Milli Eğitim Bakanı Tekin: Gerekirse ‘kız okulları’ açabilmeliyiz
MEB’in yeni müfredat ve eğitim takvimindeki bazı değişiklikler için referans aldığı “bölgesel eğitim” perspektifine eğitim bilimci Prof. Rıfat Okçabol’dan itiraz geldi. Okçabol bölgesel eğitimin Türkiye’de ayrışma yaratacağını söyledi.
AK Parti’nin 22 yıllık iktidarında en çok değişiklik yaptığı ve bu değişiklikler sonucunda en ciddi eleştirileri aldığı alan eğitim. Sınav sistemi, müfredat ve eğitim sistemi defalarca değişti. Yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de koltuğa oturduğu günden bu yana birçok değişikliğe imza attı. En köklü değişiklik ise gelecek seneden itibaren uygulanacak yeni müfredat ve eğitim takvimi. Tekin müfredatın sadeleşeceğini, çalışmaların yüzde 80’inin tamamlandığını duyurmuştu. Ardından bakanlık koridorlarına kulak kabartan 10Haber sadece müfredatın sadeleşmeyeceğini, eğitim takviminde de ciddi değişiklikler olacağını, yaz tatilinin kısalacağını, sömestr tatilinin yeniden düzenleneceğini yazmıştı. Haftalık ders saatleri de yeniden düzenlenecek. Bu düzenlemelerin temelinde Avrupa’da örnekleri olan ‘bölgesel eğitim’ perspektifi yatıyor. Bakanlıkta bu perspektife dayanak olarak Türkiye’nin coğrafi ihtiyaçlarının bölgesel olarak değişmesi, Ağrı’daki ve Edirne’deki çocuklara aynı takvimin uygulanmasının sorunlu olması gösteriliyor. Eğitim ihtiyaçlarının mevsimsel, demografik ve sosyolojik olarak farklılık gösterdiği, bu nedenle takvimin ve müfredatın bölgesel olarak düzenlemesi gerektiği savunuluyor.
Boğaziçi Üniversitesi’nden eğitim bilimci Rıfat Okçabol ise bakanlıkla aynı fikirde değil. Okçabol bu sistemin Türkiye’de ayrışma getireceğini savunuyor. Araştırma alanları arasında ‘eğitim politikaları’ ve ‘sistem teorisi’ önemli yer tutan Prof. Dr. Rıfat Okçabol 10Haber’e “Eğitimi coğrafi kıstaslara göre örgütlemek Türkiye’de ciddi problemlere yol açabilir. Ayrıca kırsalla kenti birbirinden ayırdığınızda geri kalanın geri kalmışlığını pekiştirmiş oluruz. Türkiye’de demografik kutuplaşmalar var, laik- muhafazakar, Kürt-Türk gibi. O yüzden bölgesel eğitim meselesi ayrılıkçılığı da pekiştirecektir” dedi.
Yerel dinamiklerin demokratik gelişim için çok önemli olduğunu vurgulayan Okçabol “ama” dedi ve şöyle devam etti:
“Eğitimi bölgesel olarak dizayn etmek için ekonomik, kültürel gelişimin birbirine yakın olması gerekir. Benim eğitim anlayışımda İstanbul’daki, Hakkari’deki, Şırnak’taki, Edirne’deki çocuğun aynı şans ve olanaklara sahip olması gerekir. Burada iktidarın bu zamana kadar yaptıkları önemli. ‘Toplumu geliştirelim, çocuklarımızın önünü açalım, özgürleştirelim’ diye bir yaklaşımları yok.”
ABD, Almanya ve Finlandiya gibi ülkelerde eğitim müfredatının bölgesel olarak değişiklik gösterdiğini söyleyen Okçabol “Ancak bu ülkelerin hiçbirinde ‘devlet düzeninin Hıristiyan şeriatına göre’ olması için bir akım yok. Türkiye’de öğretim birliği yasası var, bazıları ‘Batıda öğretim birliği yasası yok’ diyor. Doğru yasa yok, ama öğretim birliği var. Nedir o birlik; bilimsel eğitim. Türkiye için nereden bakarsak bakalım problemli bir öneri. Farklı demografik bölgelerde ayrılıkçı akımlar var, din temelli akımlar var. Dolayısıyla oradaki uygulamalar Türkiye için birebir örnek alınamaz” diye konuştu.