Fransız Rivierası’nın güzel şehri Nice, masmavi kıyı şeridi ve yemyeşil tepeleriyle kavurucu sıcaklar başlamadan önce harika bir fikir. Rotanıza rahatlıkla ekleyebileceğiniz Cote d’Azur’un diğer şehirleri ise resmen pastanın üzerindeki krema.
Güney Fransa’nın güzeller güzeli şehri Nice, kültür-sanat hayatı, Arnavut kaldırımlı dar sokakları, ikonik mavi sandalyeleri ve hiç bitmeyen Akdeniz güneşiyle bahar neşesini iliklerinize kadar yaşatıyor.
Adını antik Yunan’dan almış
Birkaç yüzyıl boyunca Fransa ve İtalya’daki hanedanların egemenliğinde mekik dokuyan Nice, 1861 yılında Fransa’nın kontrolüne geçmiş. Marsilyalı Yunanlar tarafından M.Ö. 350 yılında kurulduğu düşünülen şehre Liguryalılar karşısında kazanılan bir zaferin anısına, antik Yunan zafer tanrıçası Nike’ın adı verilmiş. 2. Dünya Savaşı sırasında pilotluk yaparken uçağı vurulan Fransız yazar Antoine de Saint-Exupery’nin en sevdiği şehirmiş Nice. Bugün Cote d’Azur’un bulunduğu bölge olan Alpes-Maritimes’in başkenti. Nice tepeden bakan, eski şehirde, kayalıklar üzerine inşa edilen Nice Kalesi (Colline du Chateau) ise harika bir panorama sunuyor, tadını çıkarın.
Şehrin en güzel meydanı: Place Massena
1840 yılından günümüze uzanan, dama tahtasını andıran yer karoları, fıstık çamları ve palmiye ağaçlarıyla süslü bu meydan, şehir turlarının başlangıç noktası. Yaz festivallerinden Noel pazarlarına kadar çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Nice’in eski kentindeki en gözde turistik mekanların bazılarının yakınında yeşil alanıyla göz dolduran Paillon Gezinti Yolu’nun da odak noktası. Jaume Plensa’nın heykelleri de meydanı cazibeli hale getiren unsurlar arasında. Meydanın gözdesi Güneş Çeşmesi. Güneş sisteminde yer alan gezegenlerin heykellerini çeşmede görebilirsiniz. Meydanın tam ortasında ise büyük bir Apollon heykeli var.
Nice’e kozmopolit ve estetik kimliğini kazandıran sahil: “La Prom”
Yerel halkın Promenade ya da kısaca La Prom dediği Promenade Sahil Yolu (Promenade des Anglais), Akdeniz’in muhteşem manzarası ve palmiye ağaçlarıyla çevrili ve gerçekten nefis. Burası Nice’e aynı zamanda kozmopolit ve estetik kimliğini kazandırıyor. Sahil yolunun tarihi ise 19’uncu yüzyıla kadar uzanıyor. O zamanlar birçok İngiliz aristokrat Nice’e, Melekler Körfezi kıyısındaki lüks evlere yerleşiyor. Kış aylarında Cote d’Azur ikliminin tadını çıkarmak istiyorlar ama bir sorun var: Yürüyecek yer yok. 1820’de gezinti yolunun inşasını finanse etmeye ve işi yürütmek için Nice’ten işçi almaya karar veriyorlar. Bugün 7 kilometreden fazla uzanan ve Melekler Körfezi’nin muhteşem panoramasını sunan Promenade Sahil Yolu 1824’te tamamlanıyor.
Nice’in simgesi: Mavi sandalyeler
Paris’in Eyfel Kulesi ya da Londra’nın Big Ben’i gibi Fransız Rivierası’nın huzurlu ve keyifli yaşam tarzını anlatan mavi sandalyeler de Nice’in simgesi. Promenade Sahil Yolu, güzelliğinin yanı sıra rivieranın mavisine öykünen mavi sandalyeleriyle de çok ünlü. Yalınlığı ve zarifliğiyle dikkat çeken bu sandalyeler Nice halkı için bu sahil yoluyla özdeşleşmiş. Mavi olmalarının en belirgin nedeni elbette Nice’in masmavi denizi ve gökyüzü. Bu efsanevi sandalyelerin hikayesi 1948 yılında, denizcilik şehir mobilyaları işletmesinin sahibi ve fikir babası Jacques Ballanger ile üretici Charles Tordo ile başlıyor. Önceleri beyaz olarak üretilen ve oturmak için para ödenen bu sandalyeler sonraları deniz kenarı için mavi, bahçeler için beyaz renkte üretiliyor ve halktan para alınmıyor. Bu ikonik sandalyeler nesiller boyu birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuş, bunlardan biri de Sabine Geraudine. Bu nedenle günümüzde endüstriyel bir sanat eseri olarak nitelendiriliyor. Sandalyeler 2010 yılından bu yana Charles Tordo’nun çocukları ve torunları tarafından üretiliyor.
Belle Epoque döneminin görkemli mirası: Hotel Le Negresco
Promenade Sahil Yolu’nun en simgesel yapılarından biri Neptün Plajı’nın karşısında azametle duran, bembeyaz dış cephesi ve pembe kubbeleriyle göz kamaştıran Le Negresco Oteli şüphesiz. Belle Epoque döneminin görkemli mimarisiyle son derece ikonik olan bu otel, 2003 yılında Fransa hükümeti tarafından Ulusal Tarihi Bina olarak listelenmiş. Adını ise 1912’de oteli inşa ettiren Henri Negresco’dan alıyor.
Büyük ustanın eserlerini görün
Nice’teyken mutlaka yapmanız gereken şeylerden biri, 20’nci yüzyıl sanatının en önemli figürlerinden biri olan Henri Matisse’in eserlerine ve yaşamına odaklanan Matisse Müzesi’ni görmek. 17’nci yüzyıldan kalan bir villanın ev sahipliği yaptığı müzede, hayatının büyük bir bölümünü Nice’te geçiren Henri Matisse ve mirasçılarının şehre bağışladığı, sanatçıya ait 600 eser ve 130 obje var. Başyapıtlarının ve heykel çalışmalarının neredeyse tamamının yanı sıra önemli bir grafik eser koleksiyonunu da görebilirsiniz.
Matisse’in mezarı ve Cimiez Manastırı
Buraya kadar gelmişken Matisse’in mezarını ziyaret etmeden dönmek istemiyorsanız Nice’e yemyeşil bir tepeden bakan Cimiez Manastırı’na çıkmalısınız. Meryem Ana Kilisesi, Fransisken Müzesi ve yüzyıllardır Fransisken rahiplerine ev sahipliği yapan manastırın yanında bulunan mezarlıkta Henri Matisse’in mezarı var.
Evrensel kültür panoraması
Chagall, Matisse ve Renoir gibi dev sanatçıların yaşadığı Nice’te sanatseverlerin keyifle gezeceği 12 müze var ve her biri koleksiyonlarının zenginliğiyle olağanüstü bir evrensel kültür panoraması sunuyor. Şehrin tam merkezinde, Place Garibaldi’nin yanında yer alan Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi MAMAC, 50’li yıllardan günümüze sanatın serüvenine keyifli bir dalış niteliğinde. Palais Lascaris (Lascaris Sarayı), eski şehirde, fresklerle süslü merdiveniyle Nice sivil Barok döneminin en dikkat çekici yapısı. Marc Chagall Ulusal Müzesi ise bir dönem kültür bakanı olan Andre Malraux’nun desteğiyle oluşturulmuş ve 1973 yılında açılmış. Konser salonunu süsleyen mavi vitrayları mutlaka görün!
Ruhu sanatçı Orta Çağ köyü: Saint-Paul-de-Vence
Nice’in yukarısında, denize bakan bir tepenin üzerine kurulan Orta Çağ köyü Saint-Paul-de-Vence, sanatseverler için bir cennet. Son derece otantik ve sakin. Braque, Chagall, Matisse ve Picasso’nun bir dönem yaşadığı köy, labirenti andıran daracık taş sokakları, sarmaşıkların sardığı taş evleri ve sanat galerileriyle nefes kesici. Nice’ten 45 dakikada ulaşabilirsiniz.
Fransız Rivierası’nı ve Orta Çağ köylerini keşfedin
Nice’de ilginizi çekebilecek harika günübirlik turlar var. Provence köyü Saint-Jeannet’yle tanışırken yerel ve organik şarapları tadacağınız, Biot, Orta Çağ köyü Gourdon ve Tourettes-sur-Loup’ta yöresel ürünleri deneyeceğiniz Şarap ve Ürün Tadımı Turu, Cote d’Azur’u keşfederken Villefranche-sur-Mer ve Saint Jean Cap Ferrat’ın panoramik manzarasının keyfini çıkaracağınız Fransız Rivierası Turu, Villefranche Körfezi’ne tekne gezisi, Monako, Monte Carlo ve yeşilin her tonunu görebileceğiniz Orta Çağ köyü Eze gezisi, tekneyle Saint-Tropez gezisi ya da Fransa’nın en güzel köylerinden biri olan Castellane ve seramik işçiliği ile ünlü Orta Çağ köyü Moustiers-Saint-Marie ile lavanta tarlaları turu bunlar arasında öne çıkanları.
La Fondation Maegh olmadan asla!
Maeght Vakfı veya Fondation Maeght, Saint-Paul de Vence’a yakın, Colline des Gardettes’te bulunan bir modern sanat müzesi. 1964 yılında Marguerite ve Aime Maeght tarafından kurulan ve Fransa’nın efsanevi kültür bakanı Andre Malraux tarafından açılan müze aynı zamanda Fransa’nın ilk özel sanat kurumu. Resim, heykel, kolaj, seramik ve her tür modern sanatı barındırıyor. Jean Arp, Pierre Bonnard, Georges Braque, Marc Chagall, Alberto Giacometti, Wassily Kandinsky ve Joan Miro’nun eserlerini izlemek gerçekten inanılmaz bir deneyim, çünkü Avrupa’nın en büyük 20’inci yüzyıl sanat koleksiyonlarından biri burada bulunuyor.