Bir festival klasiği: Kuyruk

Festivalin ilk günü bir klasik kendini yeniden hatırlattı: Kuyruk. Atlas 1948'de 11.00'deki filmi izlemeye gelenler kuyruk oluşturdu. Bu kuyruk festivalin coşkulu geçeceğinin bir işareti aslında.

Saat 10.30, Beyoğlu günlük güneşlik. Atlas 1948 Sineması’nın önündeyiz. Festival afişi sinema daha yeni asılıyor. Ama içeride kuyruk var. Tek açıklaması var bu kuyruğun: Festivalin bu yılki sloganlarından biri gerçekleşiyor. Festivalciler filmlere sarılıyor.

‘Hipnoz’ gösterilecek. Öyle festivalin iddialı filmlerinden biri değil. Festivalin Genç Ustalar bölümünden bir film. Bir aydır sigara içmediğim için sigarayı bırakmak isteyen bir kadının hikayesi ilgimi çekmişti. Salonun yüzde 80’i dolu. Herkes benim gibi sigara meselesi yüzünden ilgi göstermiş olamaz diyorum. Haklıymışım da film bitince salonda çıkanların bir kısmı da hemen sigalarını tüttürmeye başladı. Lakin filmin sigara bırakmayla pek de ilgisi yok. Yönetmen bu meseleyi bir kadının erkek tahakkümünden kurtulma sürecini anlatmak için kullanmış. İyi de etmiş.

Ama ilk gün ilk seansta festivale olan bu ilgi bir şeyin habercisi. Bu yıl festival coşkulu geçecek. İlk günün kulaktan kulağa yayılan filmi ‘Hit Man’. Festivalin açılış filmi Kadıköy Sineması’nda gösterildi. İzleyenlerin takdiri de kazandı yapım.

Atlas 1948 Sineması’ndaki festivalin ilk günü ‘Hipnoz’ gösterildi.

Beyoğlu’nda asayiş berkemal. Ama Kadıköy’e göre daha coşkulu. Festival direktörü Kerem Ayan’ın dediği oluyor galiba. Festivalciler Beyoğlu’na da sarılıyor. Anlaşılan Beyoğlu ruhu geri döndü. Nişantaşı’ndaysa festival coşkusu her zamanki gibi Nişantaşı City”in dışına çıkmıyor. Dün akşam ‘Zamanın Dışında’ filmi vardı. Pandemi günlerini hatırlatan yapımlardan.  Dolayısıyla herkes kendi pandemi günlerini birbirine anlatıyordu. Ama sanki uzak bir geçmişten bahseder gibiydiler.