Hukuk devleti ve anayasada yazılı bireysel başvuru hakkı öksüz çocuk gibi ortada kaldı
Anayasa Mahkemesi, 1975 yılındaki Lice depreminin ardından 48 yıldır kalıcı deprem konutlarına ulaşamayan hak sahiplerinin mülkiyet haklarının ihlal edildiğine karar verdi. Bazı depremzedelerin ömrü davayı kazandığını görmeye yetmedi, hukuki süreci çocukları yürüttü.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından “hak sahipliği”, “kalıcı deprem konutları” kavramlarını hemen hemen her gün duyuyoruz. Bu kavramlar hem depremzedelerin, hem basının hem de siyasilerin gündeminde. Seçime bir aydan kısa bir süre kaldığı için siyasetin daha fazla gündeminde. İktidar, konutları bir yıl içerisinde teslim edeceklerini, konut maliyetinin bir kısmını devletin sübvanse edeceğini söylüyor. Muhalefet bir adım daha ileriye taşıyarak kalıcı konutların depremzedelere ücretsiz verileceğini vaadediyor. Vaatler havada uçuşurken gelen bir Anayasa Mahkemesi kararı ise 1975 Lice depreminde hak sahibi olanların hala kalıcı konutlarını alamadığını ortaya koydu.
6 Eylül 1975’te Diyarbakır’ın Lice ilçesi ve köylerinde 23 saniye süren bir deprem yaşandı. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü öğlen saatlerinde yaşanan depremin büyüklüğünü 6.6 olarak açıkladı. 2385 kişi hayatını kaybetti. Depremden yaklaşık iki ay sonra 21-23 Kasım 1975 tarihleri arasında yardımların yetersiz olduğu gerekçesiyle Lice’den Diyarbakır’a üç gün süren 90 kilometrelik bir yürüyüş düzenledi.
Anayasa Mahkemesi’ne(AYM) yapılan başvuruda 1975 yılında Lice’de yaşanan depremde evleri yıkılan hak sahibi depremzedeler aradan geçen 48 yılda hala kalıcı konut tahsis edilmemesi nedeniyle mülkiyet haklarının ihlal edildiğini savundu. Yıllar süren hukuki süreç içerisinde hayatını kaybeden depremzedeler de var. Onların hak sahipliğini ise mirasçıları sürdürdü.
1975 yılında Diyarbakır’da meydana gelen depremde Lice ilçesi Gürbeyli köyünde evi yıkılanlar hak sahibi oldu. Depremde ağır hasar ve yıkık binalardan dolayı 8 bin 159 aile hak sahibi kabul edildi. 1975 ve 1976 yıllarında Hani, Kulp ve Lice ilçeleri ile köylerinde geçici ve kalıcı nitelikte yoplam 7 bin 115 konut hak sahiplerine teslim edildi.
Başvurucu depremzedeler, hak sahibi olmalarına rağmen kendilerine konut verilmediği gerekçesiyle 2016 yılında Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkeme hak sahiplerine kalıcı konut verilmesi gerektiğini ancak bunun yerine geçici nitelikteki prefabrik konut verildiğini tespit etti, prefabrik evin de tapusunun hak sahibine verilmediğini vurguladı.
İdarenin istinaf talebini inceleyen Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 2. İdare Dava Dairesi de davanın reddine kesin olarak karar verdi. Mahkeme gerekçesinde Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın yazılı soru önergesine verdiği bir cevapta prefabrik konutların kalıcı nitelikte olduğunu söylemesini gösterdi.
Hak sahibi depremzedeler adına Avukat Erhan Aytekin, kararı bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Yüksek mahkeme depremzedelere fiili olarak verilen prefabrik konutun geçici nitelikte olduğunu, tapusunun depremzedelere verilmediğini tespit etti. AYM, başvurucuların mülkiyet hakının ihlal edildiğine hükmetti ve mülkiyet hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına hükmetti.
Kararda “Bu çerçevede deprem sebebiyle 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un hükümlerine göre konut edinme yönünde bir meşru beklentisi bulunan başvurucu yönünden aradan kırk yılı aşkın bir süre geçtiği hâlde başvuru konusu konuta ait tapu kaydının düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılmadığı gerekçesiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucuların Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir” değerlendirmesi yapıldı.
10 Haber’e konuşan depremzedelerin avukatı Erhan Aytekin, “Umarım idareciler bu karardan ders çıkarır ve Kahramanmaraş depreminden dolayı hak sahibi olan depremzedeler bu sorunları yaşamaz” dedi.