kuru tutmuyoruz ki kazanasın. Mayıs 2023’e giderseniz yıllık cari açığımız yaklaşık 60 milyar dolar. Şu anda cari açık 37 buçuk milyar dolara inmiş. Mayıs’ta 30 milyar doların altına inecek. Bir yıl sonra Türkiye’nin döviz ihtiyacı yarı yarıya azalacak.”