AK Parti’den ‘Can Atalay için olağanüstü toplantı’ çıkışı: TBMM normal karşılamaz
TİP’in cezaevindeki milletvekili Can Atalay’ın avukatları, Anayasa Mahkemesi’nin(AYM) Atalay hakkındaki kararının uygulanmaması gerekçesiyle ikinci kez AYM’ye başvurdu. AYM ilk kararında Atalay’ın tahliyesine hükmetmişti.
Anayasa Mahkemesi, Gezi Parkı Davası’nda hakkında 18 yıl hapis cezası kararı verilen Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ın bireysel hak ihlali başvurusunu 25 Ekim’de görüşmüştü. Can Atalay’ın “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkı ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine oyçokluğu ile karar verilmişti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, dosyayı Yargıtay’a göndermiş; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı konunun 3. Ceza Dairesi tarafından değerlendirilmesi gerektiği yönünde mütalaa vermiş, Daire ise Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyulmamasına hükmedip Atalay hakkında ihlal kararı veren Yüksek Mahkeme üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar vermişti.
Cezaevindeki Milletvekili Can Atalay’ın avukatlarının bugün yaptığı bilgilendirmeye göre; Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması nedeniyle Yüksek Mahkeme’ye ikinci kez başvurdu.
Edinilen bilgiye göre, 24 Kasım’da yapılan başvuruda; AYM’nin daha önce verdiği ihlal kararının uygulanmaması ve seçilmiş milletvekilinin serbest bırakılmayarak Meclis’te yemin etmesinin engellenmesi nedeniyle “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı”, “adil yargılanma hakkı” ve “kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının” ikinci kez ihlal edildiğinin tespiti ve bu ihlallerin ortadan kaldırılması talep edildi.
Anayasa Mahkemesi’nin ilk ihlal kararının gerekçesi, 27 Ekim’de Resmî Gazete’de yayınlanmıştı. Gerekçeli kararda, “Anayasa Mahkemesi’nce başvurucu hakkında tespit edilen hak ihlallerinin sonlandırılmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak; yeniden yargılamanın başlaması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması ve ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması, başvurucunun hükümlü statüsünün sona erdirilmesi, yeniden yargılamada durma kararı verilmesi işlerinin yerine getirilmesi zorunludur” değerlendirmesi yapılmıştı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin AYM’nin Can Atalay hakkında verdiği kararı uygulamaması kamuoyunda tepki çekip tartışma yarattı. AYM Gezi Parkı Davası’nda mahkum olduktan sonra 14 Mayıs’ta yapılan genel seçimde milletvekili seçilen Can Atalay hakkında hak ihlali kararı vermişti. İstanbul 13. Ceza Mahkemesi’nin AYM kararını uygulayarak Atalay’ı serbest bırakması beklenirken yerel mahkeme karar verme yetkisinin Yargıtay’da olduğunu belirterek dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermişti. Yargıtay 3. Ceza Dairesi 8 Kasım’da Can Atalay’ın mahkumiyet kararını onayan bir önceki kararın doğru olduğunu belirterek AYM’nin ihlal kararına uymayı reddetti. AYM’nin “Anayasa’yı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığını” kaydeden Yargıtay 3. Ceza Dairesi Atalay hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti.
Anayasa’nın 153. maddesinde “Anayasa Mahkemesi’nin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz” deniyor. Aynı maddede, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar” ifadesi de yer alıyor.
Bununla birlikte Yargıtay kararın ardından bir de basın açıklaması yaptı. Açıklamada Anayasa Mahkemesi’nin “istinaf ve temyiz mercii olmadığı” vurgulandı ve “Bireysel başvurunun mecrasından çıkması yargı sistemini zayıflatan sistemsel bir sorun haline gelmiştir” dendi.
Yargıtay’ın basın açıklamasına karşı Can Atalay’ın avukatları da basın açıklaması yayınlayarak karara itiraz edeceklerini açıkladı. İtirazı Yargıtay 4. Ceza Dairesi değerlendirecek.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi aynı zamanda Atalay’ın milletvekilliğinin de düşürülmesi işlemlerine başlanması için kararı TBMM Başkanlığı’na göndermişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararı, geniş tepki uyandırdı. Türkiye Barolar Birliği ve il baroları Ankara Adliyesi’nden Anayasa Mahkemesi’ne ve Yargıtay’a yürüyüş düzenlemişti. Avukatların sırtlarında cüppeler ve ellerinde Anayasa kitapçıkları ile yaptıkları yürüyüşe, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de destek vermişti. TBMM Genel Kurulu’nu terk etmeme kararı alan CHP TBMM Grubu, Genel Kurul salonunda “Adalet Nöbeti” tuttu. 21 gün tutulan “Adalet Nöbeti”, 500. saatinde 30 Kasım gününün son saatlerinde tamamlandı.
CHP İl Başkanlıkları da TBMM Genel Kurulu’ndaki adalet nöbetine destek açıklaması yapmış İstanbul İl Başkanlığı, Çağlayan Adliyesi önünde her gün nöbet tutmuştu.
Öte yandan Türk Ceza Kanunu’nun mimarlarından olan Prof. İzzet Özgenç, kararla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulunmuştu. Yargıtay, Özgenç hakkında da suç duyurusunda bulunmuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kararın ardından önce Yargıtay’dan yana tavır alsa da sonraki açıklamalarında “hakem” pozisyonunda olduğunu belirtti. Erdoğan sonraki açıklamalarında “yeni anayasa” çağrısı yaptı.