Seçimin ‘en’leri: İstanbul’un 49 adayı var, bir beldede sonuç şimdiden belli
İstanbul Barosu’nda İbrahim Kaboğlu 7 bin 219 oyla yeni başkan olarak seçilirken İzmir Barosu’nda mevcut başkan Sefa Yılmaz yeniden göreve getirildi. Bu seçimler avukatlık camiasında değişim ve yenilik arayışının simgesi oldu.
İstanbul Barosu için tarihi bir günde Haliç Kongre Merkezi’nde toplanan avukatlar yeni başkanlarını seçmek üzere bir araya geldi. 12 adayın yarıştığı seçimde Değişim İçin Avukatlar Grubu’nun adayı İbrahim Özden Kaboğlu 7 bin 219 oyla İstanbul Barosu’nun yeni başkanı oldu.
Seçim oldukça heyecanlı geçti. Sandık görevlileri oy sayımı yaparken avukatlar kurulan dev ekranlardan sonuçları takip ediyordu. Herkesin gözü yeni başkanın kim olacağına çevrilmişti.
Seçimlerin başından itibaren çeşitli gruplar arasında kıyasıya bir rekabet yaşandı. Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu mevcut Baro Başkanı Filiz Saraç ve Başkan Yardımcısı Ali Gürbüz’ün aday olmasıyla dikkat çekti. Ardından diğer gruplar sahneye çıktı: Avukatın Yükselişi Hareketi’nden Hasan Kılıç, Değişim İçin Güçlü Baro Grubu’ndan Mert Er Karagülle, Avukat Hakları Grubu’ndan Turgay Bilge, Genç Hukuk Hareketi’nden Türkan Kara, ve daha birçok isim… Her biri avukatların sesi olmak için yarışıyordu.
Kaboğlu’nun zaferi sadece bir seçim kazancı olmakla kalmadı, ‘avukatlık camiasında değişim ve yenilik arayışının’ simgesi haline geldi. Ancak bu zaferin perde arkasında Çağdaş Avukatlar Grubu’nun iki ayrı aday çıkarması yatıyordu. Bu durum Kaboğlu’nun çoğunluğu elde etmesinin önünü açmış oldu.
Çağdaş Avukatlar Grubu Cumhutiyet değerlerini koruma sloganıyla hareket eden bir grup olarak bilinirken, özgürlükçü ve evrensel hukuku daha fazla öne çıkaran bir tavır sergileyen Kaboğlu seçimde daha çok liberal, sol, sosyalist ve DEM Parti çevrelerinden destek aldı.
Baronun yeni başkanı İbrahim Kaboğlu hukukun ötesinde bir geçmişe sahip. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1974’te mezun olan Kaboğlu 1981 yılında Limoges ve Ankara Üniversitelerinde doktorasını tamamladı. 1987’de doçent, 1994’te profesör unvanını aldı. 2003’te AK Parti iktidarı döneminde Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanlığı’na getirildi. Ancak azınlık ve kültürel haklar raporunu açıkladığında fiziksel şiddete maruz kaldı. Bu olay onun için adalet arayışında dönüm noktası oldu.
Son yıllarda yaşadığı zorluklar onu daha da güçlendirdi. 686 numaralı Kanun Hükmünde Kararname ile Marmara Üniversitesi’nden ihraç edilen Kaboğlu 2018 genel seçimlerinde CHP’den İstanbul milletvekili olarak meclise girdi. Sonraki seçimlerde aday olamasa da insan hakları ve hukuk devleti konularındaki tutumu avukatlar için ilham kaynağı oldu.
24 Haziran 2018 Türkiye genel seçimlerinde CHP’den İstanbul milletvekili seçildi. 2023 genel seçimlerinde CHP’den milletvekili adayı olmak için başvuru yaptı, ancak yeniden aday gösterilmedi.
2 Haziran 2022 tarihinde Kaboğlu Fransa’nın Légion d’Honneur (Fransa’nın en yüksek dereceli sivil nişanı) madalyasını aldı.
Kaboğlu 1 Ekim’de Meclis’in açıldığı gün anayasa değişikliği tartışmalarına ilişkin sosyal medya hesabından bir açıklama yapmış ve “Siyasiler ‘yeni anayasa’ ve ‘sivil anayasa’ deyimlerini kullanıyorlar ve bu yol ile bilgi kirliliğine neden oluyorlar. Eğer mutlaka bir anayasa değişikliği yapılacaksa bu anayasa değişikliği erkler ayrılığını, yargı bağımsızlığı temelinde sağlayıcı bir anayasa değişikliği olmalıdır” diye yazmıştı.
Baroda seçimle gelen bu değişiklik aslında uzun süredir gündemde olan bir polemiği de beraberinde getirdi. Kaboğlu aybaşında yaptığı açıklamada bu tartışmalara da değinmiş ve “Değişmez maddelere olumlu anlamda dokunulabilir. Tıpkı 1995’te yapıldığı gibi tıpkı 2001’de yapıldığı gibi. 1995’te Başlangıç kısmındaki ırkçı ibareler çıkarıldı. 2001 değişikliğinde ise Madde 14’e ‘İnsan haklarına dayanan laik ve demokratik Cumhuriyet” tanımı kondu” demişti.
Kaboğlu’na yanıt ise Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’tan geldi. Yavaş sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şöyle yazdı:
“Anayasa Madde 4 çok net hocam. AYM iki defa bu konuda karar verdi ve 4. madde ilk 3 maddeyi koruduğu için kendisi de değiştirilemez dedi. Size göre olumlu olması durumu değiştirmiyor.”
AY m.4 çok net hocam. AYM iki defa bu konuda karar verdi ve 4. madde ilk 3 maddeyi koruduğu için kendisi de değiştirilemez dedi. Size göre olumlu olması durumu değiştirmiyor. https://t.co/nl6BGBrsoD
— Mansur Yavaş (@mansuryavas06) October 20, 2024
Diğer yandan İzmir Barosu’nda da bir başka seçim heyecanı yaşandı. 2024-2026 dönemi için yapılan olağan genel kurulda mevcut başkan Sefa Yılmaz Çağdaş Avukatlar Grubu’nun adayı olarak yeniden seçildi. Bu seçim sadece bir başkanlık mücadelesi değil, aynı zamanda ‘baronun geleceğine dair bir vizyonun yansıması’ olarak yorumlandı.
Kültürpark Celal Atik Spor Salonu’nda yapılan seçimde toplam 13 bin 553 avukat oy kullandı. Sefa Yılmaz, 2 bin 698 oy alarak tekrar başkanlık koltuğuna oturdu. Sercan Altunordu 2 bin 137 oy, Banu Aşkın 2 bin 210 oy ve Tacettin Çolak ise 221 oy aldı.
Konuşmasında seçim döneminde yaşanan nefret diline dikkat çekerek “Nefret dilinin İzmir Barosu avukatları tarafından kabul görmediğinin bir göstergesidir” dedi ve şöyle konuştu:
“İzmir Barosu’nun tarihini hep 116 yıl olarak söylüyorum. Çağdaş Avukatlar Grubu da bu tarihin yaklaşık 50 yılında yer aldı ve yer almaya da devam ediyor. Bugün seçimli Genel kurulumuzu yaptık. Dün itibariyle gerçekten çok kötü söylemler vardı. Nefret dili kullanıldı Çağdaş Avukatlar Grubu’na karşı. Ancak kötücül dilin, nefret dilinin hiçbir zaman artık İzmir Barosu avukatları tarafından kabul görmediğinin bir göstergesidir bugün Çağdaş Avukatlar Grubu’nun bu seçimi kazanması. Her üç grubun söylemi çok farklı değildi. Sadece Çağdaş Avukatlar Grubu üzerinden yapılmak istenen bir propagandaydı. Bunu gecenin geç saatlerine kadar yaptılar. Ama geçen seçimde de söylemiştim. Nefret diline İzmir Barosu avukatları geçit vermez. İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne, kadından yana, çocuktan yana, doğadan yana tavır koyan, laik demokratik sosyal hukuk devletinden yana çağdaş avukatlar grubu, İzmir Barosu’nun eksiksiz tüm kurullarında yer almayı başardı.”
İstanbul ve İzmir barolarındaki bu seçimler avukatlık camiasında bir dönüm noktası oluşturdu. İbrahim Kaboğlu’nun ve Sefa Yılmaz’ın başkanlıkları, sadece kendi barolarında değil, Türkiye’nin dört bir yanında hukukun üstünlüğü, insan hakları ve adalet mücadelesinin sürdüğünün birer göstergesi.
Her iki başkan da kendi alanlarında avukatların sesi olmayı ve adaletin sağlanması için mücadele etmeyi vaat ediyor. Hukuk camiasında bu seçimler ‘sistemin yeniden yapılandırılması ve adaletin sağlanması için önemli bir adım’ olarak değerlendiriliyor.
Geçen hafta açıklanan sonuçlara göre ise Diyarbakır Barosu seçimlerini Abdulkadir Güleç, Hatay’da Hatay Tut, Konya’da Oktay Unkur, Eskişehir’de Barış Günaydın, Adıyaman’da Bilal Doğan kazanmıştı.
Diğer illerde kazanan adaylar şöyle açıklanmıştı:
Afyonkarahisar: Melek İpek Yılmaz Göktürk.
Aksaray: Erçin Mevlüt Düzgün.
Ardahan: Murat Yolçu.
Aydın: Utku Devrim Barış Arslan.
Balıkesir: Hakan Topaloğlu.
Bartın: Nail Öztürk.
Batman: Abdulhamit Çakan.
Denizli: Ufuk Kök.
Edirne: Gökhan Karakoç.
Elâzığ: Melih Efe.
Erzurum: Mesut Öner.
Giresun: Soner Karademir.
Hakkâri Ergün Canan.
Kars: Necat Yağci.
Kayseri: Murat Tolga Özsoy.
Kırklareli: Mümün Neşatoğlu.
Kırşehir: İsa Dağıstan.
Kocaeli: Kadir Caner Karakadılar.
Manisa: Sevgi Başak Yeşil Malay.
Mardin: Ahmet Duyan.
Mersin: Gazi Özdemir.
Muğla: Levent Akgün.
Niğde: Emin Alper Öztürk.
Samsun: Pınar Gürsel Yıldıran.
Sivas: Fatih Sevim.
Şanlıurfa: Abdullah Öncel.
Şırnak: Abdullah Fındık.
Tekirdağ: Egemen Gürcün.
Tokat: Volkan Bozkurt.
Zonguldak: Türker Kapkaç.