CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu tutuklanma kararının açıklanmasının hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğana seslendi, “Dimdik ayaktayım” dedi. İmamoğlu, hakimlikteki ifadesinde savcıları “terör örgütü” olmakla suçladı. İşte İmamoğlu'nun iki ifadesinin tam metni.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı olması artık yapılan oylamayla da kesinleşen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklandığının açıklandığı dakikalarda bir sosyal medya paylaşımıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi, “Korkunun ecele faydası yok. Öyle de yenileceksin, böyle de” dedi.
Cumartesiyi pazara bağlayan gece Ekrem İmamoğlu için oldukça uzun sürdü. İmamoğlu, iki ayrı savcılıkta iki ayrı ifade verdi, sonra da iki ayrı sulh ceza hakiminin karşısına geçip yeniden ifade verdi.
İmamoğlu’nun ilk ifadesi hakkındaki yolsuzluk suçlamalarıyla ilgiliydi. O ifadesinde şöyle konuştu İmamoğlu:
“Hakkımdaki bütün iddialar uydurma ve yalandır, bir kumpas içerisinde kurulmuş sistem karşısında mahkemeye çıkarıldım. Kumpas nizami şekilde burada da devam etti. Aynı düzen devam etmektedir, göreve geldiğim andan itibaren 1200 soruşturma teftiş geçirdim ancak bu soruşturmalar neticesinde herhangi bir şey bulunamadı. Siyasi mücadelesini namertçe veren insanların yargıyı bir aparat olarak kullandıklarını yaşamaktayım.
Şehri tümüyle trafiğe kapatan, giriş çıkışı kontrollü hale getiren bu akıl korkak bir biçimde yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu görerek yalan ve iftira olduğunun da farkına vararak milletinden kaçarcasına uydurma suçlarla Ekrem İmamoğlu’nun itibarını zedeleyeceklerini düşünüyorlar. Bu namertlerin milletten aldığı ve alacağı cevabı çok iyi biliyorum. Namertlik peşinde koşan bir avuç insan 2019 31 Mart seçimlerinde yenilince milletin iradesini çalarak hırsızlık yapmıştır ve seçimi iptal etmişlerdir ve bir sonraki seçimde millet demokrasi tokadını bu bir avuç insanın suratına vurmuştur.
Demokrasiden, hukuktan, adaletten nasibini almamış insanlar 2019 yılında kul hakkını yedikleri gibi ne tesadüftür ki 2025 Ramazan ayında da kul hakkını yemeye devam etmişlerdir. Milletin gözünün içine baka baka kul hakkı yiyen bu zavallı bir avuç insan siyasi irade ve liderleri, secimi kazanmak için her yolu mubah görmektedirler, bugün yaşanan bunun sonucudur. Kaldı ki 4 gün önce sabah 06:00’da evimden alınmak için talimat veren bu zavallı akıl bu sürecin sadece 3-5 gün öncesinde dosyalara uydurma MASAK raporları ile doldurarak; ‘kısa bir örneği 250 bin TL evrakta görülüyor şirketiniz bu binayı satın aldığı’ iddia edilirken bu binanın 2 büyük bankadan kredi alınarak alındığını araştırmamışlardır. Algı yaratmak, leke atmak, aylar öncesinden bugünün mahkemesinin gününü veren, bugünkü mahkemenin işaretini veren ‘Turpun büyüğü heybededir’ diyen Cumhurbaşkanının talimatını yerine getirmişlerdir. Milletimiz hak eden herkese cevabını verecektir.
Yürütülen bu sistemli operasyon, ekim ayında Başsavcının İstanbul’a tayini ile başlamıştır. Dedikoduları İstanbul’un bütün sokaklarını sarmış olan bu şahıs yaranmak adına uydurma dava üstüne dava açarak hedefine varmak adına her türlü kötülüğü yapmaya hazır ve nazırdır. Kula kulluk eden insandan adalet bekleyecek değilim. Namus haysiyet mücadelesini vererek yaşamının anlamına bunları katan bir kişi olarak bunun tam ter tersini yapanları da çok iyi tanırım. Bugüne kadar hakkımda açılan uydurma davaları özetlersek, diploma davası, ahmak davası, bilirkişi davası, Vali davası, Beylikdüzü’nde 10 senedir süren ve son 3 duruşmada savcının rapor aldığı dava ve Başsavcının kendisi ile ilgili uydurduğu tehdit davasıdır. Bütün bunlar İstanbul’dan Ankara’ya talimatları yerine getirme, kula kulluk etme vazifesinin sonucudur. Bütün bu süreçleri takip ederek namuslu bir baba, namuslu bir aile büyüğü, namuslu bir evlat ve Trabzonlu Ekrem İmamoglu, bir vatandaş olarak hukuksuzluğa karşı hukuki mücadelemi ve bu hukuksuzluğu yapanlara karşı da adil bir yargı sistemi ile hak arama mücadelesini nasıl vereceğini milletimiz şahitlik edecektir.
Bu sürece dair son seçimde İstanbul’da 1 milyonun üzerinde fark yiyen, 17 Bakan ve kendisi birebir onlarca mitingle İstanbul’da mücadele edip kaybeden Cumhurbaşkanı, İstanbul’da kaybettiği İBB ve muhtelif ilçeleri ele geçirme sürecini yargı üzerinden yürütmektedir. Buradan milletimize sesleniyorum, milletimiz bilsin ki sadece Ekrem İmamoğlu’nun diplomasına, işine, gücüne, namusuna, onuruna, malına, mülküne göz dikilmemiştir. Bu kişiler ayrıca milletin var olan iradesine de göz dikmiştir ve artık bugün itibariyle savcıların sevk ettiği karara bakarak ifade ediyorum ki milletimizin de malı mülkü, namusu, şerefi, haysiyeti, emeği tehdit altındadır. Bu akıl koltuğun, sarayın, İstanbul’un, memleketin, millete ait her şeyin kendisine ait olduğunu düşünmenin tezahürüdür. Mübarek Ramazan ayında hatırlatırım ki dünya fanidir, dünya mali kimseye kalmaz. Ebedi istirahat yeri 2 metre yerdir. Elbette önce yüce yaradan sonra milletime olan inancımla kendimi milletimize emanet ediyorum, milletimiz hak arama mücadelesine sorumluluk alarak devam etmelidir, millet büyüktür”
İfadesinin devamında İmamoğlu İnşaat hakkındaki iddialara değinen İmamoğlu, şöyle devam etti:
“35 yıllık bir firmadır, sadece Beylikdüzü’nde 2000’in üzerinde insanı ev sahibi yapmıştır. Daha önceki ismi ve kollektif şirket adı ile geçmişi 1950’lere dayanmaktadır. Ortaya konulan birikim de bunun eseridir. Göze battığı düşünülen mal varlığı tespit edilmiş ise de bunun üzerinde mal varlığım olduğu geçmiş dönemlerde de bellidir. Benim mal varlığım 3 nesildir devam eden aile şirketimden gelmektedir, bir yüzükle yola çıkan ve uydurma siyasi yaşam hikayelerine benzemez, asildir benim iş hayati yolculuğum. Bir yığın vergi rekortmeni ve saygın iş adamlığı ile eştir. 1970’lerden 1980’lere, 1990’lardan 2000’lere, 2000’den bu günlere kadar gelmiştir. Dolayısıyla MASAK raporlarını ciddiye almıyorum, MASAK raporlarındaki uydurma bilgi ve belgeler hakkında suç duyurusunda bulunacağımı beyan ederim.
Murat Ongun Belediyede Başkan Danışmanı olarak çalışmaktadır, benim bilgim dahilinde herhangi bir usulsüz işlemi yapmış olmayı kesinlikle kabul etmiyorum, yapılan teftişlerde de ve benim de bizatihi yaptığım tespitlerde kamu ahlakına şeffaflık ve hesap verebilirlik kişiliğime bu tür olaylara müsaade etmem. Kesinlikle bilgim dahilinde değildir. Benim Murat Kapki ile herhangi bir bağlantım yoktur. Murat Ongun benim danışmanımdır. Fatih Keleş benim meclis üyemdir. 1-2 saatte dosyanın ayrıntılı incelendiğini düşünmüyorum. Dolayısıyla HTS ile ilgili sorular tarafımca anlaşılamamıştır.”
İmamoğlu, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanma istemiyle çıkarıldığı mahkemede aynen şu ifadeyi verdi:
“Ben bu hususta emniyette ve savcılıkta ifade vermiştim. O ifadem doğrudur aynen tekrar ederim.
Ama mahkeme anında elime geçen sevk yazısında benden ifade alan savcının isminin olmadığı, farklı iki savcının isminin olduğunu gördüm.
Sayfalarca PKK terör örgütü, hiç ilgilenmediğim KCK, HDK vesaire kısaltmalarla geçen farklı dergilerde farklı terör örgütlerinin söylemlerinin dizildiği, tam bir kumpas ve pusu düzenini kuran 2 savcının suç isnadı görmekteyim. Hepsi benim için çöp niteliğindedir.
Bütün bunları benim için yazan ve terör örgütü üyeliğini ortaya koyan kişiler meslek şereflerini, meslek namuslarını kaybetmiş kişilerdir. Bu tür kişiler sadece bunları yazma marifetine sahip değil. Muhtemeldir ki ülkemizin başına bela olmuş veya olacak terör örgütü deneyimlerine de sahip olduklarını düşünüyorum. Çünkü bu tür pusu ve kumpas işi terör örgütü üyesi olmakla başarılabilir diye düşünüyorum.
Yaptıkları bu iş ve işlemler ülkemizin adalet sistemine atılmış bir bombadır, tahribatı büyük olacaktır. Yüce Türk yargısına ve onbinlerce namuslu yargıç, savcıya sesleniyorum ki, bu tür meslek namusunu, meslek ahlakını yitirmiş insanlara meydan vermeyin.
Şeref yoksunu bu insanlar Ramazan ayında kul hakkının ötesine geçip milletimize ve vatana ihanet etmektedirler, dolayısıyla suç isnadının bende zerre kadar kıymeti yoktur, yazdıkları her sayfa çöp niteliğindedir.
Benim vatan ve millet sevgimi, bayrak sevgimi ve bu ülkede yaşayan 86 milyon insanı barış ve huzur içerisinde yaşayacakları bir ülke sevdamı bu tür çöp niteliğindeki insanlar ne sorgulayabilir ne ifademi alabilir, ne de benimle ilgili fikir beyan edebilir.
Benim milletime, vatanıma, bayrağıma olan sevgimi, bağlılığımı ölçecek, aşağılayacak ya da terörle iltisaklı diyecek kişi anasının karnından doğmadı.
Ben dün ne istedilerse vermedik mi diyenlerden ve dün dünde kaldı cancağızım diyenlerden değilim, dün de ne istediler de vermedik dediklerinde ülkenin zararlarını gördüğüm yerdeydim, bugün de ülkemize zarar verenleri çok iyi bir noktadan gören yerdeyim.
Beni doğuran anne ve baba vatana ve millete faydalı olma noktasında yetiştirmiş, ben Cumhuriyet değerlerine bağlı, Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyetin 2. Yüzyılında gençleri ile tarih yazacağı bir döneme imza atmaya kararlı bir siyasetçiyim. Bu hedefimi bu milletin, 86 milyon insanımızın evlatları ile birlikte başaracağımızı milletimiz görecek ve yaşacaktır. Bu terör örgütü kimliği ile hareket eden bu iddianameleri yazan, uyduran, kumpasla beni alt etmeye çalışan yargıyı perişan eden ve siyasetin aparatı haline getirme gayreti içinde olan kişi ve şürekası ile milletimiz ve devletimiz adına bayrağımız ilelebet dalgalansın diye sonsuza kadar mücadele edeceğimi, dünden daha güçlü olduğumu ve 86 milyon insanın varlığını arkamda hissettiğimi ve 86 milyon insanı birbirinden ayırt etmeden, kimliğine inancına bakmadan bu ülkenin asli bir vatandaşı olduklarını hissedecekleri bir geleceği hep birlikte başaracağız. Allah yolumuzu açık etsin. Bu mahkemeye gelen bütün karalayıcı, kumpas içerikli iddiaları reddediyorum, tabii ki serbest bırakılmamı talep ediyorum.”
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı öğlen 12.15’te açıklandı. Bundan iki dakika sonra günlerdir mesaj paylaşan İmamoğlu’nun X hesabından bir açıklama yapıldı. İmamoğlu şunları söyledi:
“Korkunun ecele faydası yok!
Öyle de yenileceksin! Böyle de yenileceksin.
Haklılığımıza, cesaretimize, tevazumuza, güler yüzümüze yenileceksin!
Aziz Milletim;
Asla üzülmeyin, mahzun olmayın, umudunuzu yitirmeyin.
Demokrasimize yapılan bu darbeyi, bu kara lekeyi el birliğiyle söküp atacağız.
Bu süreci yöneten insanların, hem bu dünyada hem de ahirette yüce Yaradan huzurunda hesap vereceği günler yakındır.
86 milyon vatandaşımı sandığa koşmaya, demokrasi ve adalet mücadelesini tüm dünyaya duyurmaya davet ediyorum.
Dimdik ayaktayım, asla eğilmeyeceğim.
Her şey çok güzel olacak…”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına ilişkin “Tek suçu Recep Tayyip Erdoğan’ı yenmek olduğu için… Bir sonraki seçime girdiğinde de kazanacağı için tutuklandı” dedi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İmamoğlu’nun tutuklanmasına ilişkin şunları söyledi:
“Hukuk sistemimiz adına utanıyorum.
Ülkemiz adına utanç verici. Dünyada bu konuda yayınlar yapıldı. Hukuk sistemi sorgulanmaya başladı. 26 milyar lira havaya uçtu, yoksulluk olarak bize geri döndü.
Ben kayyum atanmamasına sevindim. Umuyorum itirazla tutukluluk da kalkar. Masumiyet karinesi var, bunların hepsi çöpe atıldı.
İddianame yok ortada daha, iddialar var sadece, gizli tanığa dayanan.
Ülkeyi hukukun üstünlüğüne getirmeye dayanan bir çabamız var. Bu ülke rövanş hukukundan da kurtulmalı. Tarafsız bağımsız yargı sistemi kurulması lazım. Bunun için de iktidarın bunu istemesi lazım.
Gençler ülkedeki hukuksuzluğu görüyorlar. Gençler ‘Bu sadece Ekrem İmamoğlu işi değil’ dediler. Her yerde bir hukuksuzluk var ve buna isyan ettiler. Sokaklara bunun için çıktı insanlar hak taleplerini görmezden gelmemek lazım.
Gençlerin anayasal haklarını kullanması umuyorum gözleri açmıştır.
Valla bizim korktuğumuz bir şey yok, CHP’li hiçbir belediyenin yargılanmaktan soruşturmaktan imtina ettiğini görmedik. Şimdiye kadar onlarca müfettiş geldi.
Kumpas kurulmak istedikten sonra bunu herkese yapabilirler.”