Avukatlardan Çağlayan’da ‘Pehlivan’ protestosu

23 Mart’ta tutuklanan CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan için yüzlerce avukat Çağlayan Adliyesi’nde bir araya geldi. Avukatlar tutuklamayı protesto ederek hep birlikte “Hak, hukuk, adalet” sloganları attı.

Gündem 23 Haziran 2025
Bu haber 6 ay önce yayınlandı

23 Mart tarihinde tutuklanan CHP cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nun son olarak avukatı Mehmet Pehlivan’ın da tutuklanması kamuoyunda ve muhalefette olduğu kadar avukatlar ve baroların da tepkisini çekmişti…

Karara itiraz etmek isteyen yüzlerce avukat, bugün Çağlayan Adliyesi’nden İstanbul Barosu’na doğru “savunmayı savunmak” için yürüyüş kararı aldı.

Yürüyüş öncesinde adliye içinde toplanan avukatlar, hep birlikte “Hak, hukuk, adalet” sloganları attı.

İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, “Biz umutluyuz, 200 bini aşkın avukatla anayasal düzeni sahipleniyoruz, ne pahasına olursa olsun savunuyoruz” dedi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sakan ise, “Teslimiyet dayatılıyorsa inatla ve ısrarla direnişin sesi oluruz. Ve hiçbir yurttaşımızı savunmasız, hiçbir meslektaşımızı yalnız bırakmadık, bırakmayız” ifadelerini kullandı. Çağlayan’dan İstanbul Barosu’na yürümek isteyen avukatlar polis engeliyle karşılaştı.

Türkiye Barolar Birliği ve İstanbul Barosu yönetimi CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutuklanmasını etti.

Çağlayan Adliyesi’nde saat 13.00’te toplanan avukatlar “Savunma susmadı, susmayacak” sloganlarını attı.

Avukatlar ‘savunmayı savunmak’ için Çağlayan Adliyesi’nde buluştu

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Başkanı Erinç Sağkan ve İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, adliyenin önünde açıklamalarda bulundu.

İbrahim Kaboğlu, açıklamasında, “Savunma kendisini savunmuyor. Aslında savunma, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün yurttaşlarını savunuyor. Savunma, bütün yurttaşların hak ve özgürlüklerini savunmak için vardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli adalettir” dedi.

“Eğer adalet tehlikedeyse Türkiye Cumhuriyeti de tehlikededir” diyen Kaboğlu, “Bugün 200 bini aşkın avukatın temsilcileri olarak Türkiye’nin dört bir köşesinden gelen baro başkanları ve yöneticileri, yani yaklaşık 200 bin , 85 milyonun haklarını savunmak için buraya gelmiş bulunuyorlar. Çünkü onlar biliyor ki avukatlara yönelik saldırı, bütün yurttaşlara yönelik saldırı demektir” ifadelerini kullandı.

“Avukatlık kanunu ihlal edildi”

Kaboğlu, şöyle devam etti: “Son aylarda özellikle Anayasa’nın 19. maddesine aykırı bir biçimde yurttaşların, kamu görevlilerinin, seçilmişlerin, avukatların, gazetecilerin yakalandıklarını, arandıklarını, gözaltına alındıklarını ve kesinlikle Anayasa madde 19’a aykırı bir biçimde tutuklandıklarını gözlemekteyiz. Bunun son örneği 3 gün önce İstanbul Barosu üyesi avukat Mehmet Pehlivan olmuştur. Öyle ki ifadesinin alınması, tutuklanması yalnızca Anayasa’ya açıkça aykırı bir biçimde değil, aynı zamanda Avukatlık Kanunu’na da apaçık bir biçimde ihlal edilerek gerçekleştirilmiştir.”

“Mahkeme kararı verilinceye kadar hiç kimse suçlu sayılamaz” vurgusunda bulunan Kaboğlu, şunları ifade etti: “Yani suçsuz sayılma hakkı savaş hukukunda bile geçerli olduğuna göre burada insanları, yurttaşları önceden suçlu ilan edip hapse tıkayarak sonradan iddianamelere hazırlamak suretiyle kurgu davalar oluşturulması tamamen keyfidir, kin ve nefretle yaklaşımdır, kindarlıktır, hatta önyargılı, canavarca hisle, farklı düşünce ve fikirlerde olan toplumsal kesimleri sindirme ve yok etme harekatından başkası değildir.”

Kaboğlu, şunları söyledi: “Biz İstanbul Barosu olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün baroları olarak Anayasa’ya bağlıyız, Anayasa’ya bağlılımızı bir kez daha yüksek sesle beyan ediyoruz. Biz umutluyuz, 200 bini aşkın avukatla anayasal düzeni sahipleniyoruz, ne pahasına olursa olsun savunuyoruz.”

Sağkan: Saldırılar münferit değil

Kaboğlu’nun ardından Türkiye Barolar Birliği Başkanı Başkanı Erinç Sağkan açıklamalarda bulundu.

Sağkan, açıklamasında, “Ülkemizde son dönemde hukuk devleti ilkesinden sistematik olarak uzaklaşıldığını, başta ifade hürriyeti, kişi özgürlüğü ve güvenliği ve adil yargılanma hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklerinin teminatı olması gereken yargı sisteminin aksine araçsallaştırılmak suretiyle hakları kısıtlayan bir yapıya dönüştüğünü üzülerek gözlemliyoruz” dedi.

Erinç Sağkan, şunları kaydetti: “Burada olmamızın nedeni yalnızca bir kişiye yönelmiş hukuksuzluk değil, savunma makamının sistemli bir şekilde kuşatılmak istenmesidir. Ve artık hepimizin biliyoruz ki bu saldırılar münferit değil, bütünü hedef alan organize, politik ve süreklilik arz eden bir niteliğe sahiptir.”

“Tehditlerle, soruşturmalarla, tutuklamalarla, itibar suikastlarıyla sınamaya kalkışsalar da cevabımız net; savunma korkmaz, savunma susmaz, savunma asla teslim olmaz!” vurgusunu yapan Sağkan, şunları söyledi:

“Gözaltılarla, tutuklamalarla, sindirme çabalarıyla bu mücadeleden döneceğimizi sananlara cevabımız çok net; işte buradayız! Her zaman olması gereken yerde, tam da hukuk adına konuşulması gereken yerdeyiz. Sesimiz kesilmek isteniyorsa biz daha yüksek sesle konuşuruz. Teslimiyet dayatılıyorsa inatla ve ısrarla direnişin sesi oluruz. Ve hiçbir yurttaşımızı savunmasız, hiçbir meslektaşımızı yalnız bırakmadık, bırakmayız.”

Avukatlara engel

Çağlayan Adliyesi’nde açıklama yapan avukatlar, İstanbul Barosu’na yürümek istedi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, planlanan yürüyüşe izin verilmeyeceğini duyurarak, “Avukatların dahil oldukları ve mensup oldukları tek örgütleri Türkiye Barolar Birliği’dir. Bugün İstanbul Barosu Hizmet Binası’na geçmeyi planlıyoruz. Ancak öğrendiğimiz kadarıyla buna müsaade edilmeyeceğine dair bir kısım bilgiler duyuyoruz. Biz kimseden izin veya müsaade istemiyoruz. Anayasal haklarımızı gayet iyi biliriz. Valiliğe yaptığımız bildirim, 2911 kanun gereği yapılan bildirimdir, bir izin talebi değildir” ifadelerini kullandı.

Avukatların Çağlayan’dan İstanbul Barosu’na yürüyüşü polis engeliyle karşılaştı.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.