Elleri, ayakları bağlı köpek ölü halde bulundu: Tecavüz iddiası
Ankara Gar Katliamı'nın dokuzuncu yıldönümünde çok sayıda insan saldırının gerçekleştiği yerde hayatını kaybedenleri andı. Katliamla ilgili dava süreci eleştirildi, kamu görevlilerinin yargılanmamasına tepki gösterildi.
Türkiye’de 2015 yılının gündemi genel seçimlerdi. Meclis’in 25. Dönemi için 7 Haziran’da herkes sandık başındaydı ve sonuçlar belli olduğunda kimsenin seçimi kazanamadığı anlaşıldı. AK Parti Meclis çoğunluğunu kaybetti, yüzde 40,9 oranında oy aldı. CHP oyların yüzde 25’ini, MHP yüzde 16,3, seçimlere ilk kez katılan HDP ise yüzde 13,1 oranında oy aldı, yüzde 10 barajını da aştı.
Seçimlerden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükûmeti kurma görevini 10 Temmuz 2015’te AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na verdi. Ancak “istikşafi görüşmeler”le süreç alabildiğine uzadı, hükümet kurulamadı ve 1 Kasım’da Türkiye’nin yeniden sandık başına gitmesi kararlaştırıldı.
Bu arada Türkiye tarihinde görülmemiş olaylar oldu. Temmuz ayının 20’sinde ESP’nin gençlik örgütlenmesi SGDF üyelerinin çoğunlukta olduğu 300 kişi Şanlıurfa’nın Suruç ilçesindeki Amara Kültür Merkezi bahçesinde toplanmıştı. Basın açıklaması yaptıkları sırada Şeyh Abdurrahman Alagöz adlı IŞİD üyesi bir canlı bomba aralarına girdi ve kendini patlattı. Saldırıda 33 kişi öldü.
Aradan kısa bir süre geçti. Bu kez tarih 10 Ekim’di. Ankara’da tren garının olduğu yerde Barış Mitingi düzenlenecekti. Binlerce insan sabah saatlerinde kente akın etmişti. Ancak burada da kanlı bir katliam oldu. Tren Garı kavşağında üç saniye arayla iki canlı bomba kendisini patlattı. Bu saldırıyı yapanlardan biri Yunus Emre Alagöz’dü. Yani Suruç Katliamı’nın faili Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün kardeşi. Burada da 103 kişi öldü.
Bu saldırıların davaları hala sürüyor, katliamda hayatını kaybedenlerin aileleri kamu görevlilerinin de yargılanmasını istiyor.
Bugün Ankara Gar Katliamı’nın dokuzuncu yıldönümüydü. Ölenlerin yakınlarıyla birlikte çok sayıda insan kanın döküldüğü alanda toplandı, dava sürecine tepkisini gösterdi. Çünkü kamu görevlilerinin yargılanmadığını, siyasi bağlantıların ortaya çıkarılmadığını söyleyerek adalet istiyorlar.
Saygı duruşunun ardından katliamda hayatını kaybedenlerin isimleri okunduktan sonra basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı saldırıda hayatını kaybeden avukat Uygar Coşgun’un eşi ve 10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun okudu.
“10 Ekim Ankara Katliamı insanlığa karşı suç kabul edilmeyecekse hangi dava kabul edilecek? Katliamın karanlık taraflarının gün yüzüne çıkacağı günleri bekliyoruz. Dönemin siyasilerinin açıklamalarına bakınca da 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi cinayet olarak apaçık ortadadır” denen açıklamadan sonra DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da konuştu. Hatimoğulları “İktidar tüm katliamlardan haberdardı. Yitirdiğimiz canlarımızı unutmayacağız. Türkiye’de tüm demokrasi güçleriyle birlikte bu iktidara ‘hayır’ diyen bütün muhalif kesimlerle demokrasiyi getirmek için mücadele edeceğiz. Şu bilinsin ki barış kazanana kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan da “Bu katliamların hesabını er ya da geç halkımıza verecekler. Bu ülkede her ay Ankara Katliamı kadar iş cinayetleri yaşanıyor. Kadınlar, çocuklar katlediliyor. Adeta katliamlar ülkesi haline gelmiş bir yerde yaşıyoruz. Buradan şunu tekrar söylüyoruz, mutlaka ve mutlaka yaptığınız bu katliamların hesabını ödeyeceksiniz” diye konuştu.
Törende son sözü alan Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk de şunları söyledi:
“Biz de katiller de gerçek sorumlular da kendilerini çok iyi biliyorlar. 9 yıl boyunca tek bir sorumlunun istifa etmediği ortamda bu anmayı yapıyorsak eğer yitirdiğimiz yoldaşlarımıza borcumuz var demektir. Gerçek sorumlulardan hesap sormak için mücadeleye ihtiyacımız var. Şunun sözünü vererek buradan ayrılıyoruz; gerçek sorumlular hesap verene, gerçek sorumlular yargılanana kadar bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz.”