Kuryeyi öldürüp kaçtıktan sonra: Başsavcılık titizlikle soruşturuyormuş
Şeriatı savunan ve karşı çıkan iki sosyal medya ünlüsünün programı yargı krizine yol açtı. Diamond Tema adlı fenomenle ilgili çıkarılan yakalama kararı ifade özgürlüğü, Bakan Tunç’un sözleri ise laiklik tartışması başlattı.
Sosyal medyada göze çarpan isimlerden avukat Feyza Altun’un yakın zamanda şeriat kelimesini küfürle birlikte andığı bir paylaşımdan sonra evinin aranıp gözaltına alınması “şeriata hakaret diye bir suç mu var” tartışması yaratmıştı.
Şimdi bu tartışmayı alevlendiren hatta yükselten bir gelişmenin tam içindeyiz.
Neden mi?
Liberal Demokrat Parti (LDP) Bornova İlçe Başkanlığı gibi siyasi görevlerde bulunan Asrın Tok sosyal medya ünlülerinden. Şimdi YouTube’da ‘Yer6’ ismiyle yayın yapan kanalda program yapıyor. Yayının son konuğu Diamond Tema lakaplı bir kişiydi. Diamond Tema Yunanistan, İtalya ve Arnavutluk gibi bölgelerde yaşamını sürdürüyor, çeşitli dizi ve belgesellerde yer alıyor. Aynı zamanda yazar. Agnostizm ve İlahi Tragedya gibi kitaplarıyla tanınıyor. Gündem olan programın konusu İslam şeriatıydı ve yayın iki günde 1,3 milyon kişi tarafından seyredildi. Tartışmadan kesitler sosyal medyada en çok paylaşılan videolar arasına girdi. Çünkü Diamond Tema “Şeriatın haricindeki hiçbir sistemde altı yaşındaki bir kızla evlenemezsin” demişti.
Programın gördüğü popülaritenin ardından konuya Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dijital Medya Koordinatörü Aslan Değirmenci girdi. Değirmenci “Yer6 adlı programda Peygamber Efendimize hakaret eden Diamond Tema isimli şahıs hakkında TCK 216/2. ve 3. fıkralarda düzenlenen halkın bir kesimini aşağılama ve dini değerleri aşağılama suçlarından soruşturma başlatıldı. Program hakkında erişim engeli de talep edildi” dedi.
Buna tepki olarak program daha çok yayıldı, sosyal medya kullanıcıları videoyu erişim engeli gelme ihtimaline karşı indirip farklı yollarla paylaştı.
Mesele burada da kalmadı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç bu konuda iki açıklama yaptı ve her iki açıklama da farklı tartışmalar başlattı.
Dün şüpheli Diamond Tema’nın yurtdışında olması nedeniyle hakkında yakalama kararı çıkarıldığını bildiren Tunç “İslam dini ve sevgili Peygamberimizle ilgili kullanılan tahrik edici, çirkin ve provokatif ifadeler asla kabul edilemez. Soruşturma titizlikle sürdürülmektedir” demişti. Bu gelişme üzerine sosyal medyada “devletin dini olur mu olmaz mı, her inanıştan yurttaşın yaşadığı bir ülkenin bakanı ‘peygamberimiz’ diye bir ifade kullanabilir mi?” tartışması başladı.
Konu sosyal medyada dallanıp budaklanınca Adalet Bakanı Tunç’tan ikinci bir açıklama geldi ancak bu da başka bir tartışmanın fitilini ateşledi.
İlk açıklamasında Dimaond Tema yurtdışında olduğu için hakkında yakalama kararı çıkarttıklarını duyuran bakan şimdi de özetle düşünce özgürlüğü olduğunu, ama ‘aşağılama’ olamayacağını söyledi. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin demokrasinin şartı olduğunu belirten Tunç “Anayasamızın 25 ve 26’ıncı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10’uncu, BM Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi’nin 19’uncu Maddelerinde bu hakkın kullanılması ve hangi sınırlamalara tabi tutulacağı düzenlenmiştir” dedi.
Anayasada ve uluslararası hukuk düzenlemelerinde de herkesin düşüncelerini açıklama ve yayma hakkı olduğunu anımsatan bakan sınırlandırmaları da şöyle açıkladı:
“… Bu hürriyetlerin kullanılmasının millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabileceği belirtilmiştir.”
Sosyal medya ve bazı basın yayın araçlarıyla başkalarının haklarına ve itibarına saygı sınırını aşan, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu oluşturan, halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişilerin TCK 216 gereğince cezalandırılmasının kanunun açık hükmü olduğunu söyleyen Tunç sözlerini şöyle noktaladı:
“Son zamanlarda bazı sosyal medya mecraları ile basın yayın organlarında peygamber efendimize yönelik ifade özgürlüğü sınırlarını aşan, karalayıcı ve çirkin ifadelerin kullanılması nedeniyle başlatılan adli soruşturmalardan rahatsız olanların yaptığı eleştiriler, haksız eleştirilerdir. Bu tür düşünce açıklamalarının suç olup olmadığını değerlendirecek olan soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcılarımız, kovuşturma aşamasında da tarafsız ve bağımsız mahkemelerimizdir.”
Bu arada yurtdışında olduğu halde hakkında yakalama kararı çıkarılan sosyal medya fenomeni Diamond Tema da Adalet Bakanı’na yine sosyal medyadan seslendi.
Programda müslümanların dini değerlerini aşağılamadığını ve ağzından hakaret suçu oluşturacak bir kelime çıkmadığını söyleyen sosyal medya fenomeni programda ‘şeriatı savunan tarafın kurduğu üstünlük’ nedeniyle hedef alındığını iddia etti.
Diamond Tema lakaplı fenomen açıklamasının devamında şöyle dedi:
“Ortada suç ve hüküm yokken Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı azgın bir grubu memnun etmek için Adalet Bakanı sıfatıyla ‘ifade özgürlüğü sınırlarını aşan, hakaret içerikli, provokatif ve çirkin’ ifadelerini kullanıyor, ardından tarafsız ve bağımsız mahkemelerden bahsediyorsunuz. Bu çelişkili duruma düşmekten çekinmiyorsunuz, bari bakanlık makamını düşürmeseydiniz.
Bu arada benim okuduğum sahih hadis eğer iftira ve suç unsuru sayılıyorsa, o halde bu hadisleri yayınlayıp dağıtan Diyanet’e ve bu hadisleri kürsülerden okuyan din adamlarına da dava açmanız gerekmez mi? Yoksa suçum bu hadisleri okumak değil de dinsiz olmak mı?”
İstanbul Barosu Başkanı Avukat Filiz Saraç Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamalarına tepki gösterenlerden biriydi.
Tunç’un paylaşımının kabul edilemez olduğunu kaydeden Saraç Anayasa’ya göre herkesin düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olduğunu vurguladı.
Saraç sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şöyle dedi:
“Sayın Adalet Bakanının bir dönem Baromuzun üyesi olarak da görev yapmış bir hukukçu olarak yaptığı paylaşım kabul edilemez! Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” konulu 26. Maddesine göre, “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.” Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’nin 10. maddesinde de “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar” denilmektedir. Sayın Bakanın aynı hassasiyetini, laik Cumhuriyet’e aykırı faaliyet gösteren yapılara karşı göstermesini diliyoruz.”