Advertisement

Bakan Tekin yabancı okul krizinde ‘denkliğe denklik’ istedi: Biz de Avrupa’daki Türkleri eğitelim

Milli Eğitim Bakanı Tekin son günlerde iyiden iyiye tırmanan yabancı okul krizinin uluslararası sözleşmeyle çözülebileceğini söyledi. Avrupa'daki Türk çocukların eğitiminin de olası bir anlaşmaya eklenmesi gerektiğini söyledi.

Gündem 24 Temmuz 2024
Bu haber 1 ay önce yayınlandı

Türkiye eğitim sisteminde geçen aralık ayında başlayan ‘yabancı okul’ krizi sürüyor. Fransız Büyükelçiliği’ne ait Ankara’daki Charles de Gaulle ve İstanbul’daki Pierre Loti liselerinden sonra şimdi de Almanya Büyükelçiliği’ne bağlı Ernst-Reuter Schule yeni dönemde Türk öğrenci kabul etmeyecek. Çünkü Dışişleri Bakanlığı nota verdi.

Detaylara geçmeden önce kısaca özetleyelim; Charles de Gaulle ve Pierre Loti Türkiye’deki Fransız elçiliğine bağlı iki okul, kuruluşundan bu yana Türk milli eğitim sistemiyle değil Fransız sistemiyle eğitim veriyor. Başlangıçta başta Fransızlar olmak üzere yabancıların çocukları için kuruldu bu okullar, ama her yıl az sayıda Türkiye öğrenci kabul edildiği de biliniyor.

Okullar yuva sınıfından lise sona kadar bütün sınıflarda öğretim yapıyor. Fransız hükümetinin kontrolündeki bu iki okul geçmişte Türkiye’de denkliğe sahip değildi. Ancak bir süre öncesine kadar (yani 1997 öncesinde) Türkiye’de zorunlu eğitim sadece beş yıllık ilkokulu kapsadığı için okula kabul edilen minik Türk öğrenciler bir de Türk ilkokuluna gidip zorunlu eğitimi tamamlıyor, ilkokuldan sonra bu Fransız okullarında devam ediyordu.

Her yıl çok az sayıda (kabaca her sınıfta mevcudun üçte biri kadar) Türk öğrenci alan bu okullara Türkiye’de zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkarılmasının ardından sessiz sedasız denklik de verildi. Böylece küçük çocukların çift dikiş eğitim almasının önüne geçildi. Denklik uygulaması AK Parti iktidarı döneminde, zorunlu eğitim 2012’de 12 yıla çıktıktan sonra da sürdü.

Fakat bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı bu Fransız okullarında denkliğin sürmesi için Türk vatandaşı öğrenciler için zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersleriyle Türkçe derslerinin eklenmesi gerektiğini, okulların bu öğrenciler için Türk eğitim müfredatını uygulaması gerektiğini bildirdi.

Çok az sayıdaki Türk vatandaşı öğrenciye uygulanacak bu müfredattan yabancı kökenli öğrenciler muaf tutulacak, yabancı öğrenciler din derslerinden de, Türkçe dersinden de muaf olacaktı.

Fransız okulları buna uymak istemedi. Çünkü esas hizmeti Türk çocuklarına değil, başta Türkiye’de yaşayan Fransız vatandaşlarının çocukları olmak üzere yabancılara veriyorlardı. Milli Eğitim Bakanlığı ile Fransız Büyükelçiliği arasında Aralık 2023’te bir dizi görüşme yapıldı, ama anlaşma sağlanamadı.

Temmuz ayına gelindiğinde gelişmeler hız kazandı. Gerginliğin dozu iyiden iyiye artarken son olarak Türkiye Fransız Kültür Merkezi Genel Müdürü ve Kültür Etkinlikleri İşbirliği Müsteşarı Sylvie Lemasson Dışişleri Bakanlığı’nın kendilerine nota verdiğini, müzakerelerin sürdüğünü ancak kabul edilmemesi halinde yeni eğitim öğretim yılından itibaren Türk öğrenci alamayacaklarını duyurdu.

Ardından benzer biçimde Alman hükümeti tarafından yönetilen ve az sayıda Türk öğrenci de kabul eden Ernst-Reuter Schule de yeni dönemde çift uyruklu olsalar dahi Türk öğrencilerin kaydını yapamayacağını duyurdu.

Şimdi bu okullarda okuyan Türkiye vatandaşı çocuklar için gidecek okul aranıyor.

Milli Eğitim Bakanı: Avrupa’daki Türk çocuklar da kendi kültürlerini öğrenebilsin

Ve bugün Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’den yeni bir açıklama geldi. Okulların normal koşullarda mevzuatta yeri olmadığını, bu okulların denkliğinin bulunmadığını söyledi, eğitimin ancak mevzuat içine girmeleri halinde devam edeceğini duyurdu:

“Bir yasal mevzuatımız var, bir de anayasamızın 90. maddesi, yani uluslararası sözleşmelerle ilgili maddesi çerçevesinde ülkelerle yaptığımız uluslararası anlaşmalar var. Bu okulların hukuki statüye kavuşmaları için uluslararası sözleşme yapılması gerekiyor. Bahsi geçen ve yasal dayanağı olmayan 12 okulla ilgili, iki ülkenin karşılıklı anlaşabileceği uluslararası sözleşme zemininde yasal dayanak oluşmasını arzu ediyoruz.”

“Uluslararası sözleşme yapalım. Özellikle Avrupa’daki Türk vatandaşlarımızın çocuklarının eğitim öğretim alanında demokratik ve özgür biçimde kendi kültürlerini, ana dillerini öğrenebilecekleri zeminde uluslararası anlaşma yapmak için çaba sarf ediyoruz.”

Tekin geçmiş hükümetlerin de 1993, 1998 ve 2000 yıllarında Fransa’yı uyardığını, ancak Fransa’nın bu konuda adım atmaktan imtina ettiğini söyleyerek “Bizim yapmak istediğimiz şey Fransa’nın da dahil olduğu diğer ülkelerle karşılıklı uluslararası sözleşme yapmak” dedi.

Maarif hamlesi mi?

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki Fethullahçı cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminden sonra terör örgütü olarak tanımlanan FETÖ yurtdışında başta eğitim olmak üzere birçok alanda faaliyet sürdürüyordu. ABD’de ve başka bazı ülkelerde hâlâ okulları olduğu biliniyor.

Hükümet 15 Temmuz sonrasında Türkiye Maarif Vakfı’nı devreye sokarak sekiz yılda 21 ülkede 232 okulu bu örgütten devraldı. Ancak hamleler Afrika’yı aşamıyor, özellikle Avrupa ülkeleri bu talepler karşısında çekimser davranıyordu.

Tekin’in açıklamaları da bu duruma işaret ediyor. Özellikle “Uluslararası sözleşme yapalım. Özellikle Avrupa’daki Türk vatandaşlarımızın çocuklarının eğitim öğretim alanında demokratik ve özgür biçimde kendi kültürlerini, ana dillerini öğrenebilecekleri zeminde uluslararası anlaşma yapmak için çaba sarf ediyoruz” ifadesi aslında bu ‘nota’ hamlesinin bir ‘mütekabiliyet’ isteğinin sonucu olduğunu ortaya koyuyor.

Kriz büyüyor: Dışişleri nota verdi, Fransızlardan sonra Alman okulu da Türk öğrenci almayacakKriz büyüyor: Dışişleri nota verdi, Fransızlardan sonra Alman okulu da Türk öğrenci almayacak

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.