Emine Erdoğan ‘İklim krizi korkusu’na karşı uyardı: Felaket kehanetlerinin doğum sayısını düşürmesine geçit vermeyelim

"İstanbul Sözleşmesi"nden çıkılması övüldü, Azerbaycanlı yetkili Jeyran Rahmatullayeva çoçuk sayısının düşmesinde küresel ısınma ve gelecek korkusunun rol oynadığını söyledi. Emine Erdoğan da "felaket kehanetlerinin doğum sayısını düşürmesine geçit vermeyelim" dedi.

Gündem 23 Mayıs 2025
Bu haber 7 ay önce yayınlandı

2025 Aile Yılı kapsamında Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu “Küreselleşen Dünyada Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi” temasıyla İstanbul’da Uluslararası Aile Forumu’nda “Son Derece Karlı: Küresel Tehditlerin Bireylere, Ailelere ve Topluma Bedeli” başlıklı panel düzenlendi.

Moderatörlüğünü Marmara Üniversitesi Nüfus ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Zübeyir Nişancı’nın üstlendiği panele Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi İdari Ofis Başkanı Jeyran Rahmatullayeva, ABD’deki Aile ve İnsan Hakları Merkezi’nin Hukuki Çalışmalardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Stefano Gennarini, ABD merkezli sivil toplum örgütü Uluslararası Aile İzleme Örgütü (FWI) Başkanı Sharon Slater ve Rusya’da bulunan Moskova Üniversitesi’nde Biyoteknoloji Uzmanı Dr. Aleksey Kiristaev konuşmacı olarak katıldı.

“İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen Erdoğan’a teşekkür

Slater “Öncelikle, İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği için Türkiye Cumhurbaşkanı’nı takdir etmek istiyorum. Cumhurbaşkanı bu kararı, kadınların şiddet görmesini istediği için değil, bağlayıcı nitelikteki bu sözleşmeye, hükümetleri uyardığımız yanıltıcı kavramların dahil edilmesi nedeniyle aldı” dedi.

Özellikle Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) gibi kurumların yürüttüğü cinsellik eğitimi programlarının “pedagojik olmaktan çok ideolojik” olduğunu kaydeden Slater Birleşmiş Milletler (BM) sisteminin, bu tür içerikleri teşvik eden sivil toplum kuruluşlarına ve dijital projelere büyük miktarda fon sağladığını belirtti.

Slater bu eğitim modellerinin gençleri ailelerinden ve geleneksel değerlerden uzaklaştırmayı hedeflediğini dile getirdi.

Kentleşmeyle geniş aile yapısı çekirdek aileye dönüşüyor

Rahmatullayeva dijital çağın kadınların iş ve eğitim hayatında daha aktif rol almasına katkı sağladığını belirtirken aynı zamanda artan boşanma oranları gibi olumsuz etkilerin de gözlemlendiğine işaret etti.

Aile yapısının küresel ısınma ve şehirleşme gibi faktörlerden de etkilendiğini söyleyen Rahmatullayeva kentleşme süreciyle geniş aile yapısının yerini çekirdek aileye bıraktığını, ailelerin genellikle tek çocuk sahibi olduğunu ve köylerden şehirlere göç ederken yalnızca çekirdek ailenin taşındığını ifade etti.

Tüm dünyada etkisini gösteren iklim değişikliğinin aile hayatını da etkilediğini söyleyen Rahmatullayeva bu durumun aileler üzerindeki ekonomik yükü önemli ölçüde artırdığını kaydetti.

“ABD ve Batılı vakıflar geleneksel aile yapısına zarar veriyor”

Gennarini ABD ve Batılı vakıfların cinsiyet eşitliği ve üreme sağlığı gibi kavramları kullanarak geleneksel aile yapısına zarar verdiğini ileri sürdü.

BM’nin sosyal politika kararlarının artık çoğunlukla Batılı ülkelerin siyasi görüşlerine göre şekillendiğini belirten Gennarini gelişmekte olan birçok ülkenin bu politikalara karşı çıkmak yerine ekonomik kaygılar nedeniyle sessiz kaldığını vurguladı.

Gennarini “Eğer ailenin geleceğimiz olmasını istiyorsak buna bir son vermeliyiz çünkü Avrupa Birliği aileye hiç inanmıyor ve yaptığı hatalarla tüm dünyayı peşinden sürüklüyor” dedi.

“Trans birey ilaç ve cerrahi pazarının 1,5 milyar dolara ulaşması bekleniyor”

Kiristaev büyük ilaç şirketlerinin (Big Pharma) ABD Kongresi, askeri-sanayi kompleksiyle işbirliği içinde küresel bir nüfus kontrol politikası izlediğini savundu.

Çocukların biyolojik cinsiyetlerinden uzaklaştırıldığını ve pahalı hormon tedavilerine yönlendirildiğine işaret eden Kiristaev “Trans bireylere yönelik ilaç ve cerrahi pazarının 2025 itibarıyla 1,5 milyar dolara ulaşması bekleniyor” dedi.

Kiristaev Gürcistan ve Ukrayna’daki bazı laboratuvarları örnek göstererek özellikle çocuklar üzerinde denetimsiz deneyler yapıldığını iddia etti.

“Demografiye çözüm geniş ailede”

İtalya merkezli Aileler için Avrupa Ağı (ELFAC) Başkanı Maria Regina Maroncelli de demografik düşüşün ciddi bir tehdit haline geldiğini belirterek, geniş ailelerin bu soruna çözüm olabileceğini söyledi.

Geniş ailelerin toplumların geleceğinde önemli bir role sahip olabileceğini kaydeden Maroncelli, “Geniş aileler genellikle sosyal destekten yoksun kalıyor, hatta bazen damgalanıyorlar. Oysa geniş aileler demografik kriz için çözüm olabilir ve toplumun geleceği için önemli bir görev üstleniyor” dedi.

Maroncelli ELFAC’ın 22 Avrupa ülkesinden aile derneklerini bir araya getirdiğini vurgulayarak, Avrupa’da çocuk sahibi olma oranlarının hızla düştüğünü, üç ve üzeri çocuğa sahip ailelerin toplumda yalnızca yüzde 3’lük bir kesimi oluşturduğunu söyledi.

Ayrıca Maroncelli Avrupa’da düşen nüfus hızı nedeniyle bazı şehirlerin nüfus kaybettiğini, kırsal bölgelerde ise ciddi bir gerileme yaşandığını belirtti.

Türkiye henüz Avrupa kadar büyük demografik sorunla karşı karşıya değil

Maroncelli aile dostu belediyeler ağı kurduklarını ve bu girişimle yerel yönetimlerin aile merkezli politikalar geliştirmesini teşvik ettiklerini kaydederek, şimdiye kadar 10 ülkeden 160 belediyenin bu ağa katıldığını dile getirdi.

Yerel yönetimlerin aile politikalarını merkeze alarak sosyal sermayeyi güçlendirebileceğini aktaran Maroncelli bu sayede genç nüfusun göçünün de engellenebileceğini ifade etti.

Türkiye’nin henüz Avrupa’daki kadar büyük bir demografik sorunla karşılaşmadığını, ancak gelecekte benzer bir sürecin yaşanabileceğini belirten Maroncelli “Ailelerin desteklendiği ve çocuk sahibi olmanın teşvik edildiği bir toplumsal yapı kurarsak, bu gidişatı değiştirmek mümkün” dedi.

Aile dostu şehirler ekonomiye de katkı sunar

Maroncelli aile dostu şehirlerin yalnızca refahı artırmakla kalmayıp, ekonomik büyümeye de katkı sunduğunu vurgulayarak “Çocukların ve ailelerin olduğu yerde ekonomi canlanır. Bu yüzden şehir planlaması, ulaşım, sağlık ve eğitim politikaları aile merkezli olmalı” dedi.

Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde uygulanan aile dostu şehirlere dikkati çeken Maroncelli “Bazı uygulamalar sıfır maliyetlidir, örneğin annelere özel park yerleri ya da yaz aylarında ücretsiz açık hava sinemaları gibi küçük adımlar bile ailelerin bir araya gelmesini sağlar ve aidiyet duygusunu artırır” ifadelerine yer verdi.

Maroncelli, şehirlerin aile politikalarında başarılı olabilmesi için yerel yönetimlerin konuya tam bağlılık göstermesi gerektiğini savunarak “Bu ancak belediye başkanının ve belediye meclisinin aile odaklı bir vizyona sahip olmasıyla mümkün olur. Ayrıca aileler sürece dahil edilmeli, görüşleri alınmalı ve birlikte hareket edilmelidir” diye konuştu.

“Aile dostu belediyeler ağı”nın ardından “aile dostu şirketler ağı” kurmak üzere çalışmalar yürüttüklerini aktaran Maroncelli bu girişimle özel sektörün de sorumluluk üstlenmesini hedeflediklerini kaydetti.

Maroncelli “Gençlerin yaşamak ve çalışmak isteyeceği bir ortamı ancak yerel yönetim ile iş dünyasının birlikte hareket etmesiyle sağlayabiliriz” dedi.

Emine Erdoğan: Felaket kehanetlerinin doğum sayısını geriletmesine geçit vermeyelim 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan “Uluslararası Aile Forumu”nun gala yemeğine katıldı.

Burada konuşan Erdoğan “Uluslararası Aile Forumu”nda katılımcılarla bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.

Bu anlamlı buluşmaya gösterilen yoğun ilginin son derece umut verici olduğunu kaydeden Erdoğan “İnanıyorum ki derdimiz de tasamız da ortak. Hepimiz, aileye yönelik tehditlerin fazlasıyla arttığı günümüzde onu korumak arzusundayız” diye konuştu.

Erdoğan tam da bu nedenle forumun, bu ortak gayelerini gerçekleştirmek için güçlü bir dayanışmanın ilk adımı olacağına inandığını belirterek katılımcılara geldikleri için teşekkür etti, yurt dışından gelen misafirlere ise “Türkiye’ye hoş geldiniz, sefalar getirdiniz” dedi.

“Aile toplumun en temel yapıtaşıdır”

Erdoğan, insanın yaşam serüvenin ailede başladığını ifade ederek “Hayatı ve hayata dair tüm kavramları, değerleri, duyguları ailede öğreniriz. Dolayısıyla aile, toplumun en temel yapıtaşıdır. Aynı zamanda çocukların okulu, hastaların şifahanesi, yaşlıların huzurlu limanı ve tüm mensuplarının en güvenli sığınağıdır. Bu anlamda aile, devletin de en önemli paydaşıdır. Çocuk eğitiminden, yaşlıların bakımına kadar nice sorumluluğu aile üstlenir” şeklinde konuştu.

Bu görevlerin toplumsal bir soruna dönüşmeden aile içinde yerine getirildiğini kaydeden Erdoğan şunları söyledi:

“Çünkü aile birliğinin temelinde kader birliği vardır. Bunun yanında somut olmayan kültürün tüm öğeleri, gelenekler, örf ve adetler, yeni kuşaklara aile yoluyla aktarılır. Böylece medeniyet mirası korunur. Aynı şekilde, çocuklara milli kimliğin kazandırılması da ailede gerçekleşir. Nasıl ki bir çiçeği çoğaltmak için dalı suda köklendiriyorsak, aile de medeniyet mirasının köklendirildiği kadim bir sudur. Aile dimdik ayakta kalır, sağlığını, mukavemetini korursa, toplum da dirayetli olur.”

Erdoğan bu yüzden toplumların kaderinin, aile kurumunun kaderine bağlı olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

“Fakat sizler de biliyorsunuz ki aileye yönelik küresel tehditlerin çemberi gittikçe daralıyor. Ailenin geleneksel yapısında çözülmeler meydana geliyor. Toplumlar bir erime potasına atılmaya çalışılıyor. Tüm bu girişimler ahlaki ve manevi değerlerimizi hedef almaktadır. Zira bizi bu olumsuz dış etkilere dirençli kılan milli kimliğimizdir. Bunun ötesinde aile kurumunu ifsat etmek isteyen mekanizmaların, çocuklarımızın zihinlerini fethetme peşinde olduğunun da farkındayız. Bu, bir anlamda kaleyi içten fethetmektir.”

“Aile tüm dünyada toplumların ortak değeri, tüm dinlerin kutsalıdır”

Emine Erdoğan, bugün uzmanların, çocukların ekran karşısında 6 saatten fazla vakit geçirdiğini söylediğini kaydederek “Her türlü zararlı ideolojiye, aile birliğini hedef alan yaşam tarzlarına ve hatta istismara açık haldeler. Bunun faturası dünyanın her yerinde, kendi öz kültürlerine yabancılaşmış genç nesiller olarak kesiliyor.”

Teknoloji bağımlılığının yetişkinler için de yaygın bir sorun olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Her yaştan insan ‘dikkat ekonomisinin’ ürünleri haline geldi. Gerçekten üzülerek ifade ediyorum ki toplumlar gittikçe artan bir seyirle, sosyal medya mecralarına odaklı yaşamlar kuruyorlar. Bu yüzden bazı ülkelerde insanlar hayatla yeniden bağ kursun diye ‘çevrimdışı kafeler’ açılıyor. Dijital detoks yapmak isteyenler buraya gelip bir kitaba ya da el işine konsantre olmayı yeniden öğreniyorlar. Yüz yüze sohbet etmenin tadına varıyorlar. Sanal dünyada kaybolmadan önce, hayatın ne kadar organik ve ne kadar insani olduğunu hatırlıyorlar. İşin bu boyutlara gelmiş olması gerçekten çok üzücü, değil mi? Şu inkar edilemez bir gerçek ki şapkamızı önümüze koymamızın, aile kurumunu destekleyecek politikaları artırmamızın vakti gelmiştir. Çünkü aile tüm dünyada, toplumların ortak değeri, tüm dinlerin kutsalıdır.”

Erdoğan bu nedenle 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiklerini kaydederek Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının üniversitelerden sivil topluma kadar tüm paydaşlarıyla çok yönlü çalışmalar sürdürdüğünü, evlilik yardımları, çocuk yardımları ve aileye yönelik indirimler gibi sosyal desteklerle aile birliğini güçlendirdiklerini dile getirdi.

Geçen yıl UNICEF tarafından örnek proje gösterilen “Gönül Elçileri Projesi” ile birçok çocuğun artık koruyucu ailelerinin yanında olduklarını aktaran Erdoğan “2002’de koruyucu aile yanındaki çocuk sayısı 515 iken, bugün 10 bin 617 çocuğumuz sıcak yuvalarda, şefkatli kucaklarda büyüyorlar.” dedi.

Erdoğan, fakat aynı şeyi savaş bölgelerindeki çocuklar için söyleyemediklerini ifade ederek “7 Ekim 2023’ten beri Filistin’de tüm fertleriyle 2 bini aşkın aile yok oldu. Onlardan geriye, yardım çağrılarını duymayan dünyaya gülümsedikleri fotoğrafları kaldı. Yalnızca 1 ferdi hayatta kalan Filistinli aile sayısı ise 5 bin civarında. Aile birliğinin önemine binaen toplandığımız bu anlamlı forum aracılığıyla, bu gerçeğin uluslararası toplumda yankı bulmasını diliyorum. Unutmayalım ki ailenin korunması evrensel bir haktır” diye konuştu.

“Türk kültürünün ruhu nesillerin bir arada olduğu geniş ailelerdir”

Ailenin Türk toplumundaki yerinin son derece müstesna olduğuna dikkati çeken Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türk kültürünün ruhu nesillerin bir arada olduğu geniş ailelerdir. Dinimize göre de aile tüm faziletlerin öğrenildiği ilk adrestir. İnsanın yeryüzündeki cennetidir. Ailenin temeli muhabbet ve merhamet, amacı ise sekinettir. Aile büyüklerimize karşı sorumluluklarımızı hürmetle yerine getirmek, bizim dinimizde kulluk görevi sayılır. Kişinin ailesinin rızkı için çalışması ibadet hükmüne geçer. Ne mutlu ki toplum olarak ailemizin bu karakterini ve kutsal konumunu hala canlı tutabiliyoruz. Şahsen istisnasız herkesin, aile olmanın manevi lezzetine ve insana kattığı huzura çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.”

Erdoğan Harvard Üniversitesinin yaptığı bir araştırmaya göre insan mutluluğunun sırrının güçlü ve sürdürülebilir ilişkiler kurabilmesinde saklı olduğunu belirterek güçlü aile bağlarının beraberinde yaşam doyumunu ve iyi olma halini getirdiğini söyledi.

Okulda ve işte başarı, psikolojik direnç, kendini güvende hissetme ve tamamlanmış bir anlam arayışının da güçlü bir aileyle mümkün olduğunu vurgulayan Erdoğan “O nedenle aile kurumunun yaşatılmasının en etkili formülünün geleneklere sahip çıkmak olduğu inancındayım” dedi.

Emine Erdoğan sofra başında toplanmaktan, birlikte kaliteli zaman geçirmekten ve akraba ziyaretlerinden geri durulmaması gerektiğini kaydederek “Evlenme yaşını ileri atan bahanelere ve felaket kehanetleriyle doğum sayılarının geriletilmesine geçit vermemeliyiz. Yaşlı ve yalnızlaştırılmış bir dünya insanlığın kaderi olmamalıdır. El ele vererek güçlü ve müşterek bir söylemle, aileyi dünyada yeniden hak ettiği saygın konuma yükseltebiliriz. Aile hususunda sizlerle gönül birliğimiz olduğunu biliyor, iş birliğine de açık olduğumuzu belirtmek istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.

15 ülke temsilcisi “Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı”nı imzaladı

Programda 15 ülke temsilcisi 2023’te BM 78. Genel Kurulu’nda küresel imzaya açılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk imzacısı olduğu “Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı”na imza attı.

Beyanı ülkeleri adına Filistin Sosyal Kalkınma Bakanı Samah Hamad, Nijerya Kadın İşleri Bakanı Imaan Sulaiman Ibrahim, Senegal Aile ve Dayanışma Bakanı Maimouna Dieye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Kırgızistan Çalışma, Sosyal Koruma ve Göç Bakanı Ravshanbek Sabırov, Malezya Kadın, Aile ve Toplum Geliştirme Bakanı Nancy Shukrı, Karadağ Sosyal Refah, Aile Bakımı ve Demografi Bakanı Damir Gutic, Gine Kadın, Çocuk ve Korunmasız Kişilerin Güçlendirilmesi Bakanı Charlotte Daffe Toure, Kongo Cumhuriyeti Sosyal İşler, Dayanışma ve İnsani Yardım Bakanı Irene Marie Cecile Mboukou Kimbatsa Nee Goma, Sırbistan Cumhuriyeti Kadın-Erkek Eşitliği, Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ile Kadınların Ekonomik ve Siyasi Güçlenmesinden Sorumlu Bakan Tatjana Macura, Özbekistan Başbakan Yardımcısı Zulayho Mahkamova, Kazakistan Çalışma ve Halkın Sosyal Koruması Bakan Yardımcısı Olzhas Seitbattalovich Anafin, Endonezya Nüfus ve Aile Kalkınması Bakan Yardımcısı Ukik Kusuma, Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk İşleri Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova ve Moğolistan Aile, Çalışma ve Sosyal Koruma Bakanlığı Müsteşarı Munkhzul Lkhagvasuren imzaladı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, günün anısına Emine Erdoğan’a aile ağacının resmedildiği tablo hediye takdim etti.

Emine Erdoğan programa katılan medya temsilcileriyle bir süre sohbet ettikten sonra fotoğraf çektirdi.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.