Sözcü gazetesinden ayrılan ekibin kurduğu Nefes gazetesi geçen hafta yayın hayatına başladı. Sözcü’den Emin Çölaşan yeni gazeteye çok sert bir yerden iki kez saldırdı: “Patronunuz Erdoğan’ın sarayını da yapan Rönesans Holding mi?”
Geçen yaz sonunda Sözcü gazetesi içinde uzunca süredir uzaktaki patronla İstanbul’da gazeteyi yapan ekip arasında yaşanmakta olan gerginlik kopma noktasına geldi; gazetenin 17 yıllık Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz görevini bırakıp gazeteden ayrıldı. Onun arkasından gazetenin Yazı İşlerinden önemli bir kadro da art arda istifa etti.
Metin Yılmaz bir sermayedar bulduğunu, onun para koyacağını ve yeni bir gazete çıkaracağını söylüyordu. Nitekim adı Nefes olan bu gazete geçen hafta 19 Aralık Perşembe günü yayın hayatına başladı.
Daha önce 10Haber’de Sözcü ile Nefes arasında bir kavga olduğunu yazmıştık ama o kavga henüz alttan alta devam ediyordu. Nefes’in yayınlanmaya başlamasından sonra kavga da üstte görülür hale geldi.
Nefes’in künyesinde imtiyaz sahibi olarak İsmail Yılmaz adı yazıyor. İsmail Yılmaz bir zamanlar Sözcü gazetesinin avukatıydı. Onun bu gazeteyi yayınlayacak bir sermayeye sahip olmadığını herkes biliyor, o yüzden herkes Nefes’e esas parayı koyan ismi merak ediyor. Çünkü kağıda basılı gazetelerin satışının görece ucuz fiyatlarına rağmen çok düşük olduğu, pek az gazetenin salt satış geliriyle para kazandığı, geri kalanların aslında reklam gelirine güvendiği, reklam gelirlerinin ise hiçbir biçimde eskisi kadar olmadığı, hatta çok düşük olduğu biliniyor. Kaldı ki iktidara mesafeli yayın yapan gazete ve web siteleri zaten açık ve örtülü reklam ambargoları altında. Bu gazetelere reklam vermek cesaret meselesi.
O yüzden Nefes’i yayınlayan ve orada çalışan insanlara belli bir süre maaşlarını alacaklarına dair güvence veren sermayedarın kim olduğu merak ediliyor.
İşte Sözcü gazetesi de tam buradan Nefes’e vurmaya karar verdi. 26 Aralık günü Sözcü yazarı Emin Çölaşan hiç lafı dolaştırmadan “Yeni gazetenin arkasında kim var” diye sordu.
Çölaşan soru soruyormuş gibi yapıyordu ama kendince bir cevap veriyordu: Türkiye’nin en büyük müteahhitlik gruplarından biri olan, Tayyip Erdoğan iktidarına yakınlığı bilinen Rönesans Holding ve onun patronu Erman Ilıcak’ın Nefes’in arkasındaki sermaye olduğunu neredeyse açık açık iddia ediyordu.
Çölaşan’ın bu iddiasının bir temel dayanağı vardı yazısında yazdığına göre: Nefes’in internet sayfasında üst üste Rönesans Holding reklamı görmüştü.
Çölaşan’ın ima yoluyla söylemeye bile zahmet etmediği bu iddiası Sözcü ile benzer okur tabanına yaslanan Nefes’i zor durumda bırakacak bir iddiaydı.
Ertesi gün Nefes gazetesinden iki yazar, Deniz Zeyrek ve Ümit Zileli, Emin Çölaşan’a kibarca sitem eden yazılar yazdı, Deniz Zeyrek gazetenin patronunun Rönesans olduğu iddiasını yalanladı, ama gazetenin sahibinin kim olduğunu yazmadı.
Zeyrek, Çölaşan’ın sözünü ettiği Rönesans ilanlarını gazete yönetimine sorduğunu, “8 günlük bir yayın anlaşması, zaten bitiyor” cevabı aldığını yazıyordu.
Fakat bu cevap Emin Çölaşan’ı tatmin etmedi. Aslında Zeyrek yazısında Çölaşan’ın iddiasına yanıt veriyordu ama Çölaşan dün yayınlanan yazısında bir kez daha “Sizin arkanızda Rönesans var mı yok mu” diye sordu.