Kargaşadan uzak, huzurlu bir ortam ve kaygısız bir ruh hali… Hayatın kelimenin tam anlamıyla yavaşladığı, iç huzuru bulabileceğiniz bir şehirde yaşamanın güzelliğiyle ne boy ölçüşebilir ki? Öyleyse cittaslow şehirlere odaklanmanın vaktidir.
‘Dolce vita’ ya da daha az çılgın bir hayatın güzelliği
Hayatın sakin bir tempoda, kolay ve keyifli yaşanması gerektiğini savunan cittaslow anlayışı büyük metropollerin getirilerinden bunalan gezginler için bir kaçış noktası. Nefes kesen manzaralar, organik yiyecekler, güzel bir şarap, doğa aktiviteleri ve kırsal yaşamın cazibesi… Yaşam kalitesini iyileştirmeyi ve dünyaya karşı sorumluluğu sürdürmeyi içeren bu felsefe, küreselleşmeden gerekenden çok etkilenmeden ama modernizmi de yok saymadan yaşamaya odaklanıyor. Cittaslow (slow city) şehirlerin sakinlerinin öncelikli amacı, yaşam kalitesini iyileştirmek.
Yaşamın güzel olduğu bir yer yaratma felsefesi
Cittaslow hareketi çoğunlukla İtalya’da, özellikle Toskana ve Umbria bölgelerinde, Greve, Bra ve Positano’da karşımıza çıksa da Almanya’da Waldkirch, Hersbruck, Schwarzenbruck ve Uberlingen, Norveç’te Levanger ve Sokndal ile Birleşik Krallık’taki Ludlow ve Aylsham da hareketi destekleyen şehirler arasında. Topluluk ruhunu, yerel gelenekleri ve kültürel mirası korumaya yönelik bu yaşam anlayışı Çin, Kore, Kolombiya ve Avustralya dahil olmak üzere dünya çapında 300’e yakın şehre yayılmış durumda ancak cittaslow ya da yavaş şehir ünvanını almanın bazı kriterleri var.
Üretim ve tüketim şeklini değiştirmek
Yaşam tarzını değiştirirken üretim ve tüketim anlayışlarını da değiştirmek bu anlayışın kilit noktalarından. İçinde yaşadığımız doğa ve onun tüm güzellikleriyle bir arada, uyum ve saygı içinde yaşanması esas. Geri dönüşüm ve bilinçli tüketim ruhunu benimsemek ve içinde yaşadığımız gezegene saygı duymak, sahip olduklarımızın kıymetini bilmek ve sürdürülebilirlik, her bireyin özlük haklarına saygı duymak ve korumak, yerel kültürlerin korunmasını sağlamak işin başlangıç noktası.
Cittaslow manifestosu
Merkezi İtalya’nın Orvieto kentinde bulunan Cittaslow hareketinin manifestosunda yeni binaların inşasından kaçınarak
tarihin korunması, enerji tüketiminin azaltılması, ekolojik teknolojilerin teşvik edilmesi, yeşil düzenleme, şehrin temiz tutulması, atıkların azaltılması, yerel mağazaların arttırılması, engellilere ve çeşitli yaşlara uygun toplumsal altyapı ve ekipmanların geliştirilmesi, yerel kalkınmaya öncelik verilmesi ve en önemlisi gerçek bir demokrasinin geliştirilmesi gibi maddeler var. Uluslararası Cittaslow Birliği’ne başvuru sürecini ise Cittaslow Türkiye Ofisi yürütüyor. Birliğe başvuracak kentlerin nüfuslarının 50.000’den az olması ve kent yönetiminin Cittaslow felsefesiyle uyumlu olmaları gerekiyor. 2009 yılında Seferihisar’ın Cittaslow Birliği’ne üye olmasıyla kurulan Türkiye ağının 23 üyesi var.
Cortona (Toskana / İtalya)
Cortona Toskana’da Arezzo şehrinin bir kasabası. Toskana’nın muhteşem güzelliği ve Chiana Vadisi’nin üzüm bağlarıyla dolu bu küçük kasaba Floransa’ya iki saat mesafede. Şarap imalathanelerini ve üzüm bağlarını mutlaka gezin. Eremo Le Celle Manastırı, Piazza della Repubblica Meydanı ile Duomo di Cortona Kilisesi mutlaka görülecekler listenizde olsun.
Mendrisio (İsviçre)
Mendrisio İsviçre’nin güneyinde, Ticino kantonunda bulunan bir belediye. Monte Generoso’nun hafif yamaçlarında yer alan, Ticino’nun en güneyindeki bu kasabayı tarihi ve kültürel değerleri tanımlıyor. Şehrin pitoresk kısımları ise İtalyan yaşam tarzının havasını yansıtıyor. Generoso ve UNESCO Dünya Mirası Alanı olan Monte San Giorgio arasında kalan üzüm bağlarını mutlaka görün.
Lüdinghausen (Almanya)
Münster bölgesinde yer alan ve 13’üncü yüzyılda kurulan bu kasaba Vischering Kalesi, Kakesbeck Kalesi ve Lüdinghausen Kalesi ile ünlü. 2019 yılından bu yana resmi olarak ‘Su Kaleleri Şehri’ unvanını almaya hak kazanmış. Bugün çoğunu göremeseniz bile Wolfsberg Kalesi de bir zamanlar hendekli bir kaleymiş. Lüdinghausen, çok sayıda kale ve çevredeki turistik mekanların yanı sıra tarihi ve pitoresk bir eski şehir merkezine de sahip.
Hodmezovasarhely (Macaristan)
Keyifli, huzurlu ve kaliteli bir yaşama olanak tanıyan bir huzur cenneti… Reform dönemindeki dinamik gelişme sayesinde kasabanın merkezi kurulmuş ve artık çoğu orijinal binadan oluşan Kossuth Meydanı o dönemde inşa edilmiş. Kasabanın arkeolojik hazinelerini görmek için kalıcı arkeolojik müze Tornyai Janos Müzesi’ni keşfedin.
Enns (Avusturya)
Enns Nehri üzerindeki bu güzel kasabanın ilk yerleşimi 4000 yıl öncesine dayanıyor. Roma kalıntılarının bulunduğu bir müzeye de ev sahipliğ yapan şehirde Ensegg Kalesi, eski belediye binası, Barok tarzda yapılan St. Florian Manastırı, Stadtturm, St. Laurenz Kilisesi ile Stadtpfarrkirche St. Marien Kilisesi öne çıkan mekanlar arasında.
Biskupiec (Polonya)
Masurian Göller Bölgesi’nin bir parçası olan Biskupiec kasabasını adı, 14’üncü yüzyılın sonlarında kendi krallıklarının güneydoğu eteklerinde bir kale inşa ettiren piskoposlardan geliyor. Savaşlar nedeniyle yaşadığı çok sayıda yıkıma rağmen bu Orta Çağ kentinin düzeni büyük ölçüde korunmuş. Kasabanın simgesi ise 1505’te Prens-Piskopos Lucas Watzenrode’un emriyle inşa edilen, Vaftizci Yahya’ya adanmış 16’ıncı yüzyıldan kalma Gotik kilise. Özgürlük Meydanı’ndaki Art Nouveau tarzındaki ev de görülecekler listenizde olmalı.
Kristinestad (Finlandiya)
1649 yılında İsveç Kraliçesi Christina’nın adına kurulan ve ismini de buradan alan şehirde, 17’nci yüzyıldan kalma odundan yapılma evler ve tarihi yapılar çok iyi korunmuş. Şehrin Fince adı olan Kristiinankaupunki ayrıca en uzun yerleşim yeri isimlerinden biri olarak çok ilgi topluyor.
Arta (Mayorka / İspanya)
İspanya’nın özerk bölgesi olan Balear Takımadaları’na ait olan Arta, Mayorka Adası’nda, küçük bir dağın eteğindeki bir vadide yer alıyor. Çömlekçilik ve sepet yapımıyla tanınan Arta’nın büyük ölçüde trafiğe kapalı merkezinde bölge kilisesi Transfiguracio del Senyor bulunuyor.
Midden-Delfland (Hollanda)
Rotterdam ve Lahey arasında yer alan Midden-Delfland, Hollanda’nın ilk yavaş şehri ünvanını almasıyla ünlü. Şehrin kırsal bölgelerini keşfederken yerel lezzetlere zaman ayırmayı ihmal etmeyin.