Bankacılık sektörünün kârı neden düştü?
ABD'de yaşanan bankacılık krizi sosyal medyada hızla yayılan söylentilerin bankalar için büyük risk yarattığını gösterdiği ancak ekonomistlere göre stres testleri özellikle Avrupa'da bankaları daha sağlam kıldığı için 2008'deki gibi bir finansal krizin yaşanması pek olası görünmüyor.
ABD’den başlayıp Avrupa’ya yayılan bankacılık sektörü türbülansı, 2008’de yaşanan büyük finansal çöküşün bir benzerinin eşiğinde olup olmadığımız sorusunu gündeme getirdi. Ancak finans piyasası temsilcileri ve ekonomistler bugün yaşanan bankacılık krizinin sosyal medya, online bankacılık ve düzenlemelerdeki büyük değişimler nedeniyle 15 yıl öncesinden çok farklı olduğuna dikkat çekiyor.
UBS Küresel Servet Yönetimi Başekonomisti Paul Donovan, CNBC’ye verdiği röportajda Credit Suisse’in çöküşüne atıfta bulunarak bunun “Twitter neslinin ilk banka krizi” olduğunu söyledi. Donovan “Bu finansal krizde İngiltere’de Northern Rock’ta olduğu gibi bankaların önünde kuyruklar yoktu çünkü sadece internete girip birkaç düğmeye tıklıyorsunuz ve paranızı çekebiliyorsunuz” dedi. London School of Economics Sistemik Risk Merkezi Direktörü Jon Danielsson da sosyal medyanın 2008’e kıyasla ‘zarar verici söylentilerin yayılması için daha fazla alan’ sağladığına dikkat çekerek, “İnternet ve sosyal medya kullanımının artması, dijital bankacılık ve benzerleri, finansal sistemi normalde olduğundan daha kırılgan hale getiriyor. Çünkü sosyal medya söylentilerin sadece daha kolay değil, aynı zamanda çok daha hızlı yayılmasını sağlıyor” dedi.
Citi CEO’su Jane Fraser da geçen hafta Washington’da düzenlenen bir etkinlikte “Birkaç tweet’le Silicon Valley Bank’ın çöküşü tarihte olduğundan çok daha hızlı bir şekilde gerçekleşti” şeklinde konuştu.
Bilginin hızlı yayılması ve fonlara erişimin hızlı olmasının bankaları daha da savunmasız hale getirebileceğine dikkat çeken Gallen Üniversitesi’nden Stefan Legge ise “Eskiden banka şubelerinin önünde sıraya giren insanların görüntüsü paniğe neden olurken, bugün sosyal medya var. Bir bakıma, bankaların batması bugün çok daha hızlı gerçekleşebiliyor” yorumunu yaptı.
Avrupa Birliği, 2008’deki krizin ardından bölgenin ekonomik durumunu desteklemek için yeni mali gözetim kurumlarının kurulmasının yanı sıra herhangi bir zor senaryoyu öngörmeye çalışmak ve piyasanın erimesini önlemek için stres testi uygulamak da dahil olmak üzere birçok uygulamayı devreye aldı. O nedenle bankacılık sistemindeki riskin son 20-30 yıl içinde azaldığına dikkat çekiliyor.
Jon Danielsson bu durumun Avrupa bankalarının 2008’deki kadar ciddi bir kriz yaşamasını “olası” kılmadığını söyledi. “Bankacılık sisteminde büyük bir sistemik risk oluştuğu argümanına inanmıyorum” diyen Jane Fraser, mevcut bankacılık sistemini 2008’de yaşananlarla karşılaştırırken de benzer gözlemlerde bulundu. Fraser, “Şu anda yaşananlar geçen seferki gibi değil, bu bir kredi krizi değil” diyen Fraser ekledi: “Bu, bazı sorunları olan birkaç bankanın olduğu bir durum ve bunu henüz başındayken engellememiz daha iyi olur.”