Psikolog Duygulu: Şiddet olaylarının nedeni gelecek kaygısı

Trafikte, sokakta, medya organlarında sürekli şiddet olaylarıyla karşılaşıyoruz. Bu durum giderek de artıyor. Bu toplumsal şiddet sarmalını Psikolog Serap Duygulu 10Haber’e değerlendirdi. Duygulu bu öfke kontrolü sorunun altında insanların gelecek kaygıları olduğunu belirterek, “Bu olaylarda öncelikle kişilik yapısının etkisi var. İkincil olarak çevresel etkenler var. Kişi gergin bir ortamda yaşıyorsa ister istemez o duyguya katılıyor. O ortamın davranışlarını, duygularını yansıtırsınız. Buna da zaten uyum diyoruz. Hepsinin ötesinde şu an içinde yaşadığımız şey geleceği öngörememek, gelecekle ilgili birtakım kaygılar yaşamaktan dolayı giderek artan bir gerginlik var. Daha önce iklim kaygıları vardı. Şimdi savaş durumu da insanları etkilemeye başladı. İşte ‘bu savaş ne zaman bitecek’, ‘ülkemiz mi etkileyecek mi’ gibi sonunu göremediğimiz kaygılar kaygılar nedeniyle sürekli uyaran alıp, sürekli gergin halde yaşıyor insanlar. Bitmeyen kaygının üzerine, sürekli uyaranlar alıyoruz. Bir süre sonra bu gerginliğin içinde insanlar öfke patlamalarına yöneliyorlar. Bu öfke patlamalarının altında yatan neden ise insanların kendini savunma duygusu yer alıyor. Gerginliğin dozu arttıkça, öfkenin dozu da artıyor” dedi.

‘Daha makul seçenekler kalktı’

Daha önce orta düzeyde hayatlar yaşarken, ortalama kaygılar yaşarken; İşte, bir işimiz varken, kendimize göre birikim yaparken, yaşadığımız coğrafya da bir sıkıntı yokken, şimdi bunun tam zıttı durumu yaşıyor insanlar.
Bir de basın ortamında sürekli karşı tarafın kötülendiği, ötekileştirildiği, olayların somutlaştığı böyle bir şiddet ortamında kişiler daha da gerginleşiyor. Şu an bir medya organını açalım bir sürü şiddet olayını görürüz. Artık daha makul çözümler bulmak, tartışarak sorunları çözmek gibi seçenekler maalesef artık kalktı.

Deşarj olmak için daha güçsüz birisine öfkesini yansıtıyor

Haberlere yansıyan şiddet olaylarına baktığımız zaman insanlar kendinden daha güçsüz gördüğü öfkelerini yönlendiriyor. Bunun nedeni nedir” sorusuna Serap Duygulu, “Çünkü orada kontrol edebiliyor. O şekilde deşarj oluyor. Kendisiyle eşit şartlarda olan bir insan üzerinde öfkesini yöneltip, istediği şeyleri yapamayabilir. Aslında kendini tehdit ve tehlikelere karşı savunmak istiyor. Ama tehlike o kadar büyük ki, biz şu an ekonomiyi düzeltemiyoruz, bu savaşları durduramıyoruz. Bir de korku var. Kişiler bu korku ve savunmadan gelen öfkeyi bir yere yansıtmalıyım diye düşünüyor. O yüzden kendisinden daha aciz gördüğü birilerine yönlendiriyorlar öfkelerini” diye yanıt verdi.

‘Ev içi şiddet’ raporu: Eylülde 299 çağrı yapıldı