31. İstanbul Caz Festivali dün akşam Avusturya Kültür Ofisi'nde düzenlenen törenle başladı. İBB başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da katıldığı gecede Nino Varon'a Yaşam Boyu Başarı Ödülü takdim edildi. Varon 10Haber'in sorularını yanıtladı.
Akşam trafiğine takılma endişesi ile 31. İstanbul Caz Festivali’nin açılışının heyecanlarının karıştığı bir ruh haliyle Şişhane’den Yeniköy’e doğru çıktım. Açılış, bir önceki gece Euro 2024’te elediğimiz Avusturya’nın Boğaz kıyısındaki tarihi başkonsolosluk binasındaydı; bir diğer adıyla da Kültür Ofisi. Gecikme endişesiyle erken çıktığım yolda mekâna da erken vardım. Evet, İstanbul’un Boğaz kıyıları çok güzel ama içeride tanıklık etmem gereken de bir ambiyans vardı.
Normalde kapıların açılmasına 45 dakika daha vardı. Avusturyalıların dakik konusundaki takıntısını da göz önünde bulundurduğumuzda içeriye girmenin pek de bir yolu yok gibiydi. Tam o esnada İKSV Medya Ekibi’nden Neslihan Özata’nın “İhsan, Nino Varon şu an burada. Röportaj yapmaya da açık” sözleri işin rengini değiştirdi. Hemen Avusturya Kültür Ofisi’nin büyük ve yemyeşik bahçesine girdik. Biraz bekledikten sonra Türkiye’de müziğin büyük ismi Nino Varon karşımdaydı. O, Ajda Pekkan, Cem Karaca ve Barış Manço gibi isimlerle birlikte sahnede çalmış, çalışmış Nilüfer’i de Türkiye’ye duyurmuş biri. 80. yaşını kutlayan Varon, dinç ve bir o kadar da keyifliydi. Bahçede iki sandalye çektik ve başladık konuşmaya.
“Türkiye şartlarında son derece cesaret isteyen bir başlangıçtı” diyor Nino Varon, yıllar öncesine gidip festivalin ilk günlerini anlatırken. “Caz ve klasik müziğin dinleyici kitlesi toplumun yüzde 10’unu pek geçmez. Hele ki bizim memlekette caz meraklılarını bir şekilde harekete geçirmek ayrı bir şey. Sizin gibi gençler farklı müziklere açık olduğunuz için yeni şeyleri karıştırıp buluyorsunuz. Ancak benim gençliğimde erişebileceğimiz cazcı sayısı çok sınırlıydı. Dinleme imkânımız da çok sınırlıydı. Cem Karaca ile bazen repertuvarımızda yer vermeye çalışırdık caz şarkılarına” dedi.
1970’lerde Osmanbey’de sahibi olduğu plak dükkânında caz plakları değiş tokuş yaptığını söyleyen Nino Varon, o günlerde zaman zaman caz plakları dinleyebilmek için elindeki Herbert von Karaja plaklarını sattığını söyledi. Ama bir plak var unutamıyor, caz plağı alabilmek için Karajan’ın Berlin Filarmoni’yle ‘9. Senfoni’yi seslendirdiği albümü değiş tokuş yapmış. Yine 1970’lerde albüm prodüksiyonu yapmaya başladığı yılları anımsatan Varon o döneme dair şunları anlattı: “O yıllarda Ajda Pekkan’ın albüm prodüksiyonlarını yapmaya başladım.Onunla çalışırken caz parçaları ekleyemedik. Popüler bir müzik yapıyorduk sonuçta. Ama o dönemde gördüğüm bir şey vardı; bu ülkenin iyi aranjörleri caz dinliyor”
Söz Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne gelince Nino Varon heyecanlanıyor. “Bu ödülü bana ‘Jazz Semai’ için verdiler. Böyle bir manyaklık yaptığım için. 1978’de çıkardık o albümü. Türk spor kulüpleri Avrupa’da maça giderken yanlarına bu albümü götürüyordu. Müsabaka yaptıkları takımlara hediye ediyorlardı. Böylece Türk kültürünü anlatıyorlardı”
Nino Varon tüm bunları anlatırken gözleri parlıyordu. İşine duyduğu tutku, duyduğu kıvanç gözlerinden okunuyordu. Biz lafa dalınca zamanın nasıl geçtiğini fark etmedik. Tören başlamak üzereydi ve Nino Varon’un gitmesi gerekiyordu. Çok daha uzun bir sohbet için sözleştik ve fotoğraf çektirdik. Hava da kararmış tören başlamak üzereydi. Avusturya Kültür Ofisi’nin bahçesinde toplanan kalabalığa ilk olarak İBB başkanı Ekrem İmamoğlu bir konuşma yaptı. Normalde plak takdim törenlerine katılmadığını belirten İmamoğlu, İKSV ve bu festivallerin bir sanat hayranı olarak kendisinde çok özel bir yere sahip olduğunu söyledi ve İstanbul’u tüm dünyada zirveye taşımak için sanatın ne denli önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı. Önceki akşam oynanan Türkiye-Avusturya maçına değindi. A Milli Takımı da Avusturya’yı da centilmence tebrik etti ve alkışlarla sahneden ayrıldı.
Festivalin destekçilerine sunulan plaketlerin ardından Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü kazanan isimler ayrı ayrı sahneye davet edildi. Önce caz piyanisti Nilüfer verdi sahneye çıktı. Teşekkür konuşmasında sokak hayvanlarına yönelik yasa tasarısına değinen Verdi, tasarının mevcut halinin değiştirilmesini, uyutmanın insani bir yöntem olmadığını söyledi. Müzisyenin sözleri bahçede büyük alkış aldı. Ardından aynı alkışlar bu kez de Nino Varon içindi. Kısa bir konuşma yapan Varon, teşekkürlerini sunup sahneden ayrıldı. Ardından da önce Mojo, sonrasında da Fransa’dan gelen Saint Privat birer konser verdi. Artık kendisini iyiden iyiye hissettirmeye başlayan nem, Akdeniz ritimleriyle birleşti. Herkesin halinden mutlu olduğu bu etkinlikle festivalin ilk günü geride kaldı. Bu akşam Rahmi M. Koç Müzesi’nde saat 20.00’de Macaristan’dan gelen Modern Art Orchestra feat. Kornél Fekete-Kovács ve Kaan Çelen Trio, müzikseverlerle buluşacak. 10Haber de 18 Temmuz’a kadar festivalin nabzını tutmaya devam edecek.