Ders zili çaldı: ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ pilot uygulamasız, uyum eğitimsiz başlıyor

2024-2025 eğitim öğretim yılının ilk ders zili bugün 10.00’da çaldı. 20 milyondan fazla öğrenci ve 1,2 milyona yakın öğretmen kocaman bir bilinmezlikle baş başa yeni dönemi karşıladı.

Gündem 9 Eylül 2024
Fotoğraf: Bugün okul zilleri 20 milyondan fazla öğrenci için çaldı.

Bu sabah 10.00 itibariyle okul zili 20 milyondan fazla öğrenci ve 1,2 milyona yakın öğretmen için çaldı. Öğrenciler ve öğretmenler yeni eğitim öğretim yılına pilot uygulaması olmayan, uyum eğitimlerini tamamlamamış ve soru işaretleriyle dolu bir müfredatla başladı.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını verdiği yeni müfredat programı 26 Nisan’da açıklandı ve okul öncesi, ilkokul 1. sınıf, ortaokul 5. sınıf ve lise 9. sınıftan başlamak üzere kademeli şekilde uygulanacak.

Açıklandığı günden beri özellikle eğitim müfredatının içeriğindeki birçok konu eğitimciler ve siyasetçiler tarafından tartışılsa da MEB geri adım atmadı ve yeni müfredatın uygulanmasına bugün başlanıyor.

İtibardan tasarruf yok, müfredattan var

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında açıklanan yeni eğitim müfredatı uzmanlar tarafından çeşitli eleştirilere tabi tutuldu. En büyük tartışma konusuysa matematikte yapılan değişikliklerdi.

MEB matematik müfredatında yapılan değişikliklerin uygulamalı öğrenme ve günlük hayatta kullanılabilir beceriler kazandırma amacıyla yeniden şekillendirildiği iddiasında, ancak eğitimciler buna pek katılmıyor.

Özellikle üniversiteye hazırlık sürecinde öğrencilerin yeni müfredatla teorik matematik bilgisi eksikliğinden kaynaklı zorlanabileceğini vurgulayan eğitimciler müfredattan çıkarılan “karmaşık sayılar, integral” gibi konuların yükseköğretimde gerekli temel bilgiler olduğunu ve bu eksikliğin öğrencilerin akademik başarılarını olumsuz etkileyebileceğini düşünüyorlar.

Sosyal Bilgiler ve Tarih derslerinde de belirgin değişiklikler yapıldı. Müfredata eklenen yeni konular arasında Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet dönemi tarihi konularında değişiklikler yapıldığı ve bazı olayların daha ideolojik bir perspektifle ele alındığı yönündeki eleştiriler gündeme geldi. Eğitimciler tarih derslerinde daha çok eleştirel düşünme becerisi kazandırılması gerektiğini, ancak bu yeni müfredatın belirli bir tarih anlayışını dayatabileceği endişesini dile getiriyorlar.

Ayrıca yeni müfredatın içeriği kadar ismi de çok eleştirildi. Adalet ve Kalkınma Partisiyle (AK Parti) özdeşleşmiş olan ‘Türkiye Yüzyılı’ tanımlamasının kullanılmasına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) başta olmak üzere birçok itiraz geldi.

Fotoğraf: CHP’nin açtığı davada hala karara varılmadı.

CHP dava açmıştı

CHP “eğitimin dinselleşmesi, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılmasına neden olacağı” gerekçesiyle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne ilişkin idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle 11 Temmuz’da dava açtı.

Aynı gün açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli diye adını koyduğunuz zaman, Türkiye Yüzyılı bir siyasi partinin seçim sloganı. Bu, Türkiye’de bulunan 20 milyon öğrenciyi, bir milyondan fazla öğretmeni, neredeyse her ailenin içinde olduğu çok temel bir dokümanı daha baştan politize etmiş oluyor” dedi ve “Bu modele temel teşkil eden hiçbir ihtiyaç analizi yapılmamıştır” diye ekledi.

Özçağdaş’ın açıklamasından sonra MEB’den herhangi bir açıklama yapılmadı ve geri adım atılmadı. 11 Temmuz’da açılan dava ile ilgili ise herhangi bir karara varılmadı.

Fotoğraf: Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak.

‘Sakat doğan bir sistem, her yanıyla eksik’

Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak daha önce çok kez bu sistemin birçok yanıyla sakat doğacağını dile getirdiklerini söylüyor ve bu durumu tepeden tırnağa değiştirilen bir eğitim modelinin pilot uygulama olmadan hayata geçirilmesine bağlıyor.

“Pilot uygulama olmayınca o müfredatın size ne getirip sizden ne götüreceğini bilemiyorsunuz. Uygulama açısından sıkıntı yaratıyor” diyen Irmak yeni müfredata dair  “eğitici eğitimi” adı altında birkaç günlük seminerler düzenlendiğini ancak bu seminerleri veren kişilerin kendilerine yöneltilen soruları “bizim de bir bilgimiz yok nasıl olacağına dair” şeklinde cevapladıklarını söyledi.

“Toplumdan kaçarak, hiçbir bileşenle yan yana gelmeden yapılan değişiklikleri bir topluma anlatmak zor olur” diyen Irmak nasıl uygulanacağını birçok kişinin bilmediği yeni müfredat programını “her yanıyla eksik” buluyor.

Çoğu öğretmenin ne yapacağını bilmediği bir kaos ortamı ile yeni eğitim öğretim yılına başlanacağının altını çizen Irmak “Öğretmenler kafalarında oluşacak olan bir ton soruya ve problemlere hazır olsunlar” dedi.

Fotoğraf: Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay.

‘Eğitimin anayasası müfredattır’

Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay ise 22 yıllık iktidar döneminde dört kez köklü müfredat değişikliği, onlarca kez de bazı derslerin programında değişiklik yapıldığının altını çizerek “Eğitim sisteminin bile başı döndü” dedi.

“Eğitimin anayasası müfredattır” diyen Özbay köklü müfredat değişikliğinin anayasayı tamamen değiştirmekle aynı şey olduğunu söyledi ve sözlerine şu şekilde devam etti:

“Müfredat oluşturmak çerçeve gerektirir, müfredata yeni bir şey eklemek ya da olanı sadeleştirmek başkadır, köklü değişiklik başkadır. İsteğe bağlı değişmemeli ancak ne yazık ki bu durumla çok kez karşı karşıya kaldık. Defalarca müfredat değişikliği yapıldı ve hiçbirinin neden işlemediğinin hesabı verilmedi, komple değişikliğe gidildi. Her yeni gelen müfredat için ‘en iyisi bu’ deniyor. Ancak hiçbir temellendirme yok.”

Bilimsellikten uzak

Yeni müfredatı bilimsellikten uzak ve riskli bulan Özbay “Her adımda daha da gerici, çağın gerekliliklerinden uzak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi deyimiyle ‘kindar ve dindar bir neslin’ önünü açmak için ortaya koyulmuş bir uygulama ortaya koyuluyor” dedi ve yeni müfredatın okulları bir medreseye, öğretmenleri de medrese hocasına çevirmek istediğini ekledi.

Yalnızca içerikte değil uygulanış biçimlerinde de büyük yanlış olduğunun altını çizen Kadem Özbay, müfredat programını uygulayacak olan öğretmenlere tamamen ‘göstermelik’ bir seminer yapıldığından ve sürecin tamamen ‘kervan yolda düzülür’ anlayışıyla ilerlediğinden bahsetti ve “Herhangi bir ihtiyaç analizi ortaya konulmadan, bilimsel olmayan bir program hazırlandı ve bu program öğrenciye, öğretmene, veliye ve okula dayatıldı” dedi.

Bakan Tekin ile yüz yüze de görüşüldü

Daha önce Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile yüz yüze de görüştüklerini ifade eden Özbay “Pilot uygulama olmadan böyle bir sistemin yürülüğe girmesinin yanlış olduğunu Bakan Tekin’e de söyledik. Ancak itirazlarımız dikkate alınmadı” dedi.

Ayrıca müfredatın kimler tarafından hazırlandığını sorduklarında bakanlığın açıklamadığını söyleyen Özbay “Bir kitap yazarsınız altında adınız olur, gazeteci bir haber yapar altında imzası olur, biri ya da birileri bu müfredatı yaptı ancak kim yaptı bu bize söylenmiyor. Ayrıca bu yeni müfredat için ’10 yıllık çalışma’ dendi, 10 yıllık çalışmayı değerlendirmemiz için bize göstermelik bir hafta süre verildi” dedi.

Ebevynlere çok iş düşüyor

“Geleceğe sahip çıkan herkes bu yeni müfredata itiraz etmeli” diyen Özbay Eğitim İş olarak hukuksal süreci başlattıklarını ancak bu süre zarfında ebevynlere de çok iş düştüğünü söyledi:

“Ebeveynler bu uygulama yürülükte olduğu sürece çok dikkatli olmalı. Okuldan gelen çocuklarına her gün ‘bugün ne öğrendin, okulda ne anlattılar’ diye sormalı. Her türlü ideolojik dayatmaya ve sömürüye karşı bizim gibi kurumlara ulaşsınlar. Tüm velileri uyarmaya ve itiraz etmeye cesaret etmeye davet ediyorum, biz sizin yanınızdayız.”

Hem öğretmenler hem de öğrenciler yeni eğitim öğretim yılına cevaplanmamış sorular ile bugün başlangıç yaptı. Açılan davaların akıbiyetini ve bir değişim olup olmayacağını ilerleyen günlerde göreceğiz.

Bakan Tekin yeni müfredat için öğretmenlere seslendi: Felsefesini içselleştirinBakan Tekin yeni müfredat için öğretmenlere seslendi: Felsefesini içselleştirin

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.