Çam ve zeytin ağaçlarının gölgesinde bir yaz gecesi rüyası: Thassos

Kristal berraklığında mavi-yeşil Ege Denizi, çam ormanları ve zeytin ağaçlarıyla kaplı yemyeşil tepeler, bolca oksijen, rahat, sevecen ve kesinlikle ‘bizden’ Yunan halkı… Thassos Adası kısa bir şehir kaçışı için radarınıza girmeyi hak ediyor.

İpsala’dan sonra ver elini Keramoti ve Thassos

Antik Yunanistan’da “Kuzeyin Atina’sı” olarak nitelendirilen Thassos, sosyal medyada diğer Yunan adaları kadar popüler olmasa da Türkiye’ye yakınlığı nedeniyle kolayca ulaşabildiğiniz nefis bir ada. İstanbul’dan veya Marmara Bölgesi’nin diğer illerinden karayolu ile Keramoti veya Kavala’ya gidebilir ve buradan da feribotlarla Thassos Adası’na geçebilirsiniz. Keramoti İstanbul’a daha yakın olduğu için biz orayı tercih ettik. Keramoti’den kalkan feribotlar Thassos’un merkezi olan Limenas’a 40-45 dakika gibi bir sürede iniyor. Kavala’dan kalkan feribotlar ise Skala Prinos’a gidiyor. Bu daha uzun ve dolayısıyla daha pahalı bir yol. Ayrıca Kavala Uluslararası Havalimanı ile Selanik Uluslararası Havalimanı’ndan da Kavala ya da Keramoti’ye gelip, feribota binebilirsiniz. Thassos feribotlarının yanaştığı Limenas’ın en turistik yerleri eski rıhtım alanı ve pazar bölgesi.

Adaya yaklaşırken gözünüze çarpan ilk şey; yemyeşil çam ormanları

Feribotla adanın merkezi konumundaki limanı ve başkenti Limenas’a yaklaşırken gözünüze ilk çarpan şey, çam ormanlarıyla süslü, yeşil bir ada oluşu. Mis gibi kokan çam ormanları sayesinde nemden bunalmıyorsunuz, harika bir havası var. Çoğu çorak Yunan adasının tersine insana serinlik hissi veriyor. En iyi restoranlar ve plajlar adanın doğusunda bulunuyor. Limenas’da antik tiyatro, Apollon ve Athena tapınaklarının kalıntıları gibi adanın antik geçmişiyle karşılaşacaksınız.

Adanın ikinci büyük yerleşim yeri Limenaria

Adanın ikinci büyük yerleşim yeri; bir tepenin üzerine kurulan antik kalesiyle adından söz ettiren Limenaria. Ege Denizi’nin ve kutsal dağ Aynaroz’un muhteşem bir manzarasını sunuyor Limenaria. Trypiti Beach, Psili Ammos, Pefkari Beach ile pitoresk görünüsüyle Metalia Beach çok sevilen plajları arasında. Liman bölgesinden çıkınca ünlü plajlarının sıralandığı kesime gelirken geçtiğiniz yol kıvrıla kıvrıla ilerliyor. Çok keskin olmasa da virajlı bir yol burası ama çam ormanlarının yanından geçmenin güzelliği de insana huzur veriyor. Adanın bazı kesimlerinde deniz dik inen çamların denizi yeşil-mavi bir güzelliğe boyadığı koylar nefes kesecek kadar güzel. Bir yanınızda çam ağaçları, diğer yanınızda masmavi Ege Denizi…

Barbayanni mi içsek yoksa mytos mu?

Güneşten bunalınca buzda soğutulmuş bardakta gelen Yunan birası iyi gidiyor doğrusu. “Eh hadi yanında bir şeyler de yiyelim” derseniz kendinizi kalamar, karides, biber kızartması, Greek Salad ve sarımsaklı ekmekle doldurulmuş bir masada bulmanız an meselesi. Tek derdiniz uzo mu yoksa bira mı içeceğinize karar vermek. Thassos plajları güzel tesislerle dolu, zaten hangi Yunan adasına giderseniz gidin, hangi mezeyi sipariş ederseniz edin pişman olmayacağınız garanti. Mis gibi kokan domatesler, çıtır çıtır salatalıklar, taptaze deniz ürünleri ve daha nicesi…

Geleneksel lezzetler parmak ısırtacak cinsten

Adanın geleneksel yemekleri lahana turşusunun beyaz fasulye ile birleştirilmesiyle oluşan Biberli lahana, kabak ağırlıklı Tatarka, bazen kabak çiçeğinden bazen de asma yaprağından yapılan dolma Sarmadakia, ince kabak dilimleri kızartması Kolokithakia Tiganita, hamur kızartması Pitarakia, tuzlanıp tütsülendikten sonra fırınlanan uskumru Kolios Gouna -ki gerçekten harika bir meze- ile taze domates, dilimlenmiş biber, zeytinyağı ve karabiberle harmanlanıp fırına verilen beyaz peynir Bouyourdi.
Thassos halkının ‘tsipouro’ (çipuro) adını verdiği anason ve meyve ile aromalandırılan içki, geleneksel uzoya benziyor. İkisi arasındaki temel fark, tsipouro’nun damıtılmış üzümlerden elde edilen tamamen doğal bir ürün olması. Uzoda ise kimyasallar içeren damıtılmış alkol kullanılıyor.

Nefes kesici bir yarımada: Alyki

Alyki, denize doğru dik bir şekilde uzanan ve adanın güneydoğu kıyısında iki güzel koy oluşturan nefes kesici bir yarımada. Aslında küçük bir balıkçı köyü. Koyun doğu tarafında, yolculukları sırasında tekneleri ve denizcileri koruyan Dioskourous ve Apollon tanrılarına adanmış, İsa’dan önceki beşinci ve altı yüzyıla tarihlenen tapınaklar var. Yüksek kaliteli kristal beyazlığında Thassos mermerinin ihraç edildiği bir yer olarak dünya çapında ünlü. En ünlü plajlarından biri de Alyki. Çok küçük bir koy burası ama çam ağaçları denizi resmen yeşile boyamış. Kalabalık mı, kesinlikle ama çok, çok güzel. Plajlarda şemsiye ve şezlong kiralanıyor ve çoğu yer, restoranından bir şeyler sipariş verdiğiniz takdirde hesaptan düşüyor. Tabii kuma havlusunu serip yanında piknik sandalyesi ve şemsiye getirmeyi tercih edenlere de rastlıyorsunuz.
Sahilde pek çok restoran seçeneği var ama biz Beautiful Alice’i tercih ettik. Özellikle içi beyaz peynir dolgulu fırınlanmış kırmızı biber ile tütsülenmiş uskumru olağanüstüydü, şiddetle tavsiye ederim.

Eşi benzeri olmayan plaj: Marble Beach

Saliara ya da Marbel Beach, sadece turistlerin değil Thassos halkının da göz bebeği anladık ki, çünkü gerçekten kalabalık. Marble Beach için toprak yollardan ve çam ormanının içinden geçiyorsunuz. Yakınlardaki mermer ocağından dolayı yoldaki ağaçlar bile mermer tozundan bembeyaz olmuş, tabii arabanız da bu bembeyaz tozlardan nasibini alıyor ama tepelerden aşağıya doğru indiğiniz anda karşınıza çıkan manzaraya inanamıyorsunuz. Deniz resmen açık yeşille açık mavi arası bir renk. Kumsal minicik mermer parçacıklarından oluşuyor, keza denizin içi de bu minik mermerlerle dolu ve tüm parçalar bu muhteşem yansımayı kurguluyor. Plaj çok küçük ve dolayısıyla çok kalabalık. Kişi başı 25 Euro alıyorlar, yemek servisi yok ve bu paraya 1 bira, 1 kahve ya da soğuk meşrubat alabiliyorsunuz ancak ama bu güzelliği görmeye değer mi, kesinlikle değer. Marble Beach’in yanında Porto Vathi diye bir plaj daha var ama orası da kalabalıktan nasibini alıyor. Giola ise dalgaların kayaları aşındırarak oluşturduğu doğal bir havuz, hem yerli halk hem de turistler arasında hayli popüler, çünkü konuştuğunuz her ada sakini turist olduğunuzu anlayınca oraya gidip gitmediğinizi soruyor, anladım ki bu doğal güzellikle haklı olarak hayli gurur duyuyorlar.

Oğlak ve kuzu çevirmesiyle ünlü köy: Theologos

Asırlık bir tarihe sahip olan dağ köyü Theologos adanın en popüler köylerinden. Taş evleriyle şirin mi şirin, güzel mi güzel, ayrıca oğlak ve kuzu çevirmesiyle ünlü. Restoranlar o kadar kalabalık ki oturmak ve sipariş vermek için oluşan uzun kuyruğun sonuna giriyorsunuz çaresiz. Kıvrıla kıvrıla çıkan sokaklar tepelere kadar uzanıyor. ‘İlahiyatçı’ veya ‘Tanrı’nın sözü’ anlamına gelen Theologos köyüyle ilgili bilinen ilk kayıt 1287 yılına ait. Türkler 1479 ile 1538 yılları arasında köye yerleşmiş. O zamandan itibaren iki yerleşim yeri olan ‘Yukarı şehir’ ve ‘Aşağı şehir’, iki mahalle ve iki okul ile büyük bir köye dönüşmüş. Bölgenin yabancı yönetiminden Yunanlara geri dönmesi 1912’de gerçekleşmiş. Köyün hemen dışında bulunan Agia Paraskevi ve Agios Dimitrios kiliseleri ikonalarıyla ünlü.

Nefis çam balı, baharatlı zeytinyağı ve incir reçeli

Thassos elbette harika koylardan ve plajlardan ibaret değil. Adaya gelmişken dağ köylerini gezmek bambaşka bir bakış açısı kazandırıyor. Adanın iç kesimlerindeki dağ köyleri otantik güzelliğini ve tarihi dokusunu koruyor. Zamana yenik düşmüş metruk evlere de rastlıyorsunuz, bakımlı taş evlere de… Köylerin asıl geliri yaz aylarındaki turizm. Yerel ürünler satan hediyelik eşya dükkanları, zeytinyağı, çam ve kekik balı satan dükkanlar, adada bolca çıkan mermerden dolayı mermer eşyalara odaklanan butikler yan yana sıralanmış. Thassos’un geleneksel incir reçelini, çam balını ve baharatlarla tatlandırılmış zeytinyağını almadan dönmeyin!

Dionysos’a adanan karnavalın köyü: Panagia

Thassos köylerinin en turistik olanlarından biri Panagia. Köyün koruyucu azizi olan Meryem Ana’nın adını taşıyan Panagia, Thassos adasındaki en güzel ve fotojenik köylerden biri. Çatıları taştan yapılmış, beyaz boyalı, iki katlı evlerin sıralandığı köyün meydanında, köy kahveleri ve köylerde adet olduğu üzerine fırında oğlak eti yapan restoranlarla çevrelenmiş dev bir çınarı var ki insan hayran kalıyor. Panagia, şarap ve eğlencenin tanrısı Dionysos adına yapılan karnaval kutlamalarının da merkezi. Yerel halk gösterilere katılıyor, köy meydanında ve etraftaki sokaklarda şarkı söylüyor ve dans ediyor. Karnaval günü ise tüm ziyaretçilere leziz yemekler ve şarap sunuluyor. Golden Beach’e giderken içinden geçeceğiniz Panagia’ya mutlaka uğrayıp, Yunan köyünde bulunmanın tadını çıkarın.