Türkiye bu ‘Dargeçit’ten geçemedi!

Berke Baş'ın 'Dargeçit' belgeseli 1995'te gözaltına alınan kaybedilen, yıllar sonra kemikleri kuyularda bulunan insanların hikayesini ve onların yakınlarının adalet arayışını anlatıyor. Türkiye'nin bu 'Dargeçit'ten geçemediğini gösteriyor!

Davut Altınkaynak gözaltında kaybedilen insanlardan. 12 yaşındaydı gözaltına alındığında. Bu 12 yıllık ömründen arta kalan tek fotoğraf.

Davut Altınkaynak 2 Kasım 1995’te Mardin Dargeçit’te gözaltına alındığında 12 yaşındaydı. Onu en son Mardin Jandarma Komutanlığı’nda oğlu gibi gözaltında olan annesi gördü. Davut Filistin askısındaydı, annesini görünce su istedi. Ne komutanlıktakiler su verdi ne de annenin oğluna su vermesine izin verildi. Davut’u bir daha gören olmadı. Gözaltında kaybedilen çocuklardan biri olarak kaldı yıllarca. Ailesinin tüm çabalarına rağmen bulunamadı.

2016’da Mardin’de bir kuyuda bulundu ondan arta kalanlar. Babası kendi elleriyle çıkardı kemiklerini. 12 yaşında canlı girdiği Mardin Jandarma Komutanlığı’nda ne oldu, komutanlığın dışındaki bir kuyuya nasıl atıldı, öğrenilemedi. Hiç fotoğrafı yoktu. Ama akrabalarının birinde 10 yaşında çekilmiş bir fotoğrafı bulundu. O tek fotoğraf yaşadığının ispatı gibiydi. Berke Baş’ın çektiği ‘Dargeçit’ belgeseli de Davut’a neler olduğunun ispatı bir anlamda.

Davut’un tek fotoğrafı…

Tek fotoğrafı bu kadrajdan çıkarıldı

Davut Altınkaynak 1995’te Dargeçit’te gözaltına alınan 19 kişiden biri. O dönem yetkililer sekiz gün sonra gözaltına alınanların serbest bırakıldığını açıklasa da 19 kişiden yedisi hiçbir zaman evine geri dönmedi. 2014’te bu kayıplardan beşinin kemikleri kuyularda bulundu. Kimlikleri tespit edildi. 2016’da da Davut ve 16 yaşındaki Nedim Akyön’ün kemikleri başka bir kuyuda bulundu.

1982’nin mart ayında doğmuştu Davut. Efendi, saygılı, kimseye zararı olmayan bir çocuktu. Babası Abdülaziz Altınkaynak erken yaşta okula gönderdi onu. Çünkü okumaya meyilliydi. Okul zamanları dışında da çobanlık yapıyordu.

Gözaltına alınmadan önce yağmurlu bir günde yine çobanlık yaparken hayvanları kaybediyor Davut, korkusundan evi yerine amcasına gidiyor. Gözaltı baskını da amcasının evine yapılıyor. Davut’un üstü başı çamur olduğu için üstünü değiştirmiş, amcasının kıyafetlerini giymiş, o elbiselerle gözaltına alınıyor. Ama öncesinde annesi Hayat Altınkaynak’ı da almışlar gözaltına. Annesine gösteriyorlar Davut’u “Görüyor musun oğlunu?” diyorlar. O sırada Filistin askısında Davut. İşkence görmüş. “Anne susadım” diyor 12 yaşındaki Davut. Hayat Altınkaynak’ın oğlu Davut’u son görüşü oluyor bu.

Savcı: Bir şey yapamam

Serbest bırakıldı denen Davut hiç eve dönmüyor. Baba Abdülaziz Bey çalmadık kapı bırakmıyor. “Devlete gidiyoruz yok, savcılığa gidiyoruz yok. Mardin Cumhuriyet Savcılığı’na üç dilekçe verdim. Savcı bey ‘Bir şey yapamam’ dedi. Jandarma Komutanlığı’nda Mehmet Tire’ye yönlendirdi bizi. Gittik Mehmet Tire’nin yanına ‘Siz gidin, ben sizi çağıracağım’ dedi” diyor Abdülaziz Bey.

Zorla kaybedilmenin ardından Dargeçit, Mardin ve Diyarbakır savcılıklarına yapılan tüm şikayetlere rağmen 2009 yılına kadar konuyla ilgili herhangi bir soruşturma yürütülmedi. Fakat Seyhan Doğan’ın ailesi bir emekli korucuya ulaştı ve korucunun tanıklığı sonucunda soruşturma genişletildi. Soruşturma sırasında yapılan kazılarda Mehmet Emin Aslan, Seyhan Doğan, Abdurrahman Coşkun ve Abdurrahman Olcay’ın kemikleri 2013’te bulundu.

19 yıllık mücadelenin sonunda da Dargeçit kayıpları olarak bilinen bu isimlerin akıbetiyle ilgili soruşturma açılıp iddianame hazırlandı. Süleyman Seyhan (57), Abdurrahman Coşkun (21), Abdurrahman Olcay (20) Mehmet Emin Aslan (19), Nedim Akyön (16), Seyhan Doğan (13) ve Davut’un ölümünden sorumlu olduğu iddia edilen 18 kişi yargılandı. Mardin Jandarma Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire yargılananlar arasındaydı.

Asker ifadesi: Gözaltına alınanların öldürülüp kuyulara atıldığı konuşuluyordu

Mahkemede askerliğini 1995’te Mardin Jandarma Komutanlığı’nda yapan bir asker “Bazı kişiler gözleri kapalı Jandarma Komutanlığı’na getirildi. Gözaltına alınanların öldürülüp daha sonra kuyulara atıldığı konuşuluyordu” diye ifade verdi.  Yine 1995’te Mardin Jandarma Komutanlığı’nda görev yapan bir uzman çavuş “Gözaltına alınan kişilerden biri kafası örtülmüş şekilde şoförlüğünü yaptığım BTR aracına bindirildi. Tutuklunun Kılavuz Köyü’ne götürüleceği ve infaz edileceği söylendi” dedi ifadesinde.

2015’te açılan dava yedi yıl sürdü.  Mahkeme 4 Temmuz 2022’de kararını açıklandı. ‘Atılı suçları kanuni tanıma uygun şekilde işlediklerini tereddütsüz ortaya koyabilecek nitelikte somut, kesin, inandırıcı delil elde edilemediği’ gerekçesiyle sanıkların beraatine karar verdi.

Enis Köstepen’in yapımcısı olduğu, Berke Baş’ın yönettiği, 43. İstanbul Film Festivali’nde dün gösterilen ‘Dargeçit’ belgeseli işte Davut’la birlikte gözaltına alınan ve kaybedilen, yıllar sonra da kemikleri kuyularda bulunan yedi insanın ölümünden sorumlu olanların yargılandığı davayı takip ediyor. Bu takip sırasında da, kaybedilen bu insanların nasıl gözaltına alındığını, ailelerin kayıp yakınlarını bulma çabalarını, kayıpların kemiklerine ulaşılma sürecini anlatıyor.

Sanıklardan Hurşit İlmen (solda) CHP’den, Mehmet Tire Ak Parti’den siyasete girdi.

Biri AK Parti diğeri CHP’den siyasete girdi

Kayıplardan sorumlu tutulan Mehmet Tire, Aydın İl Jandarma Alay Komutanı, Bolu İl Jandarma Alay Komutanı olarak görev yaptıktan sonra 2008 yılında emekli olarak askerlik hayatını sonlandırdı. Sonra siyasete girdi, Süleyman Soylu’nun Demokrat Parti’nin genel başkanlığını yaptığı dönemde Bodrum Gümüşlük Belediye Başkanı seçildi. Sonra AK Parti’ye geçti. 2015 genel seçimlerinde Muğla’dan AK Parti milletvekili adayı oldu. Mahkemeye hiç gelmedi.

Davanın bir diğer sanığı Hurşit İmren, CHP’den siyasete girdi. 2007 Genel Seçimleri’nde Sivas’ta CHP’nin milletvekili adaylarındandı. Milletvekili seçilemedi ama 2009’da Çepni Belediye Başkanı seçildi. 2014’te CHP İmren’i tekrar belediye başkanı adayı gösterdi. Ama Cumartesi Anneleri’nin itirazından sonra İmren’in adaylığı parti tarafından geri çekildi.

Gözaltında kaybedilenlerin ailelerinin avukatı Erdal Kuzu mahkemenin verdiği beraat kararına itiraz etti. İtiraz halen istinaf mahkemesinde değerlendirilmeyi bekliyor. Davut’un babası Abdülaziz Altınkaynak “12 yaşındaki bir çocuktan ne istendi? 26 yıldır mücadele veriyorum, 26 yıl daha mücadele veririm. Ben gidersem çocuklarım mücadele eder” diyor.

‘Davut’un yaşadığının ispatı bu tek fotoğraf’

Davut’un tek fotoğrafını cebinde özenle saklıyor baba Abdülaziz ve “Mersin’deki bir akrabamız çekmiş bu fotoğrafı. Yoksa köy yerindeydik, o zamanlar öyle fotoğraf çekilmiyordu. Davut’un da hiç fotoğrafı yoktu. Ama işte bu fotoğraf olmasaydı Davut nasıl biri anlatamayacaktık. Bu fotoğraf onun yaşadığının kanıtı” diyor.

Davut yıllarca o tek fotoğrafla kayıp olarak arandı. O tek fotoğrafla Cumartesi Anneleri’nin ellerinde pankart oldu. O tek fotoğrafla şimdilerde Hafıza Merkezi’nin duvarında bulunan Anıl Olcan’ın ‘Aşikar Sır’ adlı çalışmasının bir parçası oldu Davut.

Berke Baş’ın ‘Dargeçit’ belgeseli de Davut ile birlikte kaybedilen insanların gözaltında nasıl öldürüldüğünün ve kuyulara nasıl atıldığının, sorumluların nasıl cezalandırılmadığının ispatı olarak önümüzde duruyor.

🔴 Belgesel bugün 13.30’da Sinematek /Sinemaevi’nde tekrar gösterilecek.

32 yıl önce panik halinde verilen bir karar bugünün Türkiye’sini nasıl belirledi?32 yıl önce panik halinde verilen bir karar bugünün Türkiye’sini nasıl belirledi?