Kocaeli merkezli üç ilde düzenlenen kargo dolandırıcılığı operasyonunda sekiz kişi tutuklandı.
Türkiye’de dolandırıcılık dendi mi yaratıcılıkta sınır tanımayan yöntemlerle karşı karşıya olduğumuz malum. Her gün yeni bir dolandırıcılık yöntemi haber bültenlerine düşerken bu sefer Kocaeli merkezli bir operasyonda yakalanan dolandırıcılar yaratıcılık çıtasını yine yukarı taşıdı. ‘Kargo dolandırıcıları’ olarak anılan bu şahıslar, internet üzerinden teknolojik ürün satışı yapan kişileri hedef alarak kargo çalışanı gibi davranıp ürünleri kapıdan teslim almaya kadar işi götürmüş.
Planları da şöyle: Önce internette satılık ilanı verilen cep telefonu, laptop gibi teknolojik ürünlere göz koyuyorlar. İlan sahiplerine bir miktar para gönderip güven kazanıyorlar. Ardından dükkan sahiplerini kargo şirketi çalışanıymış gibi arayıp kargo takip numarası veya gönderi numaralarını alıyorlar. İşin en şaşırtıcı kısmı da burası: Sahte kimliklerle kargo şirketlerine gidip, hiç utanmadan o ürünleri teslim alıyorlar. Kargo çalışanları bile bu yaratıcılığın farkında değil tabii! Hatta kargo şirketi çalışanı gidip dükkan sahiplerinden ürünleri ‘teslim’ almışlıkları bile olmuş.
Bu dolandırıcılık senaryosu, Türkiye’nin çeşitli illerinde tam 23 satıcıyı mağdur edip, toplamda 2 milyon 100 bin lira zarar etmelerine neden olmuş. Ama nereye kadar? Emniyet güçleri, kargo dolandırıcılığına yönelik operasyon düğmesine bastı ve Kocaeli merkezli İstanbul ve Çanakkale’de 13 adrese eş zamanlı baskın düzenlendi.
Emniyetteki işlemlerinin ardından Gebze Adliyesine sevk edilen 11 zanlıdan sekizi çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı, 3 şüpheli adli kontrol şartıyla salıverildi. Şüphelilerden G.K. emniyetteki ifadesinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. Öte yandan dosya kapsamında daha önce de gözaltına alınan üç kişinin tutuklandığı bildirildi.
Operasyonda beş laptop, 13 cep telefonu, renkli yazıcı, POS cihazı ve bir de fotoğraf makinesi gibi ‘çalışma ekipmanları’ da bulundu. Adeta bir mobil ofis!
Bu dolandırıcılar belki bir süre internet sitelerine göz atamayacak ama ‘yaratıcı’ zihinlerin Türkiye’de dolandırıcılık sahnesinden çekilmesi pek mümkün değil gibi gözüküyor.