Erdoğan önce mesaj verdi, sonra Bahçeli ile görüştü, Yargıtay seçiminde denge değişti
Gazeteciler Barış Terkoğlu ve İsmail Saymaz son dönemdeki 'emniyet-mafya-yargı üçgeni' tartışmasında yeni isimleri gündeme taşıdı. Terkoğlu, bürokrasiden yargıya pek çok isimle ilişkisi olan Abdullah Çetinkaya ismine dikkat çekerken Saymaz, Comanchero çetesi liderinin bağlantılarını yazdı.
“Emniyet-mafya-yargı.”
Türkiye’de 90’lardaki benzer tartışmada yer yerinden oynamış, Susurluk skandalının ardından büyük depremler yaşanmıştı.
Bugünlerde ise bir yandan Emniyet-mafya ilişkileri tartışılırken diğer tarafta yargıda rüşvet çarkı iddialarını konuşuyoruz.
Gazeteciler İsmail Saymaz ve Barış Terkoğlu son dönemdeki ’emniyet-mafya-yargı üçgeni’ tartışmasında köşelerine yeni isimler taşıdılar.
Sözcü yazarı İsmail Saymaz Comanchero çetesinin lideri Hakan Ayık’ın gayrımenkul alıp vatandaşlık elde etmesi işine aracılık edenin Kafes Operasyonu kapsamında yakalanarak tutuklanan M.S.’nin eski polis olduğunu vurguladı; operasyon gerçekleştiği sırada da ağabeyi H.S.’nin Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı olduğuna dikkat çekti.
Hakan Ayık’ın M.S.’ye vatandaşlık için müşteri getirdiğini yazan Saymaz kırmızı bültenle aranan kişilere çıkan çalışma iznini sorguladı.
Saymaz şu soruları gündeme getirdi:
“Ayık Kırmızı Bültenle arandığı halde neden Avusturalya’ya teslim edilmedi?
Ayık’ın iki ruhsatlı silah aldığı doğru mu?
Bu ruhsatlar nasıl verildi?
Maximilian Rivkin Kırmızı Bültenle aranırken, nasıl oldu da parmak izi alındığı halde oturum izni ve vatandaşlık kazanabildi?
İstihbarat incelemedi mi?
Her şey bir yana… M.S’nin Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı ağabeyi H.S., nasıl olur da kardeşinin oturum izni ve vatandaşlık ‘hizmeti’ verdiği yabancı kişilerin Kırmızı Bültenle aranan uluslararası çapta uyuşturucu satıcıları olduğunu bilmez?”
Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu ise bürokrasiden yargıya pek çok isimle yakın ilişkisi olan Abdullah Çetinkaya ismine dikkat çektiği yazısında “Çetinkaya’nın Ankara’da konuşulan bir ünü oluşmuş. ‘Yargıda, hele Yargıtay’da bir işiniz varsa Abdullah Çetinkaya çözer’ diyorlar” dedi.
“AYM üyelerinden Adalet Bakanlığı bürokratlarına, Yargıtay mensuplarından başsavcılara, HSK’nin kritik isimlerine kadar birçok kişi onun pek yakını” diyen Terkoğlu yazısında şunları kaydetti:
“Çetinkaya’nın Ankara’da konuşulan bir ünü oluşmuş. ‘Yargıda hele Yargıtay’da bir işiniz varsa Abdullah Çetinkaya çözer’ diyorlar. Hayır, dosyanızı götürmeseniz de olur. Zaten okusa da hukukçu olmadığı için anlamaz. Numarasını verseniz o dosyanızı bulur, derdinize derman olur diyorlar.
İşte Abdullah Çetinkaya’nın yerinde bu yüzden olmak isterdim. ‘Yanlış yaptın Can Atalay, AYM’ye değil bana gelmeliydin’ derdim. Sonra AYM’nin yapamadığını yapar, dosyasını şipşak diye çözerdim. Böylece devleti krize sokan yargı çatışması da hiç çıkmamış olurdu. Ülkeye de bir faydam dokunurdu. Allah da yardım eden kullarını sever onun hayatını kolaylaştırır ya, kader beni daha zengin, gönlümü daha bol yapardı. Ben de ülkeye faydalı olan yargı mensubu dostlarıma hediyeler alır, onları tatile götürürdüm.”