Ümit Özdağ için yedi yıla kadar hapis istendi
Bir dönemin en önemli isimlerinden birisi olan Mehmet Eymür hayatını kaybetti. Özellikle Türkiye'nin 90'lı yıllarına damgasını vuran Eymür, emekli olduktan sonra da yaptığı görevler ve kavga ettiği kişiler nedeniyle konuşulmaya devam etti.
Eski MİT Kontraterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, KOAH tedavisi gördüğü İstanbul’daki Çam Sakura Hastanesi’nde dün sabah hayatını kaybetti. 81 yaşındaki Mehmet Eymür, 13 Aralık’ta Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne KOAH tedavisi için nakledildi.15 Aralık’tan bu yana da yoğun bakım ünitesinde tedavi görüyordu. Durumu kötüleşen Eymür, entübe edilmişti. KOAH’nın yanı sıra parkinson ve demans hastası da olan Eymür, sabah saat 08.55’te hayatını kaybetti.
1943 yılında doğan Mehmet Eymür TED Ankara Koleji’ni, ardından İstanbul İktisadi Ticari İlimleri Yüksekokulunu bitirdi. Babası Mazhar Eymür’ün de MİT’in eski ismi olan Milli Emniyet Hizmetleri’nde görev almasından dolayı istihbaratçı olmaya karar verdi. Üniversiteden sonra MİT Müsteşarı Fuat Doğu’nun teşkilatı sivilleştirme projesi kapsamında alınan gençlerden biri de Mehmet Eymür oldu.
1965’te takip memuru olarak öğrenci pozisyonunda MİT’te çalışmaya başladı. 12 Mart muhtırasının ardından Hiram Abas’la birlikte MİT’in sorgulama üssü olan Ziverbey Köşkünde 1. Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün’ün emrinde çalıştı. Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürüldüğü Kızıldere ve Ulaş Bardakçı’nın öldürüldüğü operasyonlara katıldı.
1990 yılında suikasta uğrayan MİT’in eski Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas’la teşkilat içinde hep birlikte hareket eden Mehmet Eymür, MİT’deki Nuri Gündeş ekibiyle emekli olana kadar sürekli bir bir çatışma yaşadı.
1975’te Ankara MİT Bölge Dairesi Başkanlığı Takip Şube Müdürlüğü de yapan Eymür, 1980’de Bulgaristan’a gittikten sonra 1982’de Kenan Evren’in damadı Erkan Gürvit tarafından çağrıldı. ASALA’ya karşı eylemlerde görevlendirildi.
Türkiye’ye döndükten sonra Mardin MİT Bölge Müdürlüğü’ne getirildi. Daha sonra Ankara’da Kontrespiyonaj Dairesi içinde kurulan Kaçakçılık ve İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne tayin edildi.
Başkan yardımcılığı görevine getirildikten sonra 1984’te Genelkurmay Başkanlığı’ndan alınan izinle Babalar Operasyonu’nu başlattı. Operasyonu, Emniyet Kaçakçılık Şubeden Atilla Aytek ile beraber yapıp, birçok mafya mensubunu yakalamasıyla ünlendi. Operasyonda yakalananlardan biri dönemin önemli mafya babası Dündar Kılıç’tı.
Nevzat Ayaz, Ünal Erkan ve Mehmet Ağar gibi polis teşkilatında üst düzey memurları ve siyasileri mafyayla bağlantılı olmakla suçlayan tartışmalı 1987 MİT Raporu’nu hazırladı. Eymür daha sonra bu raporu basına sızdırdı. Raporunun kamuoyuna yansıması sonrası 10 Haziran 1988’de istifaya zorlandı. Bu rapordan önce başlayan Mehmet Eymür-Mehmet Ağar kavgası, raporun ortaya çıkmasıyla birlikte aleni hale geldi. Ölene kadar da devam etti. T24’ten Tolga Şardan’a konuşan Mehmet Ağar, “Allah rahmet eylesin. Ölünün arkasından konuşulmaz” dedi.
Mehmet Eymür’ün bir dönem yakın arkadaş olduğu isimlerden birisi de Veli Küçük’tü. Mehmet Eymür’ün Mardin Bölge Başkanlığı yaptığı dönemde Veli Küçük de Mardin’de görev yapıyordu. Burada gelişen arkadaşlıkları Ergenekon davasına kadar devam etti. Ancak Mehmet Eymür’ün Ergenekon davasında Veli Küçük ve diğer sanıklar aleyhine verdiği ifadeler sonrası araları bozuldu.
1993 yılının ortalarında Tansu Çiller’in Başbakan olmasından sonra tekrar MİT’e dönen Mehmet Eymür, Özel İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcılığına atandı. Ancak dairenin başkanı olan Şenkal Atasagun ile anlaşamadığı için dönemin MİT Müsteşarı Sönmez Köksal’dan yeni bir görev istedi. 31 Ocak 1995’te yeni kurulan Terörle Mücadele Şubesi’ne geçti.
Çiller’in emriyle kurulan bu yeni daire birçok tartışmalı eyleme imza attı. Bu birimdeyken Suriye’de bulunan Abdullah Öcalan’a yapılan başarısız bir operasyon girişimi nedeniyle yine bu birimde çalışan Kaşif Kozinoğlu ile aralarında tartışma çıktı. Bu tartışmanın sonucunda Kaşif Kozinoğlu ile de Mehmet Eymür arası hiçbir zaman düzelmedi.
1996 yılında hazırladığı 2. MİT Raporu’nun 1997 yılında basına sızması sonrası Washington’a gönderilen Eymür, sadece bir yıl sonra merkeze çekildi. Türkiye’ye döndükten sonra emekliliği istendi. Emeklilik kararına direnince MİT Yasası’nın 19. Maddesi işletildi ve Mesut Yılmaz’ın onayıyla Ekim 1998’de Şeker Fabrikaları’na müşavir olarak atandı. Eymür,1999’da MİT’ten ayrıldı ve CIA’nın genel merkezinin de bulunduğu Virginia’ya taşındı. Terör uzmanı olarak CIA’e danışmanlık yapma teklifinde bulundu.
Mehmet Eymür’ün birçok istihbaratçıdan farklı bir yapısı vardı. Görev yaptığı dönemlerle ilgili, kitaplar yazdı. Basına birçok defa açıklama yaptı. Kendine bir web sitesi kurup burada çok sayıda yazı ve belge yayınladı.
Medyaya açıklama yapmaktan da çekinmeyen Eymür, Yeşil’i kullandığını da şu sözlerle itiraf etmişti: “Yeşil’i yurt dışında kullandık. Yeşil’e bize gelmeden evvel başbakanlık kartı verilmişti. Kolordu toplantılarına katılıyordu Güneydoğu’da. Mahmut Yıldırım’ı kastediyorum evet. Yeşil, ilk bizim Elazığ elemanı olarak göreve başlamış gençliğinde. Ondan sonra askerlerle çalışmaya başlayınca bizimkiler bırakmışlar. Sonra Güneydoğu bölgesinden çıkarıldı ve Ankara’ya yerleşti, yerleşince eskiden kendisini tanıyanlar bizim yurt dışı faaliyetlerimizde yararlı olabileceğini söylediler. Prosedürlere uyarak kendisinden faydalandık. Böyle adam kullanılır mı diyeceksiniz. Bizim yönetmeliklerimiz son derece uygun, temiz adam bizim işimize yaramıyor. Bizim için suç işlemedi. Biz bir kere onu sorguya aldık, bu konularla ilgili, bir para meselesi vardı. Fakat hep bu paraları daha önce de paylaşıyordu. İbrahim Şahin’le filan epey paylaştığını anlatıyordu.”
Mehmet Eymür işkence yaptığını da itiraf etmişti. Elektrikli işkence uygulayıp uygulamadığı sorusuna “Samimi söyleyeyim mi, yaptım mı yapmadım mı onu bilmiyorum. Gençken ataktım, zaman zaman yanlışlar yapmış olabilirim. Hiçbir zaman elektrik kullanmadım. Klasik falaka” yanıtını vermişti.