Polatlar davasında tutuklu kalmadı, Engin Polat da serbest
Kara para aklamadan vergi kaçırmaya kadar birçok iddiayla gündeme gelen Dilan Polat ve Engin Polat’a dair soruşturma hızlandı. Çiftin 15 şirketinde haftalar sonra arama yapıldı. 10Haber'e konuşan kaynaklar polisin yöntemini 'tuhaf' buldu.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Engin Polat ve Dilan Polat ile diğer şüpheliler hakkında yapılan ihbar üzerine “Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet” suçlarından başlatılan soruşturma hızlandı.
Soruşturma kapsamında, Polat çiftine ait 15 şirkete yönelik arama, el koyma ve inceleme kararı verildi.
Bunun üzerine harekete geçen Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ile vergi müfettişleri şirketlerde arama yapılmaya başlandı.
Aramalarda şirketlerde bulunan dijital materyaller ve defterler inceleniyor. El konan materyaller polis ekiplerince emniyete götürüldü.
Öte yandan Dilan Polat ve eşi Engin Polat’ın cep telefonlarına da el incelenmek üzere el konduğu öğrenildi.
Bu arada polis ekipleri Ataşehir’deki Özel Dilan Polat Ataşehir Polikliniği’ne geldi. Ekiplerin içeride çalışmaları sürerken poliklinik çalışanları dışarıda bekledi.
Aramada hazır bulunan Polat çiftinin avukatı Vahit Kaya gazetecilere konuyla ilgili gizlilik kararı olduğunu söyledi.
Müvekkilleri hakkında gözaltı kararı olmadığını söyleyen Kaya ekiplerin evrakları incelediğini, ekiplere avukatlar olarak yardımcı olmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Kaya müvekkili Dilan Polat’ın arama yapılan klinikte olmadığını belirtti.
Bu arada Beşiktaş Levent Mahallesi Beyaz Karanfil Sokak’taki By Sıla Doğu-Dilan Polat Güzellik Merkezi’nde de maliye ekipleri ve polislerce inceleme yapıldı. Merkezde arama yapan ekipler çalışmalarını tamamladıktan sonra ayrıldı Ekiplerin çıkarken yanlarında koliler taşıdığı görüldü.
Polis ekiplerince Fatih Molla Fenari Mahallesi’ndeki Dilan Mücevherat Uluslararası Pazarlama ve Ticaret AŞ’de de arama yapıldı. Maliye ekiplerinin de yer aldığı aramada çalışmalarını tamamlayan polisler ellerinde evraklarla ayrıldı.
Polat çiftine ait birçok adreste ise aramalar geç saatlerde hala sürüyordu.
Ataşehir’deki polikinlikte polisin arama çalışmaları sırasında avukat Vahit Kaya da basın mensuplarına açıklama yaptı.
130 şubenin bulunduğu belirten Kaya “Şu anda şimdi basın yasağı var, gizlilik kararları var. Gözaltı kararı yok, herhangi bir şey yok. Sadece mali şube geldi, bazı evrakları almaya çalışıyor. Onlara yardımcı oluyoruz biz avukatlar olarak. Herhangi bir şey yok. Kendisi burada değil tabii ki yani, burası iş yeri. Personel telefonuna el koymaya çalışıyorlar, yüzlerce çalışanın telefonuna el konulmaz. Yani dünyanın her yerinde avukatlık yapmış, o ülkelerde avukatının böyle bir uygulama görmedim. Yüzlerce çalışanın personelin telefonu el konulmaz. İçeride gerginlik… Ben yani böyle bir sistemi görmedim. Yüzlerce insan evine gidecek, telefonları yok. Annesi, babasıyla konuşamıyor şu anda” diye konuştu.
10Haber’e konuşan Polat çiftinin avukatı Çağdaş Çelik eve yönelik arama ve Dilan-Engin Polat çiftine yönelik gözaltı kararı olmadığını söyledi.
Polat çiftiyle ilgili soruşturmayı 10Haber’e değerlendiren eski Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanı Hanefi Avcı bunun önceden başlatılmış gizli bir soruşturma olabileceğini söyleyerek “Operasyonun ne zaman başladığını tam olarak bilmiyorum. MASAK’ın bir haftada rapor çıkarması çok mümkün değil. 15 şirketleri varsa bu yaklaşık bir yıl sürer. Eski bir soruşturma olduğu kanaati bende yüksek. MASAK kendiliğinden pek harekete geçmez, kamu kurumlarından gelen ihbarla harekete geçmiştir” dedi.
Avcı “Resmi açıklamalara göre 27 Eylül’de soruşturma başlatıldıysa bir aydır ifade alınmaması, arama-el koyma işleminin bir ay sonra gelmesi normal mi” sorumuza ise şu cevabı verdi:
“Türkiye’de olup bitenlere bakacak olursak normal değil. Türkiye’de süreç operasyon, gözaltı, ifade şeklinde yürüyordu. Ancak normalde bu soruşturmadaki gibi de yapabilir. Yasal olarak mümkün. Savcılık yurtdışı yasağı, mal varlıklarına el koyma gibi tedbirler alıp gözaltı ve aramayı en sona bırakabilir. Ancak Türkiye’de uygulanan mevcut hukuka bakarsak bir gariplik var. Geçmişte yapılanlara bu yönüyle benzemiyor.”
Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve avukat Ruşen Gültekin ise şüphelilerin ifadesinin alınmamış olmasının normal olmadığını söyleyip şu yorumu yaptı:
“Türkiye’de kara para aklama cezası çok yetersiz. ABD’de 140 yıla kadar çıkarken bizde 7 yıl. Sezgin Baran Korkmaz bu yüzden Avusturya tarafından ABD’ye iade edildi. Sürekli varlık barışı çıkartıyoruz, dünya da bizi kara para aklamakla suçluyor. Savcılık yaptığım için biliyorum. Bu olayda Mali Şube MASAK’tan rapor istemiş olabilir. Bir tweet atıldığında bile ifadeye çağrılmıyor, baskınla gözaltına alınıyorsun. Delil karartma şüphesiyle tutuklanıyorsun. Böyle iddiaların olduğu bir dosyada hâlâ ifade alınmamış olması anormal.”