TBMM şekilleniyor: İnsan Hakları değil ‘ironi’ komisyonu
Yargıtay Başsavcılığı, Gezi Parkı protestolarında tutuklananların cezasının Mücella Yapıcı dışında onanmasını istedi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Osman Kavala, "Yargıtay Başsavcılığı’nın hazırlamış olduğu tebliğname daha vahim iftiralar içermektedir" dedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 4 gün önce Gezi Parkı davasıyla ilgili hazırladığı tebliğnamede Osman Kavala’ya verilen müebbet hapis cezasıyla Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Mine Özerden ve Hakan Altınay’a verilen 18’er yıl hapis cezasının onanması istendi. Mücella Yapıcı’nın cezasının bozulmasına dair talebin nedeni ise ‘kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden’di.
Tutuklular ve yakınları bu tebliğnameye itirazlarını sokakta ve sosyal medyada dile getirdi. Can Atalay’ın TİP Hatay Milletvekili olması ise bu cezayı Meclis’e taşıdı. TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, dün Meclis’te “Bu parlamentoda bir eksikle başladık ve bir eksikle devam ediyoruz” dedi. Önder, “Seçilmiş siyasetçilere dönük hoyratlıklar hepimizin sorunu olmak durumunda. Son zamanlarda gözle görülür bir şekilde artıyor bu. Hangi siyasi partinin vekiline yapıldığının bir kıymeti yoktur. Bunlar halkın seçilmiş iradesine dönük saygısızlıklardır. O yüzden bu konuda da bir duyarlık göstermemiz gerektiğine inanıyorum” sözleriyle seslendi.
Osman Kavala ise Yargıtay’a tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Yargıtay Başsavcılığı’nın hazırlamış olduğu tebliğname daha vahim iftiralar içermektedir, hukuk ilkeleri daha açık bir biçimde çiğnenmiştir. Savcılığa göre, suç işlendiğine dair delil yokluğunda dahi, mahkeme, kişinin suç işleme niyeti taşıdığına kanaat getirip mahkumiyet kararı verebilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ilke ve kararlarına da tamamen aykırı olan, ceza hukukunda niyet okuma anlayışının, Yargıtay düzeyinde ifade bulması ülkemiz için tehlikeli bir gelişmedir.”