Prof. Görür bu kez dört il için uyardı: Dirençli kentler yaratmalıyız

Türkiye dünyanın önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağı üzerinde. Ayrıca karmaşık jeolojik yapısı nedeniyle çok sayıda aktif fay var. Bu aktif fayların üzerinde, Türkiye uzmanların tüm uyarılarına rağmen 6 Şubat 2023’te depreme yine hazırlıksız yakalandı.

6 Şubat depremlerinin üzerinden bir sene geçti ancak uzmanların uyarıları sürüyor.

Dün Manisa’da düzenlenen bir panele katılan Prof. Dr. Görür ”Türkiye’de depremden arınmış bir yer, hemen hemen yok gibi” dedi ve asıl meselenin depremin ne zaman olacağını sormak yerine buna dirençli kentler yaratmak olduğunu söyledi. Tarihte Manisa’da da birçok deprem olduğunu hatırlatan Görür, hazırlık yapılması çağrısını tekrarladı.

Dört ili uyardı

Prof. Dr. Görür son günlerde endişeli olduğu bölgeleriyse şöyle anlattı: “Depremin ne zaman geleceğini bilmiyoruz ama her geldiğinde binlerce insanı gömemeyiz. Emin olun depremin çok büyük hasar verdiği toplumlara iyi gözle bakılmıyor. ‘Bu kadar insanını feda edemezsin, bir yanlışlık var’ diyorlar. Ya bilimi ciddiye almıyorsun yahut da inşaatı yanlış yapıyorsun. Her durumda toplumun aleyhine işleyen bir yapı var, o yönüyle hoş görmüyor. Bu da bize yakışmıyor. Bugünlerde daha çok Tunceli, Bingöl Karlıova, Erzincan yörelerimiz biraz endişelendiriyor. İzmir’de de bir endişemiz var. Çünkü İzmir’de 15 tane fay var. İzmir yarımadasını kesen fayların özelliklerini bilmiyoruz. O faylar ne zaman deprem üretiyor, nedir? Bilmediğimiz için sorun olarak düşünüyoruz.”

‘Deprem molozlarının yanlış gömülmesi daha fazla insanı öldürüyor’

6 Şubat depremlerinin ardından yıkılan evlerin molozlarının yanlış şekilde gömülmesinin ileride farklı sorunlara neden olacağını söyleyen Prof. Dr. Görür şunları söyledi: “Güneydoğu’da evler yıkıldı. Bütün molozları götürdüler, gömdüler. Bu durumun çok büyük zararı var. O gömdükleri inşaat molozunda demir, kağıt, asbest, kimyasal madde, organik madde, karton, çelik, beton var. Var da var. Gömülen molozların içerisinde yağmurun yağmasıyla kimyasal reaksiyonlar olur. Bütün parlayıcı, patlayıcı, toksin, zehirli maddeler oluşur ve toprağı kirletir. O toprak yer altı suyunu kirletir. Oradan akarsular, göller, denizler kirlenir. O bölgede yetişen domates sofrana gelir, zehir yersin. Bu tür deprem bölgelerinde kanser hortlar. Deprem molozlarının nereye, nasıl, hangi yöntemlerle bertaraf edilmesi gerektiği uluslararası yöntemlerle yapılmalıdır. Canının istediği yere, dere yatağına yığarsan depremin öldürdüğünden daha fazla insanı uzun zamanda öldürürsün.”

Depremde kaybolan oğlunu ararken dolandırıldı: ‘Burada’ dediler, açtırdığım mezar boş çıktı