Çiftçilerden liderler zirvesine abluka: Avrupa Parlamentosu önüne tezek bıraktılar
Avrupa Birliği yeni bir yönergeyle işverenlerin sunduğu ücretsiz staj ve "sahte" stajyerlik uygulamalarını önlemeye hazırlanıyor. Ancak taslağın içeriğinin muğlak olması çeşitli gruplardan tepki topladı.
Güney Kore’de ‘yeoljeong pei’ diye bir uygulama var. Japonya’daki karşılığı da “yarigai sakushu.” İkisi de “tutku maaşı” diye çevirebileceğimiz bir terime tekabül ediyor. Ama terim yalnızca işverenlerin dilinde “tutku maaşı” diye pelesenk olmuş. Uygulama çalışanların gözünde tam olarak bir “iş tatmini sömürüsü.” Neden mi?
Çünkü bu konseptte işverenler genç ya da deneyimsiz çalışanlara düşük maaş veriyor. “Neden benim maaşım diğerlerinden daha düşük?” sorusuyla karşılaştığında da “gençlerin çalışırken duyduğu tatminin aradaki farkı kapattığını” savunuyorlar. Yani bu mantığa göre iş arayan gençler, stajyerler ve çıraklar işinde kötü muameleye göz yumacak kadar tutkulu olmalı. Zaten bu yüzden buna “tutku maaşı” deniyor.
Türkiye’de de çok uzak olduğumuz bir konu değil stajyerin hiç maaş almaması. Hatta küresel bir sorun olduğu aşikâr. Eğer devlete bağlı kurumlarda staj yapılmıyorsa bazı durumlarda stajyerlerin öğlen yemeği ihtiyaçları bile karşılanmıyor. İşte Avrupa Birliği işverenlerin bu türden davranışlarına son vermek için harekete geçiyor.
Avrupa Parlamentosu’nda bugün masaya yatırılması beklenen bu sorun parlamentonun görev süresinin sona ereceği haziran seçimlerinden önceki son kritik yasa tasarısı olacak. AB’nin istihdam ve sosyal haklardan sorumlu komisyon üyesi Nicolas Schmit “Tasarının hedefi genç insanların çaresizliğinden nemalanan şirketler” diyor.
Schmit uygulamayı yürürlüğe sokarak sadece gençlerin iyiliğini gözetmiş olmayacaklarını, aynı zamanda Avrupa’daki şirketlerin, beyin göçü yapmaya hazırlanan gençleri kapmasını sağlayacağını belirtiyor. “Orta Avrupa’da ve belki de Güney Avrupa’da duyduğumuz en önemli şey beyin göçü. Hepsi iyi eğitimli gençlerini kaybettiklerinden yakınıyor” diyen Schmit “Peki bu neden oluyor? Çünkü gençlere uygun maaş verilmiyor, hatta staj yaptıkları dönemde hiç ödeme yapılmıyor” vurgusu yapıyor. Burada kısaca araya girmekte fayda var, gelişmekte olan ülkelerden Avrupa’ya ve Amerika’ya beyin göçüne alışığız. Peki ya Avrupalılar beyin göçünü nereye yapıyor derseniz, onlar da şartları daha iyi Avrupa ülkelerine ya da Amerika’ya göçüyor.
İşin bir de sahte staj boyutu var. Yani birini stajyer olarak işe alıp sıradan işçi gibi çalıştırmak. Ancak teklif sahte stajyerlikle mücadeleyi iş bulma kurumlarına bırakıyor. Grupların bu noktada da bir eleştirisi var. İş bulma kurumlarının işgücü piyasasındaki ihlalleri tespit edebilecek ne insan ne de mali kaynağı olmadığını söylüyorlar. Ayrıca iş peşindeki gençler yaşadıkları durumu konuşmaktan çekinebilecekleri için bizzat devlet yetkililerinin bu işle meşgul olması gerektiği belirtiliyor.
Avrupa Birliği, kıtada yaklaşık 3.1 milyon stajyer olduğunu ve bunların yarısına ödeme yapılmadığını tahmin ediyor. Peki ya tasarının kapsamında neler var?
Avrupa Birliği’nin stajyerlere asgari ücret ödenmesi konusunda şirketlere baskı yapma yetkisi yok. Ancak teklif kabul edilirse stajyerlerin bir miktar ücret, iş göremezlik ödeneği ve sigorta primi gibi sosyal hakları güvence altına alınmış olacak. Ayrıca kurallara uyulup uyulmadığını görmek için şirketler üzerinde sıkı denetim sistemleri kurulması gerekecek. Tasarının kapsamı sadece eğitim sürecini tamamlamış ve zaten bir maaş alan stajyerlere adil ücret ödenmesini kapsıyor. Yani tasarıda öğrenciler görmezden geliniyor.
Bu önergeyle amaçlanan şeylerden biri aralarında bilişim, siber güvenlik, güneş enerjisi sektöründe çalışan teknik personel, batarya ve inşaat sektöründe çalışanlar ve sağlık personellerinin de bulunduğu 42 meslek grubundaki açıkların tespit edilip işgücü açığının kapatılması. Schmit, Covid-19 pandemisinden bu yana yüz binlerce kişinin çalışmayı bırakması nedeniyle karayolu taşımacılığında büyük sorunların yaşandığını belirtiyor.
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’ndan Tea Jarcs, metnin muğlak ifadelerle dolu olduğunu ve yönergenin daha güçlü ifadeler içermesi gerektiğini savunuyor. Jarcs, geçen yıl haziran ayında Arupa Parlamentosu’nda yapılan bir oylamayı hatırlatıyor. O oylamada milletvekilleri kıta genelinde ücretsiz stajların çoğunun yasaklanmasını öngören yasa tasarısını ezici bir çoğunlukla desteklemişti. “Parlamento çok net bir tavır sergilemişti” diye yad ediyor o günü Jarcs: “Bugün Avrupa Komisyonu’nda gördüğümüz tavır ise o kadar net değil.”
Yeşiller’in gençlik kolları ise sunulan tasarının “büyük bir hayal kırıklığı” ve “gençliğe ihanet” olduğunu söylüyor ve ücretsiz stajların hepsinin yasaklanmasını istiyor. Yönergedeki tanımın sadece para alan kişileri kapsayacak şekilde daraltıldığına vurgu yapan grup, “Ücretsiz çalışma zararsız bir ihmalkârlık değil, sömürü de” diyor.
Avrupa Gençlik Forumu Başkanı Maria Rodriguez Alcazar da tasarının beklentilerinin altında kaldığından dem vuruyor: “Tasarı ne maaş konusunu ne de stajyerlerin iş yerindeki haklarını ele alıyor. Ücretlendirme konusunda bağlayıcı kurallar getirilmediği müddetçe Avrupa Birliği’ndeki gençlerin işgücü piyasasında sömürülmesi sona ermeyecektir.”
Avrupa Birliği sistemine göre yasaları komisyon hazırlıyor ama Avrupa Konseyi’ne üye devletler ve Avrupa Parlamentosu bir uzlaşıya varmadan önce taslakları inceliyor.