Kasım ayı başından beri sadece İstanbul’da sahte içkiden 40 kişi öldü. İçişleri Bakanı daha dün 137 ton sahte içki yakalandığını açıkladı. Sahte içki, yüksek vergiler sayesinde suç örgütleri için uyuşturucudan daha kârlı bir ticarete dönüştü.
Sevenleri daha dün iş insanı Rıza Kalkavan’ı toprağa verdiler. Kalkavan, sahte içki yüzünden öldü. Sadece İstanbul’da Kasım ayı başından beri sahte içkiden ölenlerin sayısı 40’ı buldu; bu sebeple hastaneye başvuranların sayısı ise 80’i geçti.
Sahte içki, sadece yılbaşı yaklaşıyor diye yaşadığımız bir sorun değil, yılın 12 ayı bu konuyu yaşıyoruz.
Daha dün İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya çok edici bir rakam açıkladı: Sahte içki için yapılan son iki operasyonda polis ve jandarma tam 137 ton sahte içki ve sahte içki yapımında kullanılan etil alkol yakalamıştı.
Bu sahte içki patlamasının arkasında, içkiden alınan yüksek vergilerin suç örgütlerine vaat ettiği inanılmaz kazanç var.
Yasal olarak satılan 1 litrelik rakı gibi yüksek alkollü bir içkinin satış fiyatının yaklaşık yüzde 65’i vergi. Kalan yüzde 35 içinde, son satıcının kazancı, üretici firmanın üretim ve dağıtım maliyetleri ile kazancı var. Üstelik yüksek alkol içeren içkilerden alınan maktu vergi miktarı daha yeni yükseltildi.
Buna karşılık suç çeteleri fiyatın içindeki o yüzde 65 vergiyi ödemiyor; çok daha kötü ve kalitesiz malzemeyle yaptıkları sahte içkiyi ucuza malediyor, şişeleri ise zaten eski kullanılmış şişelerden elde ediyor. Yani litre başına fiyatın yüzde 80’inden fazla kazanç elde ediyorlar.
Bu da sahte rakı üretimi başta olmak üzere sahte içki üretimini neredeyse endüstriyel seviyede yapılan bir organize suç konusu haline getiriyor. Burada merdiven altında 50-100 litre üretenlerden söz etmiyoruz, 137 tonluk malzemesi yakalanan büyük organizasyonlar var artık.
Dün sabah içişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıkladığı Çengel-14 ve Çengel-15 operasyonlarında toplam 21 sahte içki imalathanesi ortaya çıkarılmış. Operasyondan gelen fotoğraflar imalathanelerin nasıl endüstriyel tesisler olduğunu gösteriyor.