Boşanma davalarının yüzde 70’ini kadınlar açıyor: Aile içi şiddet önemli bir konu
Uzmanlar son dönemde artan akran zorbalığı için medya başta olmak üzere bir dizi etkinin tetikleyici olduğunu söylüyor.
Türkiye’de ve dünyada artış gösteren akran zorbalığı olayları son senelerde gittikçe fiziksel şiddetle, kimi zaman ölümle sonuçlanıyor. Daha geçen gün Elazığ’da bir ortaokulda iki kız öğrenci arasında çıkan tartışma sonucu taraflardan biri sınıf arkadaşını bıçakla yaralamıştı. Çanakkale’de ise boyu kısa diye dalga geçilen ortaokul öğrencisi Eren Özgür arkadaşlarına mesaj atıp evinin penceresinden atlayarak intihar etmişti.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Doğanakran zorbalığının şiddet eğiliminin alt türü olduğunu, bunu diğer zorbalık türlerinden ayıran en temel kriterlerinse kasıtlı zarar verme isteği, eylemin tekrarlanması ve kurbanla zorba arasında güç dengesizliği olduğunu söyledi.
Doğan çalışmalarına göre Türkiye’de her üç çocuktan birinin sözlü ya da fiziksel zorbalık kurbanı ya da faili olduğunu belirtti. Çocukların zorbalığa başvurması veya maruz kalmasının pek çok nedeni olduğunun altını çizen Doğan şöyle dedi:
“Akran zorbalığında çocuğun mizacı, bireysel özellikleri, yaşı, cinsiyeti, etnik kökeni belirleyici oluyor. Aile de ikinci aşamada yer alıyor. Bu konuda ebeveyn tutumları, kişilikleri, aile içi şiddet ve çocuğa yaklaşımlar belirleyici. Üçüncü neden okul ve öğretmenler. Okul iklimi, şiddetle mücadelede okulda neler yapılıyor, okulun zorbalığa karşı sosyal politikaları nelerdir, rehberlik çalışmaları ve önleyici sınıf içi etkinlikler, bunlar önemli. Dördüncüsü ise çocuğun yaşadığı yerdeki şiddete bakış açısı, şiddetle karşılaşıyor mu, şiddet içeriklerini izlemesi veya bu içerikteki bilgisayar oyunları belirleyici.”
10Haber’e konuşan Dr. Uzman Psikolog Serap Duygulu akran zorbalığının kadın cinayetleri ile beraber ülkenin en büyük sorunlarından biri haline geldiğine dikkat çekti. Son yıllarda hem lise ve ortaokullarda, hem üniversitelerde, hem de iş yerlerinde zorbalık olaylarının arttığına vurgu yapan Duygulu “40 yıl önce de akran zorbalığı vardı, ancak artık can alıyor. Dijital dünyanın yaygınlaşması, çocukların genç yaşta istemedikleri içeriklere maruz kalması ve bilgisayar oyunlarının empati duygusu üzerine çok önemli etkileri var” diye konuştu.
Okullarda akran zorbalığını önleyici sosyal projeler yürütülse de, her geçen gün yeni olaylar gündeme gelmeye devam ediyor. Her türlü aile ortamından gelen insanın zorbalığa uğrama ihtimali olduğunu hatırlatan Serap Duygulu “Disiplin cezaları veya uyarılar çözüm değil, acilen önleyici eylem planı gerekiyor. Okullar açılmadan bir hafta önce, psikologlar, okul müdürleri, veliler ve rehber öğretmenleri bir araya getirecek zorunlu bir eğitim yapılmalı. Bugün kullanılan metotlar sorunun öğrenci, öğretmen ve veliler arasında çözülmesine yönelik. Bu sistem çalışmıyor, Milli Eğitim Bakanlığı’nın her alandan disiplini bir araya getirerek seferber olması gerekiyor” dedi.