Özgür Özel DİSK yürüyüşüne katıldı: Adalet Bakanı Samast’a iyi hal veren raporu açıklasın
Gazeteci Hrant Dink 17 yıl önce gazete binası önünde silahlı saldırıya uğradı. Avukat Bahri Belen 10Haber’e cinayetin genel olarak çözüldüğünü, ancak Dink’i tehdit eden MİT’çilerin yargılanmadığını anlattı.
Yakın tarihin en karanlık cinayetlerinden Hrant Dink suikastının üzerinden 17 yıl geçti…
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink 19 Ocak 2007’de İstanbul-Şişli’deki gazete binasının önünde 17 yaşındaki Ogün Samast tarafından üç el ateş edilerek öldürüldü.
Dink’in beyaz örtüyle örtülmüş cansız bedeni Halaskargazi Caddesi’ndeki Sebat Apartmanı’nın önünde bekletildi ve gazeteciler o anı fotoğrafladı. O kare acıyı en net anlatan görüntüydü.
Olayın tanıkları cinayeti işleyenin 18-19 yaşlarında, kot pantolonlu ve beyaz bereli olduğunu bildirdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü şüphelinin görüntülerini basınla paylaştı. Ahmet Samast televizyondaki o görüntülerde cinayet zanlısı olan oğlunu görünce polisi arayıp Ogün Samast’ı ihbar etti.
Ogün Samast olaydan tam 36 saat sonra 20 Ocak 2007’de Samsun Otogarı’nda Trabzon’a gitmek üzereyken jandarmalar tarafından gözaltına alındı. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Samast’ın olayda kullanılan silahla birlikte ele geçirildiğini söyledi.
Ancak bu yakalanmadan sonra hafızalara kazınan bir başka görüntü ortaya çıktı: Samast’ın polis ve jandarmalarla çekilmiş Türk bayraklı pozu…
Samsun Terörle Mücadele Şubesi’nde kaydedilen görüntülerde yanındaki kişiler Samast’a “Abine şöyle güzel bir poz ver, hem de gülerek bir poz ver,” “Aslanım benim, aferin Ogün,” “Yaslan şöyle oğlum, ikimizi beraber çekiyorlar,” “Rahatsız olma, samimi söylüyorum bak” diyordu.
Ogün Samast’ın itiraflarıyla silahı veren abi Yasin Hayal, ardından Emniyet’in yardımcı istihbarat elemanı olduğu ortaya çıkan büyük abi Erhan Tuncel yakalandı. İtiraflarla cinayetin Trabzon ayağı olan Samast, Hayal ve Tuncel’in mahalle arkadaşları da yakalandı.
Yargılamaya gelindiğinde FETÖ izleri ortaya çıkmaya başladı: Dink davasını yürüten Savcı Hikmet Usta ve Mahkeme Başkanı Rüstem Eryılmaz yıllar sonra FETÖ sanığı oldu. Davayı Ergenekon davasıyla birleştirmek istediler, ancak olmadı. Davaya Dink ailesi avukatlarının çabalarıyla cinayette sorumluluğu olan kamu görevlileri de dahil edildi…
Aradan 17 yıl geçti ve ancak Dink davasında hâlâ karar çıkmadı.
Davada gelinen süreci, 17 yılda cinayetin aydınlatılıp aydınlatılmadığını Hrant Dink’in kardeşi Orhan Dink’e sorduk. Acısı bugün bile dinmeyen Orhan Dink tek cümle ile anlattı: “Bugünkü koşullarda asla. Çıkan delillerle bir milli mutabakat suikastı olduğu ortada.”
Bir de cinayeti 17 yıldır aydınlatmak için hukuk mücadelesi veren Avukat Bahri Belen var.
Avukat Belen cinayetin aydınlatıldığını belirtip perde arkasında kalan isimleri 10Haber’e anlattı.
“Bence cinayetin çoğu aydınlatıldı” diyen Avukat Belen önce Ergenekon’a bağlanmak istenip sonra FETÖ’nün izleri açıkça tespit edilen cinayet için şunları söyledi:
“Ergenekon ile birleştirilmesi konusunda birtakım teşvikler oldu ama biz kabul etmedik. ‘Eğer Ergenekon’un içindeki bir adam suçlulardan biriyse gelsin Hrant dosyasından yargılansın, eğer FETÖ’den yargılanan biri bu cinayete karıştıysa gelsin o da bu dosyada yargılansın, bizi o dosyaların içine atmanın bir gereği yok’ diyerek buna karşı çıktık o zaman.”
Avukat Belen “Perde arkasında kalan isimler olduğunu düşünüyor musunuz” sorusuna da şöyle yanıt verdi:
“Perde arkasında olabilir, mesela vilayette Hrant Dink’i davet edip konuşan kişilerin MİT mensubu olduğu anlaşıldı. Hrant ölümünden önce İstanbul Valiliği’ne davet edildi ve gizli şekilde, aba altından sopa gösterildi. Neden? Sabiha Gökçen’le ilgili yazdığı yazıdan dolayı… ‘MİT’in de burada sorumluluğu var’ derken somut bir şeye dayanıyorum. Onunla ilgili bizim bütün soruşturma isteklerimiz kabul edilmedi. İstanbul Emniyeti ile ilgili görevliler hakkında dava açıldı, ama ‘basit bir görevi ihmal’ denerek onların davası düştü veya beraat ettiler. Onlarla ilgili ceza verilmedi, cezasız kalan çok insan var. Ama dosyaya baktığınız zaman cinayetin nasıl geliştiğini görmek mümkün.”
Herkesin merakla yanıtını beklediği başka soru “Dava ne zaman bitecek?”
Avukat Belen bu soruyu da şöyle yanıtlıyor:
“Artık bitti sayılır, ancak neden bu kadar uzadığı konusu var. Tetikçiler dediğimiz Ogün Samast, Yasin Hayal, Erhan Tuncel ve onların mahalle arkadaşları dışında Trabzon’da bu işe bulaşmış emniyet mensuplarının, jandarma mensuplarının başta alay komutanı Ali Öz olmak üzere oradaki bu işe bulaşmış insanların, İstanbul’daki emniyet mensuplarının, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi’ndeki insanların hepsinin aynı dosyada yargılanmasını istedik. Ama kamu görevlisi oldukları için ısrarlı taleplerimize rağmen bunlar için soruşturma izni verilmedi. Çünkü bu kamu görevlilerinin ‘görevlerinden dolayı işledikleri suçlardan’ olduğu için izne tabi. Valilik ile bakanlık düzeyinde olduğu zaman da İçişleri Bakanlığı’nın iznine tabi. Bunlara izin verilmediği için biz idari yargıda dava açtık, onlar da reddedildi ve kesinleşti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Hrant Dink kararını verdiğinde orada Hrant’la ilgili ifade özgürlüğünün ihlali, Hrant’la ilgili yaşam hakkının ihlali ve soruşturmanın etkin yapılmadığına ilişkin ihlal kararı verildikten sonra Trabzon Emniyeti, İstanbul Emniyeti, Trabzon Jandarması ve Jandarma Genel Komutanlığı’ndaki bazı subay ve astsubaylarla ilgili davalar sonra açıldı. O nedenle dava uzadı. Başta bunlara izin verilseydi dava şimdi bitmiş olacaktı. 17 yıl değil, en fazla 5-6 yılda biterdi.”