Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek mümkün mü? Kesinlikle. Artan yeşil alanlar ve geri dönüşüm, düşen hava kirliliği seviyesi, karbon emisyonunun ve atıkların azaltılması sürdürülebilir bir dünya için en önemli kriterler.
Dünyanın yeşil şehirleri çevre dostu gezginler için vazgeçilmez cazibe noktaları arasında. İklim değişikliğinin kötü sonuçlarından korunmayı hedefleyen sera gazı emisyonlarının azaltıldığı sürdürülebilir yani yeşil şehirlerin önemi dünyanın geleceği için daha çok mercek altına alınmalı.
Sürdürülebilir şehir, eko-şehir veya yeşil şehir, sosyal, ekonomik ve çevresel etki ve mevcut nüfuslar için dayanıklı bir yaşam alanı dikkate alınarak tasarlanmış bir şehir anlamına geliyor.
Birleşmiş Milletler, sürdürülebilir şehirleri yeşil sürdürülebilirlik, sosyal sürdürülebilirlik ve ekonomik sürdürülebilirliği sağlamaya adanmış şehirler olarak tanımlıyor. Amaç enerji, su ve gıda girdilerini en aza indirmek, atıkları, karbondioksit, metan ve su kirliliğini önemli ölçüde azaltmak.
Yeşil şehir kavramı o şehirde yaşayan halkın ve doğal çevrenin sağlığını ve refahını aktif olarak geliştirmeyi ifade ediyor ve mevcut yeşil alanlardan daha fazlası söz konusu. Bu konuda elbette hükümet politikaları, toplum uygulamaları, altyapı, kısacası sürdürülebilir olmak önemli.
Bir şehrin yeşil olma özelliği yeşil alanların mevcudiyetinin yanı sıra toplu taşıma seçenekleri, bisiklete binilebilirlik, yenilenebilir enerji seçenekleri, karbon ayak izi ve geri dönüşüm programlarına bağlı.
Akıllı şehir kavramı o şehirdeki vatandaşların yaşam kalitesini iyileştirmek ve kaynakların en doğru şekilde kullanılması için bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasını ifade ediyor yani teknolojinin öne çıktığı bir durum söz konusu.
Sürdürülebilir şehir kavramı ise çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilirliğe odaklanıyor. Şehrin altyapısı, tarımı, sosyal hizmetleri, endüstrisi, ulaşımı, ormancılığı ve atıkları gibi çok çeşitli faktörleri dikkate alıyor.
İşte doğaya olan yakınlığı ve temizliğiyle hayran olacağınız bir şehir! ‘Ateş ve Buz Ülkesi’ İzlanda’nın başkenti Reykjavik, ısısının çoğunu yeraltı volkanik faaliyetlerinden elde edilen jeotermal enerjiden elde ediyor. Yüzde 100 yenilebilir enerjiyle çalışıyor. Yüzde 47 gibi bir oranda geri dönüşüme sahip.
Hava kalitesi açısından dünyanın en yeşil şehirlerinden biri olan Reykjavik’te çevre dostu turizm ve rejeneratif seyahat oldukça yaygın. Bu durum da şehri çevreye duyarlı gezginler için harika bir tatil destinasyonu haline getiriyor.
Dünyada kutup bölgesine en yakın başkent. Gayzerler, şelaleler ve muhteşem Kuzey Işıkları’nın ev sahibi. Keflavik’teki Leifur Eiriksson Uluslararası Havaalanı’na sadece birkaç dakika uzaklıktaki Mavi Lagün, İzlanda’ya gelen gezginler arasında çok popüler. Yerin çok altından gelen mineral bakımından zengin sıcak su, engebeli lav manzarasında lüks bir sağlık spasının geliştirildiği muhteşem insan yapımı lagünü oluşturuyor.
İklim hedefi belirleme konusunda en iddialı şehirlerden biri olan Vancouver’ın yüzde 68’i yeşil alandan oluşuyor. Bu güzel şehir yüksek bir geri dönüşüm oranına sahip. Birkaç yıl içinde sıfır atık oranına ulaşmayı ve 2050 yılına kadar karbon nötr olmayı hedefliyor.
Vancouver’ın elektriğinin yüzde 95’inden fazlası yenilenebilir enerjiden sağlanıyor. Şehir ayrıca Kuzey Amerika’daki büyük şehirler arasında kişi başına düşen sera gazı emisyonunun en düşük olduğu yerlerden biri.
Vancouver’daki kentsel planlama, şehri mümkün olduğu kadar temiz tutmak için eko-yoğunluk adı verilen bir kavrama odaklanıyor.
İsveç’in başkenti Stockholm’un sürdürülebilir şehir olma çabaları 80’li yıllarda su ve hava kirliliği gibi çevresel sorunlar başladığında gündeme geldi. Stockholm bugün geniş toplu taşıma sistemi, enerji tasarrufu yapan binalar, atık yönetim sistemi, yeşil alan ve fosil yakıtsız olma hedefiyle dünyanın en iyileri arasında.
Stockholm’un kullandığı enerjinin üçte ikisi yenilenebilir. 2040 yılına kadar sıfır emisyona ulaşmak istiyor. Şehir aynı zamanda güzel binaları, zarif mimarisi ve parklarıyla öne çıkıyor ve ‘Kuzeyin Venedik’i’ olarak da anılıyor.
Kuzey’in tasarım başkentinin her köşesinde ayrı bir güzellik var. Eski binaların hala korunduğu, şehrin tarihi bölgesi Gamla Stan, vintage dükkanları, tasarım butikleri ve müzik dükkanlarıyla rengarenk Södermalm ve şehir merkezi Norrmalm cazibe merkezleri arasında başı çekiyor.
Küresel Sürdürülebilirlik Destinasyon Endeksi’nde üst sıralarda yer alan, dünyanın en sürdürülebilir şehirlerinden Göteborg, 2030 yılına kadar iklim açısından nötr olmayı planlıyor. Karbon ayak izini azaltmaya yardımcı olan çok sayıdaki bisiklet yolu şehir sakinlerinin en büyük zenginliği. Şehrin toplu taşıma araçlarının yüzde 95’i elektrikli otobüsler gibi yenilenebilir enerjiyle çalışıyor.
Glasgow’un adı Galce’de ‘sevgili yeşil alan’ anlamına gelen ‘Glaschu’ sözcüğünden geliyor. 2023 yılında şehir merkezine hangi araçların girebileceğini kısıtlayan bir düşük emisyon bölgesi oluşturuldu. Elektrikli araç şarj istasyonları, akıllı LED sokak lambaları yerleştirildi ve bisiklet kiralama programları daha yeşil bir şehir için çalışıyor. Şehirde 90’ın üzerinde park var.
Yüzde 50’si halka açık yeşil alanlardan oluşan ve yenilebilir enerjiye yatırım yapan Edinburgh’un hededi 2030 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak. İskoçya’nın elektriğinin yarısından fazlası yenilenebilir kaynaklardan geliyor ve kullandığının iki katından fazla yeşil enerjiyi ihraç ederek çevre dostu enerjisini dünyayla paylaşıyor.
Norveç’in en büyük ikinci şehri olan Bergen, elektrikli araç ve bisiklet kullanımını artırarak karbon emisyonlarını azaltmayı hedefleyen şehirler arasında. Korunmayı başarmış ahşap binalarıyla Bergen’in eski rıhtımı Bryggen, UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor ve tek kelimeyle bir cazibe merkezi.
İskandinavya’nın en büyük gemi turlarının kalktığı Bergen’de hem Kuzey Avrupa’nın hem de Norveç’in en büyük akvaryumu olan Bergen Akvaryumu, Bryggens Müzesi, Eski Bergen Müzesi, şehrin ticari geçmişine ışık tutan Hansa Müzesi, müzeye dönüştürülen ünlü Norveçli besteci Edvard Grieg’in evi, mimari açıdan hayli değişik olan, 1150’de inşa edilen ve çıta kilisesi olarak adlandırılan Fantoft Stavkirke Kilisesi hemen dikkatinizi çekecek.