Peynir ve yoğurt başta, süt ve ürünlerine zam yolda
Sahte zeytinyağına ruhsat verildiği iddiasına Dezenformasyon Başkanlığı’ndan yalanlama geldi. Ancak ürünün ambalajında zeytini ve zeytinyağını çağrıştıracak her türlü unsur var. Bunların başında da zeytinyağı için kullanılan 'sızma' sözcüğü geliyor.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi yaptığı sosyal medya paylaşımında “Tarım ve Orman Bakanlığı sahte zeytinyağına ruhsat vermeye başladı” iddiasının doğru olmadığını belirtti. Merkez’den yapılan açıklamada Türk Gıda Kodeksi Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği kapsamında, zeytinyağı olmayan bir sıvı yağın aroma ve renklendirici ile zeytinyağı algısıyla piyasaya arz edilmesi kesinlikle yasak olduğu belirtilerek tebliğ kapsamında zeytinyağının başka sıvı yağlarla karıştırılmasının da yasak olduğu vurgulandı. Ancak açıklamada Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bir süre önce “aroma ve boyayla zeytinyağına benzetilen sıvı yağlara ruhsat vermeye başladığı” yalanlanmıyor.
Bazı basın yayın organlarında yer alan “Tarım ve Orman Bakanlığı, sahte zeytinyağına ruhsat vermeye başladı.” iddiası doğru değildir.
Türk Gıda Kodeksi Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği kapsamında, zeytinyağı olmayan bir sıvı yağın aroma ve renklendirici ile zeytinyağı algısıyla… pic.twitter.com/SKMkzgVs8E
— Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (@dmmiletisim) May 22, 2024
Merkezin “zeytinyağı adı altında aroma ve renklendirici ile üretilen bir sıvı yağa ruhsat veya izin verilmesi kesinlikle söz konusu değildir” açıklaması doğru olmakla birlikte ortada tüketiciyi yanıltmaya yönelik “ambalajlı bir girişim olmadığı” anlamına gelmiyor. Tüketici bir ürünü ilk kez alırken ambalajındaki tüm bilgileri okumuyor. Satın alma kararı genelde ambalajın üstünde öne çıkan unsurlara ya da daha önce kullananların tavsiyesine dayanılarak veriliyor. Zeytinyağına benzetilmeye çalışılan ve sızma tadında olduğu da vurgulanan ürünler daha ucuz olacağı için enflasyon altında ezilen bir kısım tüketici tarafından da tercih edileceği açık.
Dezenformasyonla Mücadele Başkanlığı’nın doğru olmadığını öne sürdüğü haberlerde “sahte zeytinyağı” olarak tanımlanan, isminde ve etiket tasarımında zeytini ve zeytinyağını çağrıştıran imgeler kullanılan bu ürünler henüz marketlerde boy göstermese de HORECA diye tabir edilen tedarik kanalıyla ucuza kaçan otel, restoran, kafe ve yemek şirketleri aracılığıyla halka yedirilmeye başlandı. Son tüketici, yemeğindeki bu yağların ambalajlarını görme şansı olmadığı için ‘üstünde yazıyor, okusun almasın’ demenin de bir anlamı yok. Bu arada zeytinyağı dışında bitkisel yağ üreten bazı şirketlerin de aroma ve boya katkılı “çakma zeytinyağı” işine başladığı öğrenildi.
Bir kafenin hem ucuz hem de zeytinyağına benzediği için kullandığı ve 10Haber’in gördüğü bu ürünün teneke kutusunun üstünde “Sızma Lezzetinde Aromalı Bitkisel Yağ” ve “Salatalarda ve Her Çeşit Yemekte Salad Oil- Salata Yağı” ibareleri bulunuyor. Zeytinyağına özgü “Sızma” sözcüğünün de bulunduğu teneke kutunun üzerinde zeytinyağını çağrıştıran bir görüntü de var. Ürünün ambalajında “Profesyonellerin Tercihi” sözcüğüne de yer verilerek ucuza kaçan otel, restoran, kafe ve yemek şirketlerinin hedeflendiği itiraf ediliyor. İncelenen ürünlerden birinin markası olarak zeytini ve zeytinyağı ile tanınan Ayvalık’tan esinlenerek “Cunda egelim” seçilmiş. Tüketicinin bunu görünce market rafında gördüğü ürünün çok dikkat etmezse zeytinyağı olmadığını fark etmesi kolay değil.
Türkiye’de gıda sektöründe “sızma” deyince herhangi bir bitkisel yağ değil dünya bitkisel yağ üretiminin ancak yüzde 3’ünü oluşturan ve Türkiye’nin de önde gelen üreticileri arasında bulunduğu zeytinyağı geliyor. Sızma zeytinyağının tanımı “Zeytinlerin tam mevsiminde toplanarak 4 saat içerisinde, 27 derecenin altındaki ısılarda birtakım mekanik işlemlerle sıkılmasıyla üretilen bitkisel yağ çeşidi” diye yapılıyor. Başka bir bitkisel yağ çeşidi için de “sıkma” sözcüğü kullanılmıyor. Bir ambalajın üstüne “Sızma” yazılması durumunda niyetin pek halisane olduğuna inanmak mümkün değil.