Su kuyusu kazan iki işçi toprak altında öldü
Vinç halatı koptu; düşen inşaat kalıbının altında kalıp hayatını kaybeden Sıddık Küçükşahin'le tıbbi sekreterlik ataması bekleyen oğlu Sefa dün toprağa verildi. Aynı inşaatta çalışan amca Dursun Küçükşahin "Halat kontrol edilse böyle olmazdı" dedi.
Geçen ay, sadece nisan ayında en az 163 işçinin “iş cinayeti” kurbanı olduğu resmi rakamlara geçti. Bu ayın rakamları henüz açıklanmadı. Ama o henüz bilinmeyen rakamlara dün iki can daha eklendi.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre nisan ayında en az 163 işçi hayatını kaybetti. Patronların ‘iş kazası’, sendikaların ve işçilerin ise ‘iş cinayeti’ dediği bu olaylarda geçen ay 17 yaşındaki bir çocuk da öldü, 60’ına dayanmış bir kaynak ustası da. Bu ölümlerle ilgili detaylı veriler birazdan okuyacağınız haberde anlatılanların ne kadar “olağan” olduğunu anlatıyor. Çünkü nisan ayında en çok ölüm inşaat işkolunda yaşanmış ve ölüm sebeplerine göre en çok ölüm ezilme ve göçük sonucu oluşmuş. Tıpkı dün Ankara’da inşaat kalıbının altında can veren baba- oğul gibi…
Acı olay dün Etimesgut ilçesinde bir firmaya ait iş yeri inşaatında meydana geldi. Sıddık ve Sefa Küçükşahin vinç halatının kopmasıyla düşen inşaat kalıbının altında kaldı. Baba ve oğlu hayatını kaybetti. Sıddık ve Sefa Küçükşahin için Ahmet Efendi Camii’nde cenaze namazı kılındı. Cenazeye Küçükşahin ailesi, yakınları ve iş arkadaşları katıldı.
Tıbbi sekreterlik ataması beklerken babasıyla inşaatta çalışan 24 yaşındaki Sefa Küçükşahin’in Kurban Bayramı’nın üçüncü günü düğün yapmayı planladığı öğrenildi. Sefa Küçükşahin gibi tıbbi sekreter olan nişanlısı Pınar Baştürk cenazede gözyaşlarına boğuldu. Baştürk’ü yakınları ve arkadaşları teskin etmeye çalıştı. Baba ve oğlunun cenazesi öğle namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığında yan yana toprağa verildi.
Aynı inşaatta çalışan 50 yaşındaki Sıddık Küçükşahin’in ağabeyi Dursun Küçükşahin kazayı gördüğünü söyleyerek “Kusuru oraya buraya atmaya çalışıyorlar. Ben bunu biliyorum, farkındayım. Halat kopmasaydı, kontrol edilseydi, zamanında değişseydi, iş güvenliği olsaydı böyle olmayacaktı. Halatın değişip değişmeyeceğini biz bilmeyiz; onu kullanan kişiler, operatör bilir. Kardeşim kalıpçı olarak kalıp indirmeye uğraşıyor, baba oğul halatta takılı kalıbı indirmeye çalışıyorlar. Onların altında iskele var, oradan düşmeleri mümkün değil. Halat kopunca, ağırlık demiri aşağı düşünce birinin kafasına geliyor, diğerini de aşağı atıyor. Halat birden koptu kalıp indirirken. Ben ve dayısı aşağı beraber indik. Halat demiri Sefa’nın kafasına gelmiş, kardeşim de diğer tarafta yatıyordu. Yarım saat çırpındı. Oradan çıkarmaları saatler sürdü. Kardeşimde son bir nefes vardı ve son nefesini orada verdi. Hakkımızı tabii ki arayacağız” dedi.
İnşaatta çalışan Sefa Küçükşahin’in dayısı Murat Alpaslan da “Vinçten büyük bir ses geldi. Ağırlık demiri Sefa’nın üstüne düştü. Aşağı indik, Sıddık nefes alıyordu. İhmal var. Biz çok bağırdık, herkes korktu. Sefa’yı bırakmadım, Sefa’yı çok seviyordum. Nişanlıydı, ‘düğün yapacağım’ diyordu. Ben 4 aydır çalışıyorum, bir tane iş güvenliği görmedim sahada. Bundan 15 gün önce geldi iş güvenliği kağıt imzalattılar. Halat değişse olmazdı, mümkün değil olmazdı” diye konuştu.
Öte yandan olayla ilgili gözaltına alınan inşaat sorumlusu ve firma yetkililerinin de aralarında olduğu yedi kişinin sorgusu sürüyor.