Karlı bir manzara, çıtırdayan odunlar, yumuşacık bir battaniye altında içilen sıcak çikolata ya da ateşin karşısında bir kadeh kırmızı şarap… Avrupa’nın güzelliği dillere destan şehirlerinin ve kasabalarının kış aylarında insanı sarıveren masalsı güzelliğiyle buluşmaya hazır mısınız?
Rovaniemi (Finlandiya)
Finlandiya’nın Laponya bölgesinin merkezi olan Rovaniemi, Kuzey Kutup Dairesi’nin 6 km güneyinde bulunuyor. Özellikle kış turizmi şehrin ekonomisinde önemli bir yer tutuyor, çünkü efsanevi Kuzey ışıklarının en güzel görülebildiği yerlerden biri. Kuzey ışıkları turlarına mutlaka katılın. Ren geyikleriyle zaman geçirmeyi unutmayın! Rovaniemi Kilisesi şehirdeki en güzel yapılar arasında. Lapland Santa Claus Village, hediyelik eşya dükkanları, restoranlar ve kafeleriyle içindeki çocuğu kaybetmeyen her yaştan insanı mutlu edecek bir tema parkı. Arktikum Museum and Science Center ise bilime meraklı gezginler için öncelikle.
Flam (Norveç)
Batı Norveç’in fiyord bölgesinin kalbinde yer alan Flam, ünlü Flam Demiryolu’nun son istasyonu. Trenle gelecekseniz önce Oslo’dan Bergen’e ulaşmalı, sonra da Flam Demiryolu hattına bağlanmalısınız. Dilerseniz Sognefjord üzerinde yapılan gemi yolculuğuyla da gelebilirsiniz. Şelaleler arasından geçeceğiniz Flamsbana tren yolculuğunu ise unutamayacağınız garanti.
Reine (Norveç)
Norveç’in en çok fotoğrafı çekilen köylerinden biri. Norveç ile ilgili seyahat kitaplarının kapağında fotoğraflarının yer alması tesadüf değil yani. Reine, Bodo’dan gelen feribotların varış limanı olan Moskenes’in 9 kilometre uzağında. Kuzey Kutup Dairesi’nin 100 kilometre yukarısında bulunan köyde masmavi bir gökyüzü altında denize inen dağlara ve rorbuer denen kırmızı-beyaz balıkçı kulübelerine hayran kalmanız an meselesi.
Strazburg (Fransa)
Çokça güzellik, tarih, hayran olunacak bir mimari ve tadına doyulmaz bir yaşanmışlık hissine tanıklık etmek… Attığınız her adımda etrafınızı hayranlıkla izlerken, kendinizi bir anda zaman yolculuğundan çıkmış ya da çağlar öncesinde geçen bir film setine konuk olmuş gibi hissedeceğiniz bir şehir uzanıyor önünüzde. La Petite France’ta kaybolun, nehir kıyısındaki restoranlara uğrayın ve Katedral Meydanı’nda Strazburg’u içinize çekin.
Brugge (Belçika)
Buram buram çikolata kokan bir şehir Brugge. Arnavut kaldırımlı sakin sokakları, köprüleri ve nehir kıyısındaki evleriyle kış aylarının en romantik noktalarından biri olan Brugge, kelimenin tam anlamıyla bir masal diyarı. Soğuk havaya aldırmayın ve tarihi şehir merkezini adım adım gezin. Güzel bir Belçika kafesinde nefis tatlıların keyfini çıkarın, butik çikolatacıları keşfedin ve noel pazarlarının neşesine ortak olun.
Grindelwald (İsviçre)
Bern Aplerindeki bu harika dağ köyü, eşsiz manzarasıyla bir kartpostal görüntüsünün kanlı canlı kanıtı gibi. Dağların cazibesine karşı koymak mümkün değil. En fazla 1 saatlik bir yolculukla Mürren ve Lauterbrunnen gibi İsviçre’nin diğer muhteşem köşelerine de geçebileceğiniz Grindelwald’a trenle Bern veya Lucerne’den ulaşabilirsiniz.
Prag (Çekya)
Orta Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri kesinlikle. Bohem ve büyülü… Hava soğuk ve sert olabilir ama kimin umurunda! Astronomik Saat Kulesi’nin olduğu Eski Şehir Meydanı’nda yürürken kendinizi zaman yolculuğunda bulmanız an meselesi. Kuleleri ve Barok tarzı heykelleriyle Charles Köprüsü’ne yaslanıp altınızda sakin sakin uzanan Vltava Nehri’nin güzelliğini izlemenin keyfi bambaşka. Hele bu güzel köprüyü gören restoranlardan ya da kafelerden birinde soluklanıyorsanız değmeyin keyfinize. Prag Devlet Operası’nda bir temsil izlemenin güzelliği ise parayla ölçülemez.
Viyana (Avusturya)
Bir fincan sıcak çikolata ve sachertorte’ye kim karşı koyabilir ki? Tarihi yapılarla çevrili parke taşlı caddeler, mahalleler, kafeler, Viyana Devlet Operası, Avusturya Ulusal Kütüphanesi, Schönbrunn Sarayı, Belediye Binası, Belvedere Sarayı, katedraller, şehri dolaşabileceğiniz atlı arabalar, saraylar, sokak çalgıcılarından yayılan klasik müzik ve çok daha fazlası. Müzelerinin her biri ise devasa bir sanat kütüphanesi boyutunda.
Hallstatt (Avusturya)
Hallstatt Gölü ile Dachstein dağları arasında kalan Hallstatt, nefes kesen bir Alp köyü. Göl kıyısında, trafik gürültüsünden uzakta, huzur saatleri için ideal. Giden herkesin “tıpkı fotoğraflardaki gibi, eksiği yok, fazlası var” dediğini de belirteyim. Kelimenin tam anlamıyla masalsı bir güzelliğe sahip olan Hallstatt Gölü ise Alp Dağları manzarasıyla resmen nefes kesiyor ve fiyortlardan biraz rol çaldığı da söylenebilir.
Salzburg (Avusturya)
Görkemli Alpler’in kuzeyinde yer alan, Wolfgang Amadeus Mozart’ın memleketi Salzburg kışın başka bir güzel. Salzburg’un tarihi kenti barok mimari yapısını büyük ölçüde korumayı başarmış. Bu nedenle 1997 yılından itibaren UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alıyor. Ünlü Getreidegasse’den Mozart Meydanı’na ve Platzl – Salzburg’a kadar tarihi şehir evleri, çeşmeleri, göletleri ve gizli hazineleriyle sizi bekliyor. Klasik müzik konserleri ise Noel sezonu yaklaşırken sizi sıcacık bir ruhla dolduracak.
Edinburg (İskoçya / Birleşik Krallık)
İskoçya’nın başkenti kışın her zamankinden daha gizemli sanki… Edinburg’un en ünlü cazibe noktalarının çoğuna ev sahipliği yapan Royal Mile ise yaklaşık 1600 km. boyunca uzanan ve önemli yapıları içeren bağlantılı bir caddeler yumağı. Edinburgh Kalesi ile Holyroodhouse Sarayı arasında uzanıyor. Castlehill, Lawnmarket, High Street, Canongate ve Abbey Strand, Royal Mile’ı oluşturan caddelerden sadece birkaçı.
Paris (Fransa)
Paris seyahatinin insanı mutlu etmediği bir zaman olabilir mi? Dört mevsim bambaşka güzellikleri yaşayacağınız metropollerden biri. Evet, çok kalabalık, evet çok kozmopolit haklısınız ama eve döndüğünüz zaman “keşke daha uzun kalsaydım” dedirten şehirlerden biri olduğunu inkar etmenin de anlamı yok. Her sokağında dolaşsanız, tüm ünlü kafelerinde otursanız bile her gidişinizde sanki ilk kez görüyormuş gibi heyecanlandırır sizi Paris.
Tallin (Estonya)
Estonya’nın başkenti ve ana liman kenti olan Tallin, Baltık Denizi kıyısındaki konumu sayesinde son zamanların cazibe merkezlerinden biri. Aynı zamanda Avrupa’nın en iyi korunmuş şehirlerinden. Orta Çağ’a ait görkemli yapıları ve çan kuleleriyle bir zaman yolculuğu vadediyor. Eski Şehir Merkezi, Oleviste Kilisesi, Rocca Al Mare Açıkhava Müzesi, Toompea Tepesi, Kadriorg Park, St. Olaf’s Kilisesi, Şehir Duvarı, Kalamaja Mahallesi ve Belediye Sarayı mutlaka görülecekler listenizin başında gelsin.
Lübliyana (Slovenya)
Slovenya’nın başkenti ve en büyük şehri olan Lübliyana (Ljubljana), tarzların karışımı olam mimarisiyle dikkat çekiyor. Ana meydanı, Fransisken Müjde Kilisesi’ne de ev sahipliği yapan Preseren Meydanı. Lübliyana Kalesi, şehir merkezine hakim olan Castle Hill’in zirvesinde yer alan bir Orta Çağ yapısı. Şehir Meydanı’nda bulunan Gotik tarzdaki Belediye Binası’nın tarihi 15’inci yüzyıla kadar uzanıyor. Tarihi yapılarda dolaşın ve antik çağlardan Orta Çağ’a kadar geçmişin izlerini keşfedin.
Bohinj (Slovenya)
Şairlere ilham verecek kadar güzel olan köyün büyük bir bölümü Triglav Ulusal Parkı’ında yer alıyor. Bohinj Gölü’nün pitoresk manzarasına hayran kalacaksınız. Julian Alpleri’nin büyük bir kısmına ev sahipliği yapan Triglav Ulusal Parkı’ına mutlaka zaman ayırın. Bohinj ve Bohinj Gölü’ne başkent Ljubljana’dan otobüs kalkıyor.
Stockholm (İsveç)
İsveç’in başkenti Stockholm, güzel binaları, zarif mimarisi ve parklarıyla öne çıkıyor ve ‘Kuzeyin Venedik’i’ olarak da anılıyor. Kuzey’in tasarım başkentinin her köşesinde ayrı bir güzellik var. Eski binaların hala korunduğu, şehrin tarihi bölgesi Gamla Stan, vintage dükkanları, tasarım butikleri ve müzik dükkanlarıyla rengarenk Södermalm ve şehir merkezi Norrmalm cazibe merkezleri arasında başı çekiyor.