Depremde 17 yakınını kaybeden Karsu bayramda Hatay’daydı
Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, Marmara’yı konuy alan en kapsamlı ve kabul gören araştırmaya göre 1999 yılından itibaren 7 üzeri deprem olma ihtimalinin 30 yıl içinde yüzde 47 olduğunu hatırlattı ve uyardı: Son 6 yılın içindeyiz.
Ay sonunda yapılacak yerel seçimler öncesinde siyasi partilerin gündemi ağırlıklı olarak İstanbul, İstanbul’un öncelikli gündemlerinden biri ise deprem.
Daha önce tüm belediye başkan adaylarının yönetmeye talip olduğu il ve ilçeler için deprem incelemesi yapması çağrısında bulunan yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, özellikle İstanbul’un depreme hazırlık hale getirilmesi konusunda vaktin daraldığı uyarısında bulundu.
Deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, CNN TÜRK’te yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bir an önce İstanbul’u planlı programlı, devletiyle, belediyesiyle, vatandaşıyla, omuz omuza, kol kola gönül birliğiyle depreme hazırlamamız gerekli. Aksi halde çok üzüleceğiz demektir.
Şimdi kentsel dönüşüm denilince, deprem odaklı kentsel dönüşümden bahsetmek lazım. Bir kenti depreme hazırlamak demek sadece yapı stokuyla olmaz. İstanbul’u depreme hazırlamak için önce yönetimi, halkı, alt yapıyı, yapı stokunu, ekosistem, çevreyi ve ekonomiyi deprem dirençli yapacaksın.”
Görür, “Önlem almak için yeterli zamanımız kaldı mı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Bu zaman işini bilmiyoruz. Bu konuda yapılan yayınlar var. Son revize yayına göre de bilim dünyasının kabul ettiği yöntemleri uygulayarak ciddi bir dergide yayınlayarak diyorlar ki; Marmara Bölgesi’nde her an olmak kaydıyla, 1999’dan itibaren her an olmak kaydıyla önümüzdeki 30 yıl içinde, olma olasılığı yüzde 47. Bu çok yüksek bir şey. 30 yıl içinde dediklerine göre, biz 24. yıl içerisindeyiz, dolayısıyla zararın neresinden dönülürse kardır. 1 insanımız bile hayatını kaybetmezse bizim için önemlidir.”
İstanbul’un risk haritası göz önüne alındığında deprem açısından en zayıf durumda olan ilçelerin hangileri olduğuna ilişkin ise Görür, “2. Boğaz Köprüsü’nü düşünün, harita üzerinde onun yerini belirleyin ve ona paralel doğu-batı bir çizgi çizin, onun güneyinde kalan alanlar 1999 depreminde hissettiklerinden çok daha fazla katbekat hissedeceklerdir. Kuzeyinde kalan alanlar da daha az hissedeceklerdir. Bu çizgi bir anlamda hasar durumunu yansıtıyor olabilir. Avrupa Yakası’nda zemin Anadolu Yakası’na göre daha kötü olduğundan Avrupa Yakası daha fazla hasar görecektir. Özellikle her iki yakada da kıyıya yakın yerler göreceli daha fazla hasar göreceklerdir” diye konuştu.