Türlü türlü ihmaller zinciri: Milyarderlerin öldüğü Titan’ı patronun cimriliği batırmış
Silo patlamasında hayatını kaybeden Elif Dayıoğlu’nun patlama yakınında bulunma sebebi personel eksikliği çıktı. Depo memuru olan Dayıoğlu, geçici olarak kantar tartım işinde çalışıyormuş. Patlamadan etkilenecek mesafede çalışan Dayıoğlu’nun ölümünde ‘İhmal var mı’ sorusu ise şimdilik cevapsız.
Toprak Mahsulleri Ofisi silolarında 7 Ağustos’ta meydana gelen patlamada üçü ağır 12 kişi yaralanmış, TMO’nun 60 silosundan 13’ü etkilenmişti. Yaralılardan altısı taburcu edilmiş, yoğun bakımdaki üç yaralıdan Ekrem Kalkan 9 Ağustos’ta tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmişti.
Önceki gün de durumu ciddiyetini koruyan 48 yaşındaki Elif Dayıoğlu’ndan acı haber geldi. Dayıoğlu, doktorların tüm müdahalelerine rağmen yedi günlük yaşam mücadelesini kaybetti. Dayıoğlu geride iki oğlunu ve acılı eşini bıraktı. Arif Dayıoğlu, eşi Elif’in hikayesini 10Haber’e anlattı.
Elif Dayıoğlu, TMO’da çalışmaya 2010 yılında Tekirdağ’ın Malkara ilçesindeki TMO şubesinde başladı. Burada yaklaşık 1,5 yıl çalıştı. Depo memuru olarak görev yapan Dayıoğlu, 2012’nin ortasından itibaren Derince şubede çalışmaya başladı.
Arif Dayıoğlu’na eşinin patlamaya yakın bir noktada mı çalıştığını sorduğumuzda dikkate değer bir yanıt aldık. Dayıoğlu, “Eşimin çalıştığı yer aslında patlamaya yakın değil. Kurum eğitimlerle bir çok kişiyi farklı işler yapabilir hale getiriyor. Yetkinliği oluşturduktan sonra farklı alanlarda görevlendirme yapabiliyor. Eksik personelden dolayı kantar tartım işini geçici olarak Elif yapıyordu” dedi.
Yani Elif Dayıoğlu, asıl işi sebebiyle değil, personel eksikliği sebebiyle o an orada bulunuyordu. Silolara tehlike oluşturacak kadar yakın çalışmak için herhangi bir eğitim alıp almadığını sorduğumuzda ise “Onu bilmiyorum” yanıtını aldık. Yanarak hayatını kaybeden Dayıoğlu, korucuyu kıyafet giymiş miydi? İş güvenliği ile ilgili gerekli eğitimi almış mıydı? Bu sorular şimdilik cevapsız. TMO yaptığı açıklamalarda bu konuya hiç değinmedi.
Arif Dayıoğlu, ihmal ihtimaliyle ilgili geniş kapsamlı araştırmayı savcılığın yaptığını, personellerin ifadelerinin alındığını, farklı meslek dallarından oluşturulan bir bilirkişi heyetinin de olayı araştırdığını söyledi.
Dayıoğlu, patlamayı oğullarından öğrenmiş. İki oğlu patlamadan hemen sonra olay yerine gitmiş ve annelerini hiçbir çocuğun tanıklık etmemesi gereken şekilde görmüşler. Dayıoğlu, olayı şöyle anlattı:
“Beni oğlum aradı. Ben Gebze’de Kastamonu Entegre’de çalışıyorum. Çocuklarım ev yakın olduğu için koşarak patlamanın olduğu yere gitmiş. Annelerini o halde, yanarken görmüşler. Çocuklarım için olayın şoku, travması uzun süre atlatılabilecek bir şey değil.”
Patlamanın yaşandığı gün yanlarına yetkililerden ve kurumdan gelenler olduğunu belirten Dayıoğlu, hastanede yaşam mücadelesi verdiği yedi gün boyunca kimsenin aramadığını ve ziyarete gelmediğini anlattı. Dayıoğlu, “İlk gün olay sıcakken yetkililerden ve kurumdan gelenler oldu, bir de cenazede geldiler. Hastanede yattığımız bir haftalık dönemde arayan soran olmadı. Belki sonradan gelirlerse bilmiyorum artık” dedi.
Aynı patlamada 20 yaşındaki Ekrem Kalkan da hayatını kaybetti. Kahramanmaraşlı Kalkan’ın, Türkiye’yi yasa boğan 6 Şubat depreminde evi yıkıldı. Kocaeli’de çalışmaya ise inşaat işçisi babasına yardım etmek için 25 gün önce başlamıştı. Kalkan ilk maaşını alamadan patlamada hayatını kaybetti.