Pençe-Kilit’ten acı haber: 2 şehit, 2 yaralı
Genç teğmenler mezuniyet töreni sonrası yıllardır süregelen bir gelenek nedeniyle disiplin soruşturmasına tabi tutuldu. Avukatları "Emre itaatsizlik yok, tören sonrası yapılan geleneksel bir kutlama söz konusu" diyerek iddialara tepki gösterdi.
30 Ağustos 2024’te Kara Harp Okulu’nda düzenlenen sancak devir teslim ve mezuniyet töreni, sıradan bir törenin ötesinde tartışmaların odağına yerleşti. Törenin ardından “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla gündeme gelen genç teğmenler, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından disiplin soruşturmasına tabi tutuldu. İhraç istemiyle yüksek disiplin kuruluna sevk edilen bu teğmenler ve avukatları kamuoyuna detaylı bir açıklama yaparak kendilerini savundu.
Avukatların yaptığı açıklamaya göre, teğmenlerin törendeki davranışları herhangi bir emre itaatsizlik ya da disiplinsizlik içermiyor. Avukatlar, törenin resmi kısmının tamamlanmasının ardından teğmenlerin, Kara Harp Okulu’nda yıllardır süregelen bir geleneği yerine getirdiğini belirtti. Bu gelenek, mezun olan subayların törenden sonra bir araya gelip kılıç çatma seremonisi yapması ve subaylık andını okumalarıydı.
“Resmi tören sona erdikten sonra protokol alandan ayrılmış, tören komutanı da mezun teğmenlere alana girebileceklerini söylemiştir. Bu izin üzerine teğmenler geleneksel şekilde kutlamalarını yapmıştır” ifadelerine yer verildi.
Avukatlar ayrıca, okunan subaylık andının, bir gece önceki öğrenci kutlamasında komutanların huzurunda da dile getirildiğini ve bu metnin Kara Harp Okulu’nda uzun yıllar boyunca kullanıldığını vurguladı. “Bahse konu metin, geçmişte resmi törenlerde bile okunmuş, hatta 16 Ağustos 2024’te Milli Savunma Bakanı’nın huzurunda gerçekleştirilen bir törende de seslendirilmiştir” dendi.
Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarının teğmenleri basın mensuplarını törene çağırmakla suçlamasına da yanıt verildi. Avukatlar böyle bir davetin kesinlikle yapılmadığını, aksine mezun subaylar haricinde alanda kimsenin bulunmaması için titizlik gösterildiğini belirtti. Açıklamada “Okul birincisinin alanın boşaltılması yönündeki anonsu, müvekkillerimizin bu konudaki hassasiyetini açıkça göstermektedir” sözleri yer aldı.
Avukatlar, MSB’nin disiplin sürecine ilişkin yaptığı açıklamanın zamanlamasına ve içeriğine de tepki gösterdi. Yüksek Disiplin Kurulu henüz kararını vermemişken yapılan bu açıklamanın, kurul üyeleri üzerinde baskı oluşturabileceğini savundular. “Askerlik hiyerarşisi göz önünde bulundurulduğunda, bu tür bir açıklama yöntem ve zamanlama açısından kabul edilemezdir,” ifadeleriyle eleştirilerini dile getirdiler.
Öte yandan, MSB kaynakları ise olayla ilgili farklı bir perspektif sundu. Yapılan açıklamada, genç teğmenlerin eylemlerinin organize ve planlı bir disiplinsizlik olduğu, amirlerin uyarılarına rağmen bu davranışların sergilendiği öne sürüldü. “Disiplin olmazsa ordular sevk edilemez. Ortak değerimiz Atatürk üzerinden bir ayrışma yaratılmasına yönelik hiçbir tavır kabul edilemez” dendi.
Bakanlık basının törene çağrıldığı ve olayın organize şekilde planlandığı iddiasını da dile getirerek bunun askerî hiyerarşiye aykırı olduğunu vurguladı.
Bu süreçte kamuoyunun gözleri hem genç teğmenlerin savunmasına hem de Yüksek Disiplin Kurulu’nun vereceği karara çevrilmiş durumda. On yıllardır süregelen bir geleneği yaşatmak isteyen genç subaylar, haklarında yürütülen soruşturma nedeniyle meslek hayatlarının başında büyük bir sınavla karşı karşıya kaldılar. Avukatlarının çağrısı ise net: “Teğmenlerimizin mesleki geleceği karartılmamalı, milletimizin göz bebeği olan bu gençler siyasi tartışmalara kurban edilmemelidir.”